📍Sizi ikinci hikayem olan, 'Kırk Günde Aşk Seansı'na da beklerim, bakmak isterseniz kullanıcı adıma tıklamanız yeterli.
📍 Oy sınırı koymak istemiyorum ama çok flop kaldık. Bundan sonra koymaya kesin karar verdim. 60 oyu geçtiği an 11.bölüm gelir :)
Dün salondaki konuşmamızdan sonra Zühre Hanım ile aramızda bir şey olmamıştı. Ne konuşmuştuk bir daha ne de tartışmaya girmiştik. Yemek de sorunsuz geçmişti. Kadın tuhaf şekilde bana iyi davranmış, en ufak bir imâda bulunmamıştı. Bense her zamanki sakinliğim ve soğukkanlılığımla ona karşılık vermiştim.
Sabah gözlerimi araladığımda ise Erzen'in yanımda değil de banyodan gelen su sesleriyle duşta olduğunu anlamıştım. Dün gece ona sürprizimi yapmak istemiştim ama benim keyfim kaçıktı o da yorgundu.
Aslında yapmış sayılırdım, koruya bakan salonda...
Tavana bakarken dudaklarım kıvrıldı.
Ama bugün ona asıl sürprizi yaşatacaktım.
Yatakta doğruldum. Saten çarşafı üzerimden çekerken onun da duştan çıktığını gördüm. Benim altımda tanga varken üzerim çıplaktı o ise havludan başka anadan doğmaydı.
Saçlarımı sağa atarak dudaklarımı dişledim. Baklavalarından ve kaslarından sular sicim sicim iniyordu ve o bir kolunu kaldırmış siyah koyulaşmış saçlarını kuruluyordu. Göz göze geldik. Beni izledi. "Çok güzelsin."
Ona yatağı işaret ettim. Dudakları kıvrıldı. Havluyu kenara atarken bir dizini koyarak üzerime eğildi, burnumu öptü. "Gelsene," dedim nemli sıcak kaslı kolunda elimi kaydırırken. "Hım?"
Gözlerime öyle bir baktı ki, "İşe gitmem lazım güzelim biliyorsun?" dediğinde ona biraz daha sırnaştım. "On dakika sadece. Lütfen."
Gözlerini kıstı. "On dakika süreceğine inanıyor musun cidden?"
Kahkaha attım. "Uzun sürsün ne olacak işe geç gidiver."
"Patron benim güzelim, ben disiplini bozarsam o şirketin hali ne olur hiç düşündün mü?"
"Hmm,"dediğimde ona haz dolu bakışlarımı sundum. "Tamam on dakika olsun." Bana emin misin dercesine baktı. "Fazlasını istersen ne olacak?"
"İstersen? Yani sen istemeyecek misin?!"
"Ben kontrolü sağlarım da-"
Kolunu tırnakladım. Küfretti. "Sikeyim."
"Onu diyorum ben de beni-"
"Güzelim ne yaptığının farkında mısın sen?" Kanatmamıştım ama biraz daha derine gömseymişim kanayacakmış. Dudaklarımı dişledim. "Özür dilerim."
"Özür dileme uzan şuraya."
Afalladım. "Ne?"
"Uzan."
Sırt üstü uzanırken birden altındaki havluyu söküp attı ve üzerime bindi. Ağırdı. Bacaklarım eziliyordu. "Çok ağırsın lan!"
Güldü. "Lan mı?"
"Hım, ne?"
Üzerime eğildi. Yüz yüzeydik. "Senin ağzın fena bozuk, tamir etmemiz lazım."
"Tamir edeceğine beni becer-" Parmağı dudaklarıma kapandı. "Şışt." Parmağı dudaklarımdan yavaşça kayarak göğsüme kadar yavaşça indi. Göğüs ucumda oyalandı. "Hızlı ve sert olacak. Canın yanarda eğer-"
"Senden her zaman bunu istiyorum, yap şunu!" dememle tüm bedeni üzerimdeydi. Erkekliğini kadınlığıma getirererek üzerimde aşağı yukarı kaymaya başladı. Gittikçe hızlandığını hissettiğimde dişlerimi sıkacak raddeye gelmiştim. Dayanamıyordum. Yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doksan Dokuz Gece
Fiction générale📍 Hikayede sıkça yetişkin içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacaklarının okumamasını tavsiye ederim. ✔ TAMAMLANDI. "Erzen, ben hiç inanmadım zaten, beni kim sevdi ki sen sevecektin..."