Thank you, cap

5.2K 456 319
                                    

İyi okumalar 😘

Avengers olabilecek en hızlı şekilde oteldeki işlerini bitirip otelden ayrıldılar. Hepsi tek bir arabadaydı. Herkes görevi atlattığı için rahattı. Bir çatışma çıkmamış, kimse silahına davranmak zorunda kalmamıştı.

Steve'in davet boyunca aklında olan tek bir şey vardı. Steve, bir süre önce öldüğünü sandığı en yakın arkadaşı Bucky Barnes'ın yaşadığını öğrenmişti. Ve o günden beri her yerde onu arıyordu. Tony ile birkaç kez tartışsalar da Tony çok uzatmamıştı. Öyle büyük bir kavga etmeye gerek kalmamıştı. Tony, onun zihniyle oynandığını kabul etmişti.

Steve, Bucky ile birkaç kez karşılaşmış, dövüşmüştü. Daha doğrusu en yakın arkadaşına karşı sadece kendini savunmuş; ona hiç vurmamıştı. Bucky'nin onu hatırladığını biliyordu. Ama hala Hydra'nın elindeydi. Hala kış askeriydi. Ve şu an kış askeri de Prag'daydı. Steve'in onu almak için bir şansı vardı. Bu gece, tek şansı bile olabilirdi.

"Çocuklar.. Bucky burada. Prag'da. Ve ben onu almadan buradan gitmeyeceğim." Herkes bir süre sustu. Bunun Steve için ne kadar önemli olduğunu biliyorlardı. Ama Tony'nin tepkisinden de çekinmiyor değillerdi. Ama Tony, herkesi şaşırtacak bir cevap verdi.
"Bunu tek başına yapmayacaksın yüzbaşı. Buraya birlikte geldik; birlikte döneriz." Herkes rahat bir nefes alıp onu onayladığında Steve, Bucky'nin tutulduğu deponun yerini söyledi.

Plan basitti. İçeri gir, karşına çıkanı indir, Bucky'yi koru.  Deponun iki girişi vardı. İki gruba ayrılıp iki farklı yerden sessizce depoya girdiler. Depoda tuhaf bir sessizlik vardı. Ya depo boştu ya da bu, fırtına öncesi sessizlikti.

Herkes tek tek tüm odaları arıyordu. Ama karşılaştıkları tek şey boşluktu. Koca bir boşluk. 20 dakikanın ardından her yer didik didik aranmış, Hydra'ya dair toz bile bulunamamıştı. Herkes ortadaki büyük alanda buluştu. Steve sakin kalmak için çok çaba sarf ediyordu. Bucky'nin burada olduğuna adı gibi emindi. Kaçırmıştı. Tek şansını kaybetmişti. Herkes üzgünce ona bakıyor; bir şey söylemeye çekiniyordu.

"Dostum üzülme. Onu eninde sonunda bulacağız."
"Evet Steve. Artık yaşadığını biliyoruz en azından." Steve bu teselli cümlelerini duymuyordu. Gözüne mekanın kameraları takıldı.
"Tony, şu kameralara ulaşabilir misin?" Tony onun gösterdiği yere baktı. Jarvis'e emir verip kameralara sızmasını istedi. Jarvis kamera kayıtlarına ulaşınca Tony bir holograma yansıttı.

Sadece birkaç saat önce Hydra da Bucky de buradaydı. Ama Hydra her şeyi toparlamış arabalarına yüklemiş; gitmek için tüm hazırlıklarını yapmıştı. Buraya kadar bir sorun yoktu. Kapının önündeki kamera kaydı açılınca Bucky, bir araca bindirilecekken başka bir araç geliyordu. Araçtan üç kişi iniyor ve Hydra askerleriyle bir şey konuşuyordu. Bucky'nin bineceği araç son anda değişiyordu. Tony kamera kaydını biraz geriye aldığında herkes gördüğü şeyle bir küfür savurdu.

*BİR SAAT ÖNCE*

"Bu resmen delilik farkındasın değil mi?"
"Benimle gelmek zorunda değilsiniz bunu kendim de hallederim." Sinan ve Oğuz aynı anda bağırdı.
"Olmaz!" Kara Mamba, sabır diler gibi bir nefes aldı.
"Bakın, ben ve mükemmel zekam kusursuz bir plan yaptık. Bu plan işleyecek. Tek bir kurşun bile sıkmamıza gerek kalmayacak."

Kara Mamba, uzun süredir kış askeri Bucky Barnes'ı takip ediyordu. Zihniyle oynandığı için Hydra'nın oyuncağı olması ona çok acımasızca geliyordu. Bugüne kadar hep uzaktan haberleri takip etmişti. Ama daha birkaç saat önce Steve'in ona ettiği hayati yardımla, Mamba'nın iyi bir teşekkür etmesi şart olmuştu. Mamba usulü bir teşekkür.

Şimdi de Oğuz ve Sinan'ı buna ikna etmeye çalışıyordu. Onlar mecbur kabul edince Mamba'nın önceden ayarladığı yere gidip üstlerini değiştiler. Hydra askerlerinin kıyafetlerini giyip, o koca siyah koruma kasklarını taktılar. Sonra Bucky'nin bulunduğu depoya yola koyuldular. Deponun sokağının girişinde bekleyip Bucky'nin çıkmasını beklediler.

Black Mamba Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin