Bölüm 20|Beril'in Ağı
Ellerini tuttuğu kadının üstünden bakışlarını çekemiyordu. Vicdan azabından resmen soluğu kesilmişti.
Kendine güvenen birini kandırıp ona oyun oynamıştı. O bilmese de, tüm güveni hiç etmişti ve şimdi durumu düzeltmesinin hiçbir yolu yoktu.
Eğer Eflal o konuşmayı yapacağına kalbine bıçak saplasa Oğuz'un daha az canı yanardı.
"Sevgilim, elimi alabilir miyim artık? Yemek yiyeceğim ya hani?" Eflal gülümsemesinin altında yatan tehditle Oğuz'a baktı. Bariz bir şekilde 'Abarttın sevgililik rolünü' diyordu o bakış.
Oğuz gülümsemekle yetinip Eflal'in elini bıraktı. Ve göz ucuyla yemeğini yemeye başlayan Eflal'i izlemeye devam etti.
Eflal'in özrünü geçiştirmişti ve hemen ardından Tomris Hanımın çağırması üzerine yemeğe inmişlerdi. El ele tutuşmalarının sebebiyse herkesi mutlu ve aşık olduklarına inandırmaktı. Ve ilginç bir şekilde, Eflal bugün hiç olmadığı kadar role uymaya çalışıyordu.
"Evladım bu kadar aşk zararlı!"
Tomris Hanımın sesiyle irkilerek bakışlarını Eflal'in üstünden çekip yaşlı kadına baktı.
"Efendim?"
Tomris Hanım keyifle kahkaha attı.
"Masaya oturduğundan beri Eflal'e aşık aşık bakmaktan yemeğini bile yiyemedin evladım."
Eflal'in şaşkın bakışları hızla Oğuz'u buldu. Muhtemelen neden aşık baktığını sorguluyordu. Ah bir bilseydi o bakışların aşk değil pişmanlık dolu olduğunu.
Hemen kendini toparlayıp gülümsemekle yetindi. Babasının yanında Tomris Hanımı onaylayacak hali yoktu ya. Yıllardır Türkiye'ye adımını bile atmamış olabilir ama buradaki raconu unutmamıştı.
Gözü Engin Haszade'ye kaydı. Gerçi adam hiç kızını umursuyormuş gibi durmuyordu. Muhtemelen şu an herkesin gözü önünde Eflal'in dudaklarına yapışsa adamın kılı bile kıpırdamazdı.
"Sen Oğuz'la tanışıyor muydun Engin?"
Tomris Hanımın sorusuyla Engin Beyin dikkati nihayet kızına ve nişanlısına kaydı. Ama yüzünde hala umursamaz bir ifade vardı.
"Tanışıyorduk tabiki. Tamer kulübe getirirdi Oğuz'u. Golf oynamayı öğreniyordu o zamanlar." Eski bir anıyı hatırlamışçasına alayla gülümsedi. "Babanın canını çıkarıyordun. Ne oldu sonradan öğrenebildin mi?"
Elinde olmadan sinirleri gerildi Oğuz'un. Adam resmen dalga geçer gibi konuşuyordu. Sanki Oğuz'un bir konuda başarısız olmasından zevk alıyormuş gibiydi.
"Bahsettiğiniz zamanlarda henüz liseye giden toy bir çocuktum Engin Bey. Elbette öğrendim. Hatta dilerseniz bir gün size göstermek isterim." İddialı bakışlarını Engin Beye dikti. Açıkça meydan okuyordu.
Engin Bey saygısız bulduğu bu hareket karşısında kaşlarını çattı. Halbuki Oğuz'un böyle ters davranmasının tek sebebi kendi tavırlarıydı.
"Cesaretin takdire şayan. Kırmayayım hevesini. Bir gün oynarız."
Oğuz sinirle dilini köpek dişinin üstünde gezdirdi. 'Hevesimi kırmayacakmış pezevenk.' İçinden söylendi. Eflal ve Tomris Hanımın hatırı olmasa bu adama ne yapacağını bilirdi ama sakin kalması gerekiyordu.
"Babacım, Oğuz yoğun çalışan bir iş adamı. Senin gibi yıllardır günlerini sadece kulübe gidip golf oynayarak geçirmiyor. Ama eminimki her işte olduğu gibi bunda da çok iyidir ve onu asla hafife almamanı tavsiye ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...