Bölüm 24|Düğün
Begüm beyaz gelinliğin dantelden kollarını Eflal'in kollarından geçirdiğinde Eflal aynadaki aksini izlemeye daldı.
Beklenen gün gelmişti, bugün resmen Eflal Atasoy oluyordu.
Begüm sırt tarafındaki küçük düğmeleri iliklemeye başladığında gelinliğin vücudunda duruşu iyiden iyiye belli olmuştu. Eflal itiraf etmeliydi ki, kendini hayatında ilk defa bu kadar güzel görüyordu.
Önemsemediği bir gelinliğin, kuaförlerin keyfine bıraktığı saçların ve makyajın bu kadar yakışacağını kim bilebilirdi ki?
İşin kötü yanı bu güzelliğin sahte olması ve iki ay sonra bitecek olmasıydı.
Hala düğmelerle uğraşan Begüm'e omuzunun üstünden bir bakış attı. "Bitmedi mi hala?"
"Hayır!" Begüm sızlandı. Sesinden pişmanlık akıyordu. "Sırf bu gece abime eziyet olsun diye bu kadar düğme koydum ama gelinliği benim giydireceğim kısmı aklımdan çıkmış!"
"Abine eziyet olsun diye mi?" Eflal anlamadığını belirten bir şekilde arkasındaki Begüm'e bakmaya çalıştı.
"Evet." Begüm imayla kıkırdadı. "Bu gece siz malum eylemi gerçekleştirmeden önce abim gelinliğini çıkarırken epey bir sinirlensin istedim."
Eflal anladığı şeyle onaylamaz bir bakış attı. "Begüm!" Ve içiden ekledi "Gelinliği abin çıkarmayacağına göre sinirlenmeyecek de."
"Utanma yengecim! Gelinliğin altındaki beyaz jartiyerlerini de gördük sonuçta."
"Begüm!" Bu sefer sesi az öncekinden daha uyarıcıydı.
Hem o jartiyer takımını Oğuz için giymemişti ki! Hatta kendi seçmemişti bile. Çalışanlardan biri duştan sonra bırakmış, o da giymesi gerekli sandığı için giymişti.
"Ne Begüm Begüm? Kız doğruyu söylüyor." Kumsal lafa dahil olup yanlarına geldi. "Bizi de leylekler getirmedi sonuçta. Seks hayatımızın bir parçası. Niye utanıyorsun? Bugün senin düğün günün biraz hevesli olsana!"
Eflal arkadaşına inanamaz bir bakış attı. Oğuz'la evliliğinin sahte olduğunu bildiği halde ne saçmalıyordu?
"Maalesef canım. Düğün konusundaki hevesimi sen çaldın."
Kaşlarıyla Kumsal'ın üstünü işaret etti.
Kumsal da kısa süreliğine üstüne göz attı. Üstünde pudra pembesi saten bir sabahlık vardı ve sırtında kocaman 'bridesmaid' yazıyordu. Yine başında aynı yazıya sahip simlerle kaplı kocaman bir taç vardı. Elinde de sabahtan beri hiç bırakmadığı bir şampanya kadehi. Gelirken şampanyayı yanında getirip büyük bir hevesle patlatmıştı ve saatlerdir tek başına bütün şişeyi içiyordu.
Yani Eflal yerine o gelin olmuştu sanki.
"Ne yapayım kızım? Bridal shower yapmadın ve beni buna sen zorladın!"
Eflal gözlerini devirdi. Evet Kumsal'ın tüm bu deli saçması şeyleri yapmasının sebebi bir haftadır bıkmadan usanmadan Eflal'den bridal shower istemesi ve Eflal'in yapmamasıydı. Anlaşılan isteğine ulaşamayan Kumsal gelin partisini tek başına yapmaya karar vermiş ve nedime sabahlığı satın almıştı.
"Kumsal'cım, sen kendi düğününde yaparsın tatlım."
"He, sanki damat var da benim düğünüm eksik kaldı."
Kumsal'ın çaresiz bir alayla söylediklerine Begüm kıkırdadı.
"Geçen gün magazin sayfasında, Cem Yaman sana evlenme teklifi etmiş diye duydum. Yoksa kabul etmedin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...