İyi okumalar😘
"Sence nasıl gidiyor?" Lidya elindeki tabakları masaya yerleştirirken güldü.
"Gayet iyi gidiyorsun hayatım." Bunun üzerine Tony de keyifle gülümsedi. Bu akşam Eddie'nin 3. yaş gününü kutlayacaklardı. Ünal'ın evinde düzenlenen küçük bir parti vardı. Lidya da abisiyle tanışması için Tony'yi davet etmişti.Gecenin başında Eddie'nin Tony'yi görünce ona heyecanla sarılması ve Tony'nin yanağına utangaç bir öpücük bırakmasıyla Tony Stark geceye 1-0 önde başlamış görünüyordu.
Şimdiyse Lidya, Lucy'e yardım ederken Tony de Ünal ve Meriç'le konuşuyordu. Eddie ise bahçenin bir kenarına yığılmış hediye paketlerinden uzak kalması için esir tutulmaya çalışıyordu.
"Yakalandın." Lidya atıştırmalıklardan birini ağzına attığı esnada abisinin sesini duyunca panikledi bir an için.
"Korktum." Ünal onun haline gülerken hemen sonra da kendi bir kurabiyeyi ağzına attı.
"Ne düşünüyorsunuz Ünal bey?" Lidya bakışlarıyla Tony'yi işaret ederken Ünal derin bir nefes aldı. Bir elini Lidya'nın beline koyup bakışlarını Eddie'den ayırmadan konuştu."Ön yargılı bir adam olmadığımı biliyorsun Lidya. İyi birine benziyor. Kaldı ki hayatına müdahale edecek değilim. Sen mutluysan sorun yok." Lidya ona yandan sarılıp yanağına bir öpücük bıraktı.
"Teşekkür ederim."
"Bence artık pasta zamanı. Yoksa Eddie ya pastanın üzerine atlayacak ya da hediyelerin." Lucy'nin onları bölmesi üzerine gülerek ayrıldılar.
"Kendi doğum gününde istediği zaman pasta yiyemeyecekse bunun ne anlamı var?"Tam bu esnada Lidya'nın gördüğü şeyle gözleri ardına dek açıldı.
"Eddie pastaya koşuyor! Ciddi anlamda üstüne atlamaz değ-" Eddie'nin dikdörtgen pastanın üzerine atlamasıyla birkaç saniyelik bir sessizlik oldu. Herkes kahkaha atmaya başlarken Ünal ve Lucy pastaya bulanmış çocuklarını kaldırmaya çalışıyorlardı. Eddie, yüzü, gözü, kıyafetleri pasta içindeyken gülüyor ve üstüne bulaşan kremayı, pastayı dudaklarına götürüyordu. Kimsenin kızamayacağı kadar sevimli bir görüntüydü.***
Lucy, abisiyle birlikte misafirlerle ilgilenirken Lidya Eddie'ye duş aldırmıştı. Eddie ise hala gülerek nasıl pastanın üstüne atladığını anlatmaya çalışıyordu. Lidya onu ördekli bornozuna sarıp banyodan çıkardı.
"Güzel miydi bari pasta?"
"Çok! Sen neden yemedin?" Lidya onu giydirirken güldü.
"Çünkü pastanın üstüne atladın şaşkın şey." Eddie kıkırdadı.
"Ama gömleğimde vardı!"Lidya ona gülüp saçlarını taradı. Kapının açılmasıyla Tony içeri girdi.
"Tony gördün mü?! Pastaya atladım!" Tony küçük bir kahkaha attı. Görmekle kalmamış gözlüğünden video da çekmişti.
"Gördüm tabii." Eddie kollarını ona uzatırken Tony itiraz etmeden onu kucakladı. Burnuna dolan bebek şampuanıyla güldü. Eddie ona sürekli yeni şeyler anlatırken Lidya'yla onu salona götürdü. Bakışların üçünün üstünde olduğunu bilerek.***
Lidya, yatağın diğer yanının çökmesiyle irkilerek uyandı. Tony ise onu uyandırdığı için bir küfür savurdu.
"Tony," Lidya tam kötü bir şey olduğuna dair söylenmeye başlayacakken Tony'nin yüz ifadesini gördü. Hızla yerinde doğrulup dizleri üzerinde onun yanında gitti.
"Sen iyi misin?" Bir elini Tony'nin yanağına koyup şefkatle ona bakarken bir cevap bekliyordu. Tony sakince kafa salladı."İyiyim. Kabus gördüm." Lidya onu kendine çekip sarıldı ve bir elini Tony'nin saçları arasında koyup nazikçe okşamaya başladı. Diğer eli de sırtında geziniyor, onu rahatlatmaya çalışıyordu.
"Uzun zamandır görmüyordun değil mi?" Tony onaylayan bir mırıltı çıkardığında Lidya onun yanağını öptü.
"Ne gördün? Anlatmak ister misin?" Tony bir süre sessiz kaldı. Uzun süredir ilk defa bu kadar berbat bir kabus görüyordu. Bu kadar gerçekçi."Seni kaybettiğimi gördüm." Lidya yutkundu. Derin bir nefes alıp onu tekrar öptü.
"Tony b-" Tony başını onun boynundan kaldırıp konuştu.
"Böyle bir şey olabilir değil mi? Bir gün seni çağırırlarsa gideceksin. Ya geri dönemezsen? Ya öl-" Lidya bu kez onun dudaklarını öptü. Hafifçe geri çekilip alnını onun alnına yasladı.
"Eğer bir gün görev için gidersem dönmek için bir sebebim olacak Tony."Elini Tony'nin göğsündeki reaktöre koyup devam etti.
"Tam burada, ölmemen için bir sebep var. Tamam mı?" Tony gözlerini kapatıp onu onayladı.
"Her zaman geri döneceksin. Söz ver." Lidya güldü.
"Söz. Mamba sözü." Tony yatakta geriye yattığında Lidya ona tepeden baktı.
"Uyumak istediğine emin misin? Salona inip kahve içebiliriz. Ya da garaja inip çalışabiliriz."Tony onu belinden tutup yatağa çekti.
"Sadece hiçbir şey yapmadan uzanmak istiyorum." Lidya'yı göğsüne yatırıp gözlerini kapattı. Lidya da gülerek ona biraz daha yaklaştı ve Tony uyuyana dek onun saçlarıyla oynamaya karar verdi.
"Balıklarını neden bu kadar çok sevdiğinin bir hikayesi var mı?" Lidya'nın gözü akvaryumdaki balıklarına takıldı ve güldü.
"Var." Tony onun gülmesiyle daha da meraklanıp anlatmasını bekledi."Çok küçüktüm, 5 belki 6 yaşında. Kreşte bir kızın saçlarını yolmuştum." Tony gülünce Lidya sızlandı.
"Gülme." Tony dudaklarını birbirine bastırıp onun alnını öptü.
"Tamam gülmüyorum, devam et."
"Kimseye söylemedim bunu neden yaptığımı. Okulda ceza aldım. Özür dilememi istediler onu da yapmadım. Ama babam anlamıştı bir şeylerin döndüğünü. Babam eski istihbaratçı bu arada. Kaç yaşında olursam olayım, yemez yalanlarımı.""Baba mesleği diyorsun?" Lidya kafa salladı.
"Aynen öyle. Neyse, bana birkaç kez sordu neden yaptığımı. Ona da anlatmadım. Babam ertesi gün elinde bir akvaryum ve balıklarla geldi. Akvaryuma süslü taşları koyup balıkları da içine bıraktık. Sonra babam balıkları benim odama koydu ve beni de dizine oturtup anlattı. Balıklara günde bir kez yem vermem gerektiğini, çünkü onların her şeyi çabuk unuttuğunu söyledi.Sonra, eğer kimseye söyleyemediğim bir sorunum olursa bunu balıklarıma anlatabileceğimi söyledi. Balıklar her şeyi hemen unuttukları için kimseye söyleyemezler dedi." Tony'nin gülüşü kulaklarına ulaşınca Lidya da güldü.
"Ve sen de yedin."
"Hem de nasıl. Babam odadan çıkar çıkmaz anlattım her şeyi." Tony bir kahkaha attı.
"Hemen mi?"
"Hemen.""Sonra?"
"Sonrası yok. Benim balıklar ajan oldu. Babam balıklarımı hep benden laf almak için kullandı. Bende babamın beni duyduğunu fark ettim. Babamı kaybedince balıklar kıymete bindi. Hala beni duyacakmış gibi hissediyorum." Tony ona sıkıca sarıldı.
"Sen yine anlat. Bu kez ben duyarım seni." Lidya onun boynuna bir öpücük bıraktı."Olur."
"Neden yoldun peki kızın saçlarını?"
"Hayatımda ilk defa ırkçılığa maruz kalıyordum. Babamlar üzülmesin diye söylemek istememiştim."
"Kesin o kız seni kıskanıyordu." Lidya güldü.
"Bence de."Bir süre sonra Tony uykusuna geri dönebilmişti ancak Lidya uyumamayı tercih etti. Gün doğana kadar Tony'nin saçlarını okşayıp küçük akvaryumun içindeki balıklarını izledi. Amacı, Tony tekrar kabus görürse onu sakinleştirebilmekti. Sabaha kadar babasını ve balıklarını düşündü. Babası öldükten sonra Lidya nereye, balıklar oraya. Sürekli balıkları değişmişti. Ama her daim balıkları vardı; bir turuncu, bir sarı.
Bu balık hikayesini boşa anlatmadık arkadaşlar👉🏻👈🏻
Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Mamba
Fanfiction"Fury, kim bu Kara Mamba?" "Bu kadının kim olduğunu bir Türk teşkilatı içindeki sayılı üst düzey yönetici bir de düşmanları biliyor. Tabi, düşmanları onun Kara Mamba olduğunu öğrendikten sonra ölüyorlar, o ayrı konu." "Şehir efsanesi gibi bir şey ya...