Your ex?

3.2K 405 295
                                    

Bu fotoğrafa bayıldığım için böyle gözünüze sokayım istedim kskskdmsosmlsös

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fotoğrafa bayıldığım için böyle gözünüze sokayım istedim kskskdmsosmlsös

Robert🤤🤤🤤

İyi okumalar😘

"Bu kez ne yapacağız?" Steve, toplantı masasının çevresine yerleşmiş arkadaşlarına baktı. Yüzünde oldukça sıkıntılı bir ifade vardı. Bu da herkesin konuya olan merakını arttırıyordu. Herkesi daha fazla bekletmemek için kendisini tedirgin eden konuyu söyledi.
"Birileri süper asker serumunu yeniden yapmaya çalışıyor." Odada kısa bir sessizlik oldu. Herkes bunun ne kadar berbat bir şey olduğunun farkındaydı. Bu serumlarla bir ordu kurulabilirdi. Yanlış kişilerin eline geçme ihtimali durumu daha beter yapıyordu.

"Serum kullanılmış mı? Kaç yeni süper asker var?" Steve derin bir nefes aldı.
"Henüz yok. Serum daha yapım-test aşamasında. Ancak durdurmazsak ilk insan deneklere verilecek."
"Kimin yaptığını biliyor muyuz?" Steve herkese önündeki dosyaları işaret ettiğinde herkes kapağı kaldırıp ilk sayfada yazılanlara baktı.
"Doktor Merly?"

Herkes bakışlarını dosyadan Lidya'ya çevirdi. Lidya ise şaşkınca dosyasındaki kadına bakıyordu. Steve masada ona eğilip konuştu.
"Tanıyor musun?" Lidya tedirgin bir şekilde kafa salladı.
"Fazlaca."
"Ne kadar fazla?" Lidya derin bir nefes aldı.
"Türkiye ile ortak çalıştığı bir konu vardı ve bu kadının güvenliğinden ben sorumluydum."

Steve rahatladı.
"O zaman bize yardımcı olabilirsin?" Lidya sakince onayladı.
"Onu nerede bulacağınızı söyleyebilirim. Ancak oraya sizinle gelemem."
"Neden?" Lidya'nın pek de söylemek istemediği nokta burasıydı.
"Onun güvenliği için görevlendirilmiş bir ajandım ancak onun bundan haberi yoktu. Türkiye'de kaldığı süre boyunca karşı komşusuydum. Kılık değiştirmemiştim. Beni Lidya olarak tanıyor."

Natasha ciddiyetle Lidya'ya baktı. Söylemeyi es geçtiği bir şey olduğunun farkındaydı.
"Bu kadar mı? Onun sana kızmasına sebep olacak bir şey mi yaptın? Neden bizimle gelmek istemiyorsun?" Lidya dudağının içini ısırırken bakışlarını kaçırdı. Aslında tuhaf bir şey yapmamıştı. Birçok ajanın daha önce defalarca kez yaptığı şeyi yapmıştı.

Ancak yine de Tony'nin bunu bilmesini istemezdi. Tony'ye, ondan önceki hayatına dair hesap verecek değildi. Ancak Tony'nin aklında Lidya'nın görevlerine dair bir tabu oluşmasını istemiyordu. Tamam, pek masum şeyler yapmamıştı. Ama sevgilisinin bu konuda şüphesi olmasını istemiyordu. Her göreve gittiğinde biriyle flört ettiğini düşünmesini istemiyordu.

"Ben onun sadece iyi komşusu olacaktım. Ancak Merly lezbiyendi ve bana ilgisi vardı. Bende onu koruyabilmek, ona yakın olabilmek için bunu kullandım." Herkes durumu anladığı için bakışlarını Tony'e çevirdi. Lidya'nın tedirgin olma sebebinin Tony olduğunun farkındalardı. Ancak herkes biliyordu ki bu, tuhaf bir şey değildi. Clint ve Natasha bunu birçok kez yapmıştı. Hatta Natasha, Tony'yi ve onun çalışmalarını korumak için Pepper'ın asistanı olmuş ve Tony'nin flörtleriyle mücadele etmek zorunda kalmıştı.

Tony ifadesiz yüzünü korudu. Lidya'nın eski sevgilisinin kadın olma ihtimali hiç aklına gelmemişti.
"Onunla sevgili miydin?" Lidya başını sağa sola salladı.
"Hayır. Uzun bir süre yakın arkadaştık. Ancak o işleri bu noktaya getirmek istedikçe ben kaçıyordum. Türkiye'de kalması gereken süre bitince de ortadan kayboldum. Benden nefret ediyor olması yüksek bir ihtimal. Sizin yanınızda beni görürse işleri gereksiz zorlaştırabilir. Ya da siz onun yanından ayrıldıktan sonra ajan kimliğimi deşifre edebilir."

Steve odadaki gerginliği bitirip konuyu kapatmak adına konuştu.
"Tamam. O halde sen bize gerekli bilgileri veriyorsun ve gerisini biz hallediyoruz." Lidya, önüne bir kağıt, kalem ve bilgisayar çekerken Tony'nin bakışlarını hissediyordu. Ancak ne düşündüğünü kestiremiyordu. Kendi yanlış bir şey yapmamıştı dolayısıyla bu konunun açılmasını istemiyordu.

Ulaşabildiği tüm bilgileri, adresleri, numaraları Steve'e teslim ettikten sonra toplantı sonlandı. Herkes çıkmak için hazırlanmaya başladı. Tony de hiçbir şey söylemeden odadan ayrıldığında Lidya derin bir nefes aldı. Ayağa kalkıp Tony'nin ardından onun odasına gitti. Tony üzerini değiştiriyordu.
"Bir sorun mu var bebeğim?" Lidya ona yaklaşıp ellerini ensesinde birleştirdi.

"Bende sana aynı şeyi soracaktım." Tony başını sağa sola salladı.
"Hayır yok." Lidya onun gözlerine bakıp bunu onaylamak istedi. Eğer Tony'nin gözlerinde en ufak bir şüphe kırıntısı ya da başka bir duygu görseydi onunla konuşacaktı.

"Bu sadece görevimdi, biliyorsun değil mi?" Tony onayladı.
"Biliyorum güzelim. Sorun yok." Lidya uzanıp onu kısa bir süre öptü.
"Kendine dikkat et."
"Sende." Tony onun kolları arasından çıkıp kapıya yöneldi. Lidya ise gerçekten bir sorun olmamasını diliyordu.

***
"Etraf temiz görünüyor çocuklar. Yine de gürültü yapmamaya dikkat edin."
"Anlaşıldı." Lidya hariç tüm ekip Merly ile görüşmeye gitmişti ya da baskına. Lidya ise ekran karşısında çevredeki kameralara bakıyor ve onları uyarıyordu. Eğer yine Merly'i korumakla görevli biri varsa ekip için kötü sürpriz iyi olmazdı. Onlar içeri girerken Lidya farklı açılarla çevreyi süzüyordu.

Kulaklıktan gelen konuşmaları gerginlikle dinliyordu. Merly'nin sesini duymak ona pek iyi hissettirmemişti. Kendini ona karşı suçlu hissediyordu. Her ne kadar Lidya ona umut vermese de arkadaşı olmuş ve sonra da çekip gitmişti. Kendisi ona bir veda etmek istese de istihbarat izin vermemişti. Kimi kandırıyordu ki? İsteseydi yapardı ama buna cesareti olmamıştı.

Düşüncelerini savuşturup tekrar işine odaklandı. Merly'nin eskiden tatlı gelen sesi şimdi oldukça soğuk ve sert geliyordu. Lidya onun tedirgin olduğunu da anlamıştı. Onun sesindeki en ufak bir değişmeyi anlardı. Gözleri kamera ekranında dolaşırken gördükleriyle ekibi uyardı.

"Acele edin çocuklar. Birileri yaklaşıyor. Kalabalıklar. Fazla gürültü yapacaklar. Bu da diğerlerini çağıracak." Steve onu onayladı. Merly'den istedikleri bilgileri alınca hızlıca onun laboratuvarından çıktılar. Bu esnada bir çatışma başladı. Lidya gergince izliyordu. Burada hiçbir şey yapmadan oturmak ve onlara yardım edememek canını sıkıyordu. Buna alışkın değildi.

20 dakikalık bir çatışmanın ardından ekip oradan sağlam çıktı ve Lidya'nın kamera görevi sona erdi. Ancak görevin bundan sonrasında da bulunmayacaktı. Toplantı masasındaki yerinden kalkıp sakin adımlarla odasına çıktı. Serum birilerine satılmıştı ve ekibin satılan serumları bulması gerekiyordu. Yani bir süre daha kule sessiz kalacaktı.

Lidya da bu süreyi kendine ayırmaya karar verdi. Uzun zamandır kitap okumak için zamanı olmuyordu ve bu yüzden kendini kötü hissediyordu. Şimdi bunun için harika bir zamandı. Odasındaki tekli koltuğa oturmadan önce kitaplığından bir kitap çekti. Kendi için en rahat pozisyonu alıp okumaya başladı. Şimdi huzurlu hissediyordu.

Yaklaşık iki saat sonra Lidya kitabına oldukça odaklanmış, dış dünyadan soyutlanmış, zaman kavramını gerisinde bırakmıştı. Kulaklarına ulaşan bir patlama sesi ve hemen ardından Jarvis'in uyarısı Lidya'nın irkilerek gerçek dünyaya dönmesini sağladı. Kaldığı kısım açık olacak şekilde kitabı ters çevirip masaya bıraktı.

"Jarvis ne oluyor?" Mekanik ses onu hemen yanıtladı.
"Bay Banner'ın laboratuvarında bir patlama oldu. Acil durum protokolü devreye girdi ve yangın söndürüldü." Lidya hızlıca odasından çıkıp salona inmeye başladı. Bruce'un iyi olup olmadığını görmek istiyordu. Salona ulaştıktan sonra merdivenlere yöneldi laboratuvara inmek için. Ancak onu durduran şey Hulk'un sinirli kükremesiydi.

Lidya hızla merdivenlerden uzaklaşıp salona geri döndü. Şimdi ne yapacağını düşünmesi gerekiyordu. Ancak Hulk her zamanki kızgın haliyle salona girdi. Girerken bir kolonu yıkmasıyla Lidya'nın gözleri ardına dek açıldı. Şimdi Hulk oldukça kızgın bir şekilde kendisine bakıyordu. Lidya'nın söyleyebilecek tek bir cümlesi vardı.

"Siktir."

Böyle yerlerde bölümü kesmek 🤝ben

Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘

Black Mamba Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin