"Fury, kim bu Kara Mamba?"
"Bu kadının kim olduğunu bir Türk teşkilatı içindeki sayılı üst düzey yönetici bir de düşmanları biliyor. Tabi, düşmanları onun Kara Mamba olduğunu öğrendikten sonra ölüyorlar, o ayrı konu."
"Şehir efsanesi gibi bir şey ya...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mission Completed Stark..
İyi okumalar
Lidya çevresinde hissettiği sıcaklıkla uyandı. Gözlerini açmak hiç olmadığı kadar zor geliyordu. Sebebiyse göz kapaklarına binen tonlarca yükten ziyade sıcaklığıyla mayıştığı kollardı. O kadar tatlı, o kadar huzurlu gelen bir uykusu vardı ki gözlerini aralayıp uyanmak istemiyordu. Dün gece çok içtiği için başında keskin bir ağrı vardı ve sanki onu sarmalayan kollara gömülse ağrı ortadan kaybolacakmış gibi hissediyordu.
İstemsizce arkasındaki sıcaklığa biraz daha sokuldu. Tony ise Lidya'nın onun boyun girintisine alnını yaslamasıyla uyandı. Ancak o da gözlerini açmadı. Olabildiğince uyuyor gibi yapmak ve bu anı uzatmak istiyordu. Lidya alnına değen Tony'nin sıcak teniyle hoşnut bir mırıltı çıkardı. Tony onun bu yaptığına gülmek ve onu biraz daha kendine çekmek istiyordu, bu fiziksel olarak mümkün olmasa da.
Ama Lidya'nın dün geceyi hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyordu. Pişman olup olmadığını, ayık kafayla ne tepki vereceğini bilmiyordu. Belki de yan yana olmalarının son fırsatı olan arkadaşlığı da sonsuza dek kaybetmişlerdi. Belki de Lidya bunu tek gecelik bir kaçamak olarak görecek ve Tony'nin şimdiye dek diğer kadınlara yaptığını Tony'e yapacaktı? Karma gerçekleşmiş olurdu. Belki de onun sarhoşluğunu kullandığını söyleyecek ve bir daha onu görmek istemediğini de ekleyecekti?
Zihnine dolan tüm bu olumsuz fikirler yüzünden gözlerini açmaktan korktu. Aynı şekilde uzanmaya devam etti.
Lidya ise çevresini sarmalayan Tony'nin kokusunu nefesi olarak soluyordu. Onun aksine olumsuz düşüncelere sahip değildi. Lidya'nın düşünceleri geçmişe dönüktü. Tony'yle mutlu olduğu zamanlara, her şeyin yolunda olduğu zamanlara.. Tony'nin kokusunu derince içine çekti. Bununla uyanmayı ne kadar özlediğini fark etti. Tony'nin sıcaklığı, şefkati, özenli ve sanki hiç bırakmayacakmış gibi sahiplenici sarılışı.. Bunun hissettirdiği huzurun ne kadar kıymetli olduğu artık gözünde daha netti. Fakat Tony'nin uyuyor numarasını da anlamıştı. Gözlerini açmadan fısıldadı.
"Uyandığını biliyorum." Tony hiç istifini bozmadı ama gerilmişti. Lidya'nın ne tepki vereceğini bekliyordu şimdi. Lidya istemeyerek de olsa başını onun boyun girintisinden çekip Tony'nin yüzüne baktı. Ancak hala onun kollarından çıkmamıştı. Lidya o an üzerinde Tony'nin tişörtü olduğunu fark etmişti. Elbise görevi gören tişört biraz yukarı sıyrılıp kalçasını açıkta bıraksa da Lidya'yı üşümekten kurtarıyordu.
İkisi de ne söyleyeceğini bilmiyordu. Lidya ise bunu konuşmak istediğinden emin değildi. "Bunu konuşmak zorunda mıyız Tony?" Tony onun ne demek istediğini anlamaya çalışırken Lidya devam etti. "Zaten karmaşık olan hayatımızı daha da karmaşık bir hale getirmek istemiyorum." Tony kıstığı gözleriyle ona baktı. Sormaktan korktuğu sorular vardı. Ancak ikisi için sormak zorundaydı. "Pişman mısın?" Lidya tereddüt etmeden başını sağa sola salladı. "Hayır." Ve ekledi. "Formdan düşmediğini öğrendim."
