İyi okumalar😘
Tony'nin aklında binbir soru dolaşıyordu. Karşısındaki kızıl saçlı kadını süzmeye devam etti. Karşısındaki kadının görüntü olarak Kara Mamba'yla alakası yoktu. Vücut tipi benzese de görünüşü benzemiyordu. Yanındaki adamla oldukça yakın duruyordu, parmağında da bir yüzük vardı. Bu kadının sevdiği kadınla aynı kokması mümkün değildi. Tesadüf diyecek kadar aptal değildi. Sonra Fury'nin, Kara Mamba için yaptıkları ilk toplantıda söyledikleri aklına geldi.
"Kılık değiştirme konusunda uzman. Sokakta bir dilenci olarak görseniz şüphe duymazsınız. Bir plazada topuklularıyla gördüğünüzde iş kadını olduğundan şüphe etmeyeceğiniz gibi. Bir görünür bir kaybolur. Birçok dili anadili gibi iyi konuşur."
Artık emindi. Bu kadın Kara Mamba'ydı.
Lidya huzursuzca etrafına baktı. Birbirine rakip silah tüccarlarının davete doluşması gergin bir ortam için oldukça yeterliydi. Ve tüm silah tüccarları silahlarına güvenip ortalığa meydan okurdu. En büyük iki rakip birbiriyle tokalaşınca alaylı bir sohbet başladı.
Lidya ve Sinan arasında bir bakışma geçti. Ortalığın karışacağını anladıklarında Sinan, Lidya'ya bilgileri kopyalamasını söyledi. Lidya yanındakilerden izin alıp salondan ayrılmak üzere kapıya yöneldi. Bir taraftan da kulaklığından Oğuz'la konuşuyordu.
"Oğuz koridorda durum ne?"
"Bilgisayar odasının koridoru temiz."
"Anlaşıldı. Gözün bende olsun."
"Gözümü senden alamıyorum ki bebeğim." Lidya sırıtmasını bastırdı. Lavaboya gider gibi yapacaktı. Dikkat çekmemek için topukluları üzerinde kıvırta kıvırta, kibarca yürüyordu."Mamba, senin peruk taktığın görevleri sevmiyorum."
"Neden?"
"Ne bileyim. Sen Kara Mamba'sın. Siyah saçların ve kırmızı rujun ikonik. Bunlardan biri olmayınca ben iyi hissetmiyorum." Lidya güldü. Oğuz gevezeliğe devam edecekti ama kamerada gördüğü şeyle ciddiyete büründü."Bebeğim arkanda bir adam var. Sana yaklaşıyor." Lidya nedense bu adamın Tony olduğunu hissediyordu. Salondan çıkıp bir adım atmıştı ki bileğine dolanan elle durakladı. Arkasına dönüp elin sahibine baktığında Tony ile burun buruna geldi.
"Kara Mamba." Tony'nin özlediği kahverengi gözlerine baktı. Bunu daha fazla inkar edemeyeceğini biliyordu.
"Tony." Tony bu sesi duyunca rahatlasa da şu anki durumları pek de iç açıcı değildi.
"Gitmem lazım Tony."
"Bu kez de mi gitmene izin vereyim?" Lidya derin bir nefes aldı. Şu an ikisinin de bir amacı, bir görevi vardı."Görevinin gereğini yap Tony."
"Emin misin? Bu seni zor duruma düşürür." Lidya yutkundu. Bunu kendi de biliyordu.
"Ben Kara Mamba'yım. Benim işim hiçbir zaman kolay olmadı." Kara Mamba bileğini Tony'den kurtarıp hızlı adımlarla koridorda gözden kayboldu. Tony davet salonuna geri girerken kulaklığından konuştu."Kara Mamba burada." Tony kulaklığından birçok küfür duydu. Yüzbaşı, şoktan dilinize dikkat edin, bile diyememişti. Yüzbaşı derin bir nefes aldı. Hiç istemese de Kara Mamba üstünlüğünü kabul etmek zorundaydı. Çünkü Kara Mamba, yaşayan bir efsaneydi.
"Kara Mamba acele ediyorsa buradan çıkılması gerekiyordur. Siz ortalığı idare edin ben bilgileri kopyalamaya gidiyorum." Herkes yüzbaşını onayladı. Steve hızla salonu terk etti. İşlemin nerede yapılacağını biliyordu. Hızla bilgisayar sisteminin bulunduğu odaya adımladı.
Lidya'nın ekibinden biri koridorda Lidya'nın yanından geçerken çaktırmadan Lidya'nın eline anahtar tutuşturdu. Lidya bilgisayar odasının anahtarını sıkıca kavrayıp oldukça sessiz bir şekilde kapıyı açtı. İçeri girip kapıyı kapattı. Hızla bilgileri elindeki diske kopyalamaya başladı.
"Mamba acele et. Steve Rogers koridorda. Ve içimden bir ses senin olduğun yere geldiğini söylüyor."
"Sadece 2 dakikaya ihtiyacım var. Oyalayabilir misin?"
"Bizimkilerden birini yönlendiriyorum."Steve Rogers üzerindeki smokiniyle nefes kesici görünüyordu. Ve bu haliyle sert yüz ifadesi ve kendinden emin yürüyüşüyle adeta koridoru titretiyordu. Ta ki Oğuz'un yönlendirdiği adam yalpalayarak koridora girip Steve'e sarılıncaya kadar. Sarhoş numarası yapan ajan Steve'e sarılıp ağzını yaya yaya bir şeyler söylerken Steve neye uğradığını şaşırdı.
Yardımsever yüzbaşı adamı kendi üstünden çekip dengesini sağlamasına yardım etti. Sonra adam yine yalpalayarak oradan ayrıldı. Steve üzerini düzeltip yürümeye devam etti. Ne olduğunu henüz anlamamıştı.
"Mamba yaklaştı. Karşılaşacaksınız."
"Tamam sorun değil."
Lidya o gelmeden çıkmıştı. Koridorda köşeyi dönerken karşılaştılar. Steve onun Kara Mamba olduğunu bilmiyordu. Bir anlık duraklamadan sonra Kara Mamba'yı bileğinden çekip koridorun tenha tarafında duvarla arasına aldı. Mamba kulaklığından Oğuz'un bir küfür mırıldandığını duydu.Lidya yüzbaşıyla burun buruna kalınca sinirlendi. Steve Rogers'ın onu duvara yaslaması başlı başına bir gerginlik sebebiydi zaten. Onun bunu yapacağını gelişmiş refleksleriyle anlamıştı. Normalde birinin bunu yapmasına asla izin vermez, buna cüret edenin kolunu kırardı. Ama yüzbaşına bunu yapmak istemedi. Yine de sinirlendiğini belli etmeden oldukça rahat bir tavır takındı.
"Kara Mamba."
"Yüzbaşı."
"Neden buradasın?"
"Neden olduğumu biliyorsun yüzbaşı. İkimizde aynı şey için buradayız. Ülkemiz için." Mamba vatansever bir adamı nereden vuracağını biliyordu.
"Düşmanım olarak buradasın."
"Aynı şeyi istemek bizi düşman yapmaz yüzbaşı. İstediğin şey hala içeride.""Buradan çıkmana göz yumacağım Kara Mamba. Ama sen de bizimkilerin ayağına dolanmayacaksın." Mamba güldü.
"Benim adım Kara Mamba, yüzbaşı. Dünyanın en tehlikeli yılanı olduğumu unuttun mu? Benim işim bu." Mamba onun cevap vermesine kalmadan odanın anahtarını yüzbaşının eline tutuşturdu.
"Lazım olur yüzbaşı." Sonra onu hafifçe itip duvarla arasından çıktı. Yüzbaşı itiraz etmedi ve Mamba giderken o da bilgilerin olduğu odaya girip işini halletmeye başladı.Mamba derin bir nefes aldı. Bu silahların bilgileri çok önemliydi. Yüzbaşının onun gitmesine göz yumması, hiçkimsenin yapmayacağı bir şeydi. Bu yüzden Lidya tabiki kimsenin ayağına dolanmayacaktı. Ama yüzbaşı bunu söylediğinde uslu bir kız gibi kuzu kuzu kabul edecek değildi. Kara Mamba'ya yakışmazdı.
Davet salonuna girdiğinde Tony ile kısa bir süre göz göze geldi. Ama sonra Sinan'a adımladı. Rahatsızlandığını söyleyecek ve buradan çıkacaklardı. Yüzünü buruşturup hasta gibi bir hale büründü. Sinan zaten onun gelmesini beklediği için anında ona döndü.
"Hayatım iyi misin?"
"Midem çok kötü." Sinan'ın bulunduğu masadan bir kadın konuştu.
"Dışarı çıkıp temiz hava alın isterseniz." Lidya da zaten bunu bekliyordu.
"Hadi hayatım." Sinan smokininin ceketini çıkarıp Lidya'nın omuzlarına bıraktı. Bir kolunu ona sarıp destek olur gibi yaptı ve çıkışa yöneldiler.Tony gözünü kırpmadan bu manzarayı izledi. Damarlarında gezen kıskançlığa hakim olmak zorundaydı. İçkisini tekte bitirdi. Parmakları masada ritim tutuyordu. Lidya'yla göz göze geldiklerinde Lidya dudak oynatarak konuştu.
"Özür dilerim."Lidya'ların ekibi çaktırmadan toparlanırken Lidya ve Sinan da üstlerini değiştirmek için odalarına çıktılar. Işık hızıyla değiştirip davete inmeden önce topladıkları eşyalarını alıp aşağı indiler. Otelden çıkış işlemlerini yaptılar ve arabaya yöneldiler. Arabada Oğuz onları bekliyordu. Sinan öne, Oğuz'un yanına; Lidya da arkaya bindi. Onlar biner binmez Oğuz arabayı çalıştırdı. Teknik ekip başka bir arabaya binecekti.
"Mamba, bilgileri alırken bir sorun çıktı mı?"
"Kaptan Amerika ile karşılaştım. Benim kim olduğumu biliyordu." Sinan panikle ona döndü.
"Nasıl hallettin?"
"Ben halletmedim. Geçen haftaki Amerika maceramdan tanışıyoruz. Gitmeme göz yumdu. Ona bir teşekkür borçluyum."
"Tamam, Amerika'ya taşınınca edersin."
"O, Lidya'nın teşekkürü olur komutanım. Ben Mamba usulü teşekkür etmek istiyorum."Mamba usulü teşekkürü merak edenleri görelim? 🙋🏻♀️
Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Mamba
Fanfiction"Fury, kim bu Kara Mamba?" "Bu kadının kim olduğunu bir Türk teşkilatı içindeki sayılı üst düzey yönetici bir de düşmanları biliyor. Tabi, düşmanları onun Kara Mamba olduğunu öğrendikten sonra ölüyorlar, o ayrı konu." "Şehir efsanesi gibi bir şey ya...