📍20 Bin Şerefine Bonus!
Gözlerimi araladığımda karnımda minik dokunuşlar hissediyordum. Tavanla karşı karşıya geldiğimde gözlerimi indirdim. Erzen'in başı çıplak göğüslerimin üzerindeydi ve kasıklarıma kadar açık olan karnımı yavaşça okşuyordu.
Dudaklarım kıvrıldı.
Uyku mahmurluğuyla esnedim. Parmaklarım onun saçlarını buldu. Kafasını kaldırdı, dokunuşu kesilmişti. Göz göze geldik. Onun kahvelerine bakarken, "Günaydın." dedim. Alnımı öptü. "Günaydın güzelim."
Yüz ifadesini bir müddet incelediğimde, "Neyin var senin?" diye sordum. Düşünceli görünüyordu.
Başını iki yana sallayarak kendini tamamen geri çekti. Başlığa yaslandı. "Bu şeye biraz ara vermemiz lazım Dilayda." Kaşlarımı çatarak dirseklerimin üzerinde doğruldum, siyah saten örtüyü göğüslerime kadar çektim. "Sıkıldın mı? "
Bana aniden döndüğünde kaşlarını derinden çattı, sert sesiyle, "Saçmalama sikerim öyle şey mi olur?!" diye tepki gösterdiğinde gülümsedim. "Tamam kızma benim aslanım." dediğimde sert çehresi bir nebze yumuşamıştı.
"Lafı yine tersten anladın güzelim? Ben seni düşünüyorum sadece, neredeyse her gece sevişiyoruz, kasıklarım ağrıyor diyorsun ama sen kendin geliyorsun bana. Yorgun oluyorsun biliyorum. Sence de bu kadar fazlası zararlı değil mi?"
Hım'ladım. "Haklı olabilirsin. Peki ne yapalım?"
"Daha kontrollü sevişelim Dilayda bu kadar basit."
Gözlerimi devirdim. "Ben seni istiyorum Erzen. Bunu yok sayamam. Bedenim ya da güdülerim, hislerim... Her ne dersen de, ben seni istiyorum. Sana dokunmak, saçlarını okşamak, seni içimde hissetmek... Bunlar bana zevk veriyor, mutlu oluyorum. Ha bunlar dışında tabi ki de zevk alıyorum misal seni izlerken." Hımlayarak yanıma yaklaştı.
"Bunları daha önce duysaymışım keşke, başka?.." dediğinde başlığa yaslanıp düşünmeye başladım. "Çayını içerken mesela ya da telefonla konuşurken. Ne kadar güzel yani yakışıklıyı kastetmiyorum," Göz göze geldik. "Başka bir güzellik bu. Bilmiyorum. Ama seni içimde farklı büyütüyorum sanki ama buna isim koyamıyorum."
"Ben bu ismi biliyorum güzelim." dediğinde merakla ona baktım.
"Neymiş?"
"Sevgi."
Suratım asıldı. "Bu senin üzülerek söylüyorum ki maalesef geç tanıştığın bir kavram. Ama merak etme ben sana sevgi neymiş göstereceğim, hepsini öğreteceğim sana. Şefkati, merhameti, en önemlisi sevgiyi..."
Yatağın içinde doğruldum. "Senden öğretmeni isteyen yok. Bilmek de istemiyorum." deyip yataktan çıkacağım sırada kolumdan çekip yatağa hapsetti beni. Üzerime çıktı. "Bu kadar mı korkuyorsun Ateş kızı?"
Dişlerimi sıktım. "Korkmuyorum!"
"O yüzden mi kaçıyorsun?"
Kafamı çevirdim. "Bırak Erzen." dediğimde bir müddet bekledi ardından serbest bıraktı kollarımı.
Yataktan hızla kalkıp duşekabine girdim.
&
Çıktığımda ise yatak boştu. Gitmiş olmalıydı. Dudaklarımı dişleyerek yatağın ucuna oturdum. Saçlarımdaki havluyu kafamdan çekip alırken belime omuzlarıma döküldüler. Karşımdaki boy aynasından kendime bakarken onun sözlerini zihnimden çıkaramıyordum.
Bu senin maalesef üzülerek söylüyorum ki maalesef geç tanıştığın bir kavram. Ama merak etme ben sana sevgi neymiş göstereceğim, hepsini öğreteceğim sana. Şefkati, merhameti, en önemlisi sevgiyi...
![](https://img.wattpad.com/cover/261993654-288-k463796.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doksan Dokuz Gece
General Fiction📍 Hikayede sıkça yetişkin içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacaklarının okumamasını tavsiye ederim. ✔ TAMAMLANDI. "Erzen, ben hiç inanmadım zaten, beni kim sevdi ki sen sevecektin..."