Happy birthday, honey

3.4K 409 156
                                    

Bölüm fotoğrafını bölüm sonuna koydum👉🏻👈🏻
İyi okumalar😘

Lidya büyük bir gerginlikle Avengers kulesine girdi. Tony'nin onun doğum gününe dair bir parti hazırlamış olmasından korkuyordu. Onu kırmayı asla istemiyordu. Ama buna tahammül de edemiyordu. Kimseye görünmeden asansöre bindi ve odasının bulunduğu kata çıkmayı bekledi.
"Bay Stark sizi en üst katta bekliyor, efendim."

Lidya sıkıca gözlerini yumdu. Bütün gün doğum gününden kaçtığı için dışarıdaydı. Şimdi Tony geldiğini öğrenmişken çıkamazdı. Önce kendi odasına çıkıp ceketini ve telefonunu bıraktı. Kendine bir çeki düzen verip tekrar asansöre bindi ve Jarvis'in yönlendirmesiyle Tony'ye ulaştı. Bu kata daha önce hiç gelmemişti.

Odaya girdiğinde bir parti görmediği için bedenini bir rahatlama aldı. Kendini ne kadar sıktığını şimdi fark ediyordu.
"Tony?" Tony oturduğu ikili koltuktan kalkıp Lidya'ya büyük bir gülümseme verdi.

"Hoş geldin güzelim." Tony kollarını ona sardığında Lidya'nın bedeni iyice gevşedi. Bütün gün stresle dışarıda kalacağına Tony'nin kolları arasında kalsaydı hiç gerilmeyecekti. Bu kollar ona istediği konforu, güvenliği, sevgiyi, merhameti ve rahatlık duygusunu sunuyordu. Tüm iyi duyguların ona sunulduğu yer, Tony Stark'ın kollarıydı. Derin bir nefes alıp Tony'nin erkeksi kokusunun ciğerlerine dolmasına izin verdi.

"Bebeğim iyi misin?" Lidya ondan ayrıldığında gerçekçi bir şekilde gülümsedi.
"İyiyim." Lidya bakışlarını odada gezdirdi. Aslında burada pek bir şey yoktu. Bir koltuk ve bir sehpa. Ama odayı özel kılan şey mükemmel manzarasıydı. Tony onu nazikçe yönlendirip mükemmel manzaranın önüne konumlandırılmış koltuğa oturttu.

Lidya Tony'nin göğsüne yaslandı. Bir süre sessizce oturdular.
"Çizburger yer miyiz?" Lidya gülümsedi.
"Yeriz." Jarvis siparişleri alırken Tony Lidya'nın saçlarını okşuyordu. Onun gerildiğinin farkındaydı ve bunun sebebini deli gibi merak ediyordu. Ama Lidya'yı sık boğaz etmeyecekti. Sadece bir kere soracak, eğer anlatmak istemezse üstelemeyecekti.

"Birtanem, anlatmak ister misin?" Lidya titrek bir nefes aldı.
"Neyi?" Tony onun alnına şefkat dolu bir öpücük bıraktı.
"Neden doğum gününü kutlamadığını?" Lidya ona sarılmayı bırakıp doğruldu. Tony'nin onun doğum gününü bilmemesine imkan yoktu. Bunu anlatmak Lidya için zordu. Ama Tony'ye anlatabilirdi.
"Eğer istemiyor-"
"Sorun değil. Anlatacağım. Ama bu kolay değil benim için." Tony uzanıp onun elini tuttu. Lidya gerçekten kötü görünüyordu ve bu Tony'nin merakını arttırıyordu.

"18. Yaş gününü hatırlıyor musun?" Tony sakince kafa salladı. Parti yapıp deli gibi içtiği ve ertesi sabah adını bile hatırlamadığı bir kızın yanında uyandığı bir gündü onun için. Pek bir özelliği yoktu.
"Bunu anlatmak için biraz eskiye gitmem gerekiyor. Ben önceden böyle bir kız değildim Tony. Şimdiki gibi ne yaptığını bilen, sorumluluk sahibi, aklı başında biri değildim. Babam hep bir kızının olmasını istemiş.

Bu yüzden beni büyütürken çok şımarttı. Babasının küçük, şımarık kızıydım. Haliyle bu yüzden babam 18. yaş günüm için ne istersem yapmama izin verdi. Gerçi abime de vermişti ve yaşasaydı Meriç'e de verirdi. Neyse. Çok özendim doğum günüm için. Şehir merkezinden biraz uzakta güzel manzaralı bir mekan kapattık. Süsledik güzelce. Çok tatlı bir elbise almıştım. Görsen dalga geçersin benimle, şimdiki Lidya'nın asla giyeceği bir şey değildi ama o zaman gözüme tatlı görünmüştü."

Tony hiç sesini çıkarmadan Lidya'yı dinliyordu. Onun yüzündeki sıkıntılı ifadeye dayanamasa da sadece elini tutup yanında olduğunu belirtmeye çalışıyordu. Lidya ise neyi, nasıl anlatacağını ilk defa bilmediği için konudan konuya geçiyor; cümlelerini toparlamakta zorluk yaşıyordu.
"Her şey çok güzeldi. Mükemmel olacaktı güya.

Black Mamba Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin