Bölüm 27|Gerçek Bir Balayı
Dakikalardır yanında huzurla uyuyan kadını izliyordu. Yastığa yüz üstü yatmış, dudakları yatağın şeklini alıp büzülmüştü. Kısa saçları beyaz yastığın her tarafına dağılmıştı. Çok dalgın uyuyordu. Çünkü Oğuz dün gece onu fena yormuştu.
Uzanıp çıplak sırtında parmaklarını gezdirdi.
Kaç kez bu anı hayal etmişti? Kaç defa Eflal'le yeni bir güne gözlerini açmayı düşlemişti? Her seferinde hayal kırıklığına uğrarken sonunda hayali gerçek olmuştu.
Aşık olduğu kadın sabah ışıklarında yanında usulca uyuyordu. Üstelik o da Oğuz'u seviyordu. Ve daha da güzeli bu kadın onun karısıydı.
Örtü beline kadar çekiliydi ve kadının çıplak bedenini tekrar ilgiyle süzdü. Dün bütün gece onun vücuduyla ilgilenmiş olmasına rağmen hala doyamamış olması çok ilginçti. Gözleri omuzlarına ve boynuna kaydı. Dün gecenin kanıtını taşıyan diş izleri ve morluklar vardı. Normalde asla kendini böyle kaybetmezdi ama Eflal'in bedeninde hırçınlaşıyordu.
Üstelik Eflal normal hayatında olduğu gibi yatakta da kontrolcüydü. Durmak bilmiyor fazlası için uğraşıyordu. Ahlaksız sözler duymaktan hoşlanıyor, sert sevişmek istiyordu. Üstelik ondan beklenmeyecek şekilde cilveli davranıyor, her istediğini yaptırtmayı başarıyordu.
Oğuz'un onu yorduğu kadar o da Oğuz'u yormuştu ama bu yorgunlukların en güzeliydi.
Uzanıp çıplak omuzuna bir öpücük koyduğunda Eflal küçük bir mırıldanmayla kıpırdandı. Uyanmak istiyor ama yorgunluktan gözlerini açamıyor gibiydi.
Onun bu tatlı haline gülümseyip bir öpücük daha kondurdu. Bu sefer istemeyerek de olsa gözlerini araladı ve çok sürmeden Oğuz'a sıcacık gülümsedi.
"Günaydın sevgilim."
"Günaydın." Kıkırdadı ve ekledi. "Sevgilim." Oğuz'un sevgilisi olmak neden birden bire dünyanın en güzel şeyi gibi gelmeye başlamıştı ki?
Uzanıp kadının dudaklarından öptü. Bu Eflal'i alevlendirmeye yermişti bile. Çıplaklığını umursamadan yattığı yerde doğrulup Oğuz'un kucağına doğru tırmandı ve başını omzuna yaslayıp sarıldı.
"Benden uzak kalamıyor musun?" Saçlarına öpücük kondurduğunda kadın umursamazca omuz silkti. "Ben de senden uzak kalmıyorum." Parmaklarıyla sırtını okşamaya başladı. "Tenine kapılmak istiyorum."
Eflal duyduklarıyla gülümseyip adamın göğsüne öpücük kondurdu. Bununla bile adamın sertleştiğini hissettiğinde gülümsedi. Dün gece tam altı kez birlikte olmuşlardı ama adamın hala doymamış olması Eflal'in vücudundaki alevin harlanmasına sebep oluyordu.
__(+18)__
Birden öpücüklerini daha aşağıya indirmeye başladı. Sık sık öpüyor ara sıra diliyle darbeler atıyordu. Tıpkı dün gece Oğuz'un ona yaptığı işkence gibi.
"Siktir Eflal!" Kadının dudakları tehlikeli bölgeye ulaştığında dudaklarından bir hırıltı koptu. "Ne yapıyorsun!"
"Seni heyacanlandırıyorum." Ukala bir şekilde sırıtıp Oğuz'dan uzaklaştı ve bacaklarını iki yana ayırarak adamın kucağına oturdu. Çıplak oldukları için tüm uzuvları birbirine temas ediyordu.
"Çok yaramaz bir karım var benim." Oğuz keyifle sırıtıp ellerini kadının ince beline sardı.
"Yaramaz mı?" Dişlerini göstererek sırıttı ve kalçasını oynatarak adamın inlemesine sebep oldu. "Sadece yaramaz mıyım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...