Miss you dad

2.9K 389 317
                                    

İyi okumalar😘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar😘

"Bundan sonrası daha zor olacak." Ümit, Lidya'yı onayladı.
"Bir gecede üç grubun temizlendiğini öğrenince deliye dönmüşlerdir." Lidya matarasından biraz daha su içti. Bugün, saklandıkları mağarayı değiştirmişlerdi. Artık sık sık değiştirmeleri gerekiyordu.
"Bölgedeki devriyeler sıklaşacak. Geceleri daha çok nöbetçi bırakacaklar. Yüksek bir yere keskin nişancılar ve gözcüler yerleştirecekler. Her adımı daha dikkatli atmamız gerek."

Ümit kafa salladı.
"Gündüzleri ortada görünemeyiz. Artık gözlem işini de geceleri yapmamız gerekiyor. Üst üste çıkmamız riskli. Bu gece mağarada kalalım. Yarın gece keşif için gidelim ve hangi önlemleri aldıklarına bakalım. Ona göre yeni bir plan yaparız."
"Olur."

***
Lidya başını mağara duvarına yaslayıp gözlerini kapattı. Sürekli tetikte olmaları gerekiyordu. Hep ileriyi ve birbirlerini düşünmek, harekat planı yapmak ve duygularından uzak durmak zorundaydı. Bu Lidya'yı çok yoruyordu. Uzunca bir süredir açtı ve karnını doyuramadığı için asla dinlenemiyordu. Yorgunluğu gittikçe büyüyordu. Karınlarını büyük ölçüde suyla dolduruyorlardı. Aslında Mamba bunlara alışıktı. Sonuç olarak bunun eğitimini almıştı. Açlığı da susuzluğu da uykusuzluğu da iyi bilirdi. Onu asıl yoran şey zihninin bu kadar dolu olmasıydı.

Birkaç gün içinde regli olması gerekiyordu. Ancak burada düzenli beslenemediği, hatta beslenemediği için tüm sistemleri gibi regli sistemininde bozulacağını biliyordu. Eski hayatına dönene dek bu mümkün olmayacaktı. Döndüğündeyse sadece serumla atlatabildiği kabus gibi regli haftaları onu bekliyordu.

Görevin ne zaman biteceğini, buradan ne zaman döneceğini bilmiyordu. Dönüp dönemeyeceğini de bilmiyordu gerçi. Tek yaptığı şey buraya uyum sağlamaya çalışmaktı. Olabildiğince çabuk uyum sağlamalıydı yoksa ölürdü. Neyseki Mamba buraya hiç yabancı değildi.

Şimdi biraz uyuyabilmeyi denedi. Belki baş ağrısı biraz olsun hafiflerdi de Mamba'ya biraz nefes aldırırdı.

***
Günlük güneşlik bir günde çimlerin üzerinde tatlı bir örtünün üzerinde uzanıyordu. Güneşin parlaklığı o kadar güzeldi ki sanki iyi olan tüm hisleri de beraberinde getiriyor gibiydi. Hayatın tüm telaşının dışında kalmış, zamanın akmadığı bir yerde gibiydi. Lidya saçlarını okşayan el üzerine şaşkınlıkla  başını arkaya çevirdi.

"Baba?" Babası gülümsedi ve Lidya'nın özlediği sesini duymasını sağladı.
"Güzel kızım." Lidya yerinde hızla doğrulup babasına sarıldı. Gözleri dolarken bu ana inanamıyordu. Babası buradaydı.
"Seni çok özledim." Lidya ondan ayrılmadan başını babasının omzuna koydu. Sanki her an kollarından çıkıp gidecekmiş gibi sıkı sıkıya sarıyordu hala onu.

"Bende huysuz kızım, bende." Lidya babasının saçlarını okşaması üzerine huzurla gözlerini kapattı. Babasını her şeyden çok özlemişti. Bir anda Mamba gitmiş de yıllar öncesinin Lidya'sı gelmişti. Babasının ilgi isteyen küçük, şımarık kızı.
"Ben huysuz değilim." Bu cümleyi söylerken bile yüzünde bir tebessüm vardı.

Black Mamba Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin