-16-

564 22 7
                                    

Bölüm 16|Ödül Töreni

Oğuz park ettiği arabasından inip kaputa yaslandı. Cebinden bir dal sigara çıkarıp dudağına yerleştirdi. Yaktığı ateşi sigarasının ucuna tutarken bir an önce o dumanı içine çekmek istiyordu.

Bugünkü yedinci sigarasıydı. Normalde sadece alkolle içtiği halde bugün dozunu kaçırmıştı. Elinde değildi, Eflal'e duyduğu öfke anca böyle diniyordu.

Hayatında ilk defa biri onu böyle kırmıştı. Üstüne üstlük Eflal'in yaptıklarından hangi birine kırılacağını da şaşırmıştı.

Hata Oğuz'daydı. Eflal'e kendini fazla açmıştı.

Bu yüzden akşam Eflal'e imzalatacağı sözleşme için hiç karamsarlık duymuyordu. Artık Eflal'in de bedel ödemesi gerekiyordu.

İçine ilk dumanını çektiği anda keyifle sırıttı. Ciğerlerine dolan bu yanma hissini seviyordu.

Tam bu sırada evin kapısı açıldı ve Eflal kuğu gibi süzülerek dışarı çıktı.

Oğuz her seferinde kuğu benzetmesini yapmaktan bıkmıyordu. Çünkü bu zerafeti anlatacak başka kelime yoktu.

Üstünde geçen gün Begüm'ün moda evinde seçtikleri gümüş elbise vardı. Oğuz askıda gördüğü elbisenin bu kadar mükemmel gözükeceğini tahmin etmemişti.

Sakince Oğuz'a doğru adımladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sakince Oğuz'a doğru adımladı. Yüzünde eşsiz gülümsemesi vardı.

"Merhaba." Tam Oğuz'un karşısına geçip gözlerinin içine baktı.

Oğuz baş selamı vermekle yetinip içine çektiği dumanı üfledi.

Eflal üstüne gelen duman karşısında rahatsızca yüzünü buruşturup elini dumanları kovmak ister gibi salladı.

"Rahatsız mı oldun?"

"Biraz." Burnunu kırıştırdı.

"Geçen gece içmek için can atıyordun ama?" Oğuz alayla gülümsedi.

"O gece farklıydı. Canım sıkkındı."

"Canın sıkkın olduğunda aklından geçen her şeyi yapar mısın? Mesela iddiaya girmek gibi?"

İmayla sorduğu soru karşısında Eflal şaşkınca bakakaldı. Oğuz yine neyin kafasını yaşıyordu?

"Ne demek istediğini anlamadım."

'Anlamazsın tabi.' İçinden sinirle söylenip yarısına geldiği sigarayı yere attı ve ayakkabısıyla üstüne bastı. "Boşver." Ve arkasını dönüp arabaya bindi.

Eflal aynı şaşkınlıkla arkasından bakmaya devam etti. Kapıyı açmayacak mıydı yani?

Adamın sağı solu belli değildi ki! Bir flört havasında centilmenlik abidesi oluyordu, bir öküzün önde gideni.

VELİAHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin