Geçmiş Olsun

1.2K 155 56
                                    



Merhabalar, nasılsınız? 

Hikayem bin okumaya ulaştı. Açıkçası bunun için gerçekten çok teşekkür ederim. Yazdıklarım okununca ve beğenilince ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsiniz <3

Bu gün iki yeni bölüm daha atıyorum. Açıkçası bu bölümü bilerek kısa tuttum geçiş olduğu için.

Sizi seviyorum, umarım beğenirsiniz <3<3<3<<3<3<<3











(Chanyeol)


Gözlerimi açtığımda yanımda Kral Sehun ve Komutan Jongdae vardı. Hekim beni kontrol ettikten sonra beni dinlenmek için tek başıma bırakmışlardı. Hekim yaramın derin olduğundan bahsetmişti. Zaten göğsümdeki sıkıca bağlanmış kumaş da bunu gösteriyordu.

Yatakta kımıldayamıyordum bile. Komutan Jongdae sabah kahvaltımı yapmama yardımcı olmuştu.

"Sürekli yatmak ne kadar sıkıcı!" dedim derin bir nefes vererek.

"Chanyeol?"

Yatağımın hemen karşısındaki perde aralanırken içeri dolan tanıdık ses dikkatimi çekmişti. Baekhyun koltuk değnekleriyle Minseok'un da yardımıyla ayakta duruyordu.

"Konuşabilir miyiz?" dedi gözlerini yerden ayırmadan.

"Elbette." Dedim.

Minseok onu yatağın yanındaki koltuğa oturttu ve bizi yalnız bıraktı. Baekhyun'un gözleri hala yerden kesilmiyordu.

"Yaran nasıl? Çok acıyor mu?"

"Her zamanki yaralardan biri. Savaşlarda bunun gibisinden çok gördüm."

Kafasını aşağı yukarı salladı.

"Ben sana hayatımı borçluyum Chanyeol."

"Yani, benim hayatımı kurtardın ve üstelik çok ağır yaralandın. Ben olmama rağmen hem de."

"Ne demek ben olmama rağmen?" dedim sert çıkan sesimle.

"Beni sevmediğini biliyorum, bana tahammül edemediğini hatta."

"Ortada bir hayat söz konusu Baekhyun. Aramızda olanlar çocukluktan kalan şeylerin getirisi. Bunun için seni ölüme terk edecek kadar kötü birisi miyim ben?"

Şu an neden kızmaya başladığımı bilmiyordum ama sinirlenmiştim. Beni gerçekten öyle biri olarak mı görüyordu?

"H-hayır, sadece... Teşekkür etmek istedim. Sen olmasaydın öle-"

Gerçekleri hatırlayınca boğazına düğüm oturmuş gibi susmuştu.

"Ama ben vardım. Artık diğer ihtimalleri düşünme ve dikkatli ol." Dedim hafif tebessümle. Onun başı hala eğik olduğu için bunu görememişti tabi.

"Senin bacağın nasıl?" dedim.

Nihayet kafasını kaldırmıştı ve böylelikle uzun süre sonra ilk defa gözlerimiz buluştu.

"Bacağım iyi. Sadece üzerine pek basamıyorum."

Kısa cevabından sonra odaya sessizlik hakim oldu. İkimiz de bir şeyler söylemek ya da yapmak istiyorduk ama yapmıyorduk, sadece yapmıyorduk yani.

"Kral Chanyeol? Baekhyun?"

Kral Sehun ve Luhan da aramıza katılınca kasvetli hava biraz bölünmüştü. Luhan hemen gidip Baekhyun'un yanına oturdu ve kolunu ona sardı. Kral Sehun da hemen karşılarındaki koltuğa oturmuştu.

"Umarım dinlenebilmişsinizdir. Malum mevzuyu konuşmak için geldik."

Kafamı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım.

"Size çok borçlandım gerçekten. Baekhyun için yaptığınız şey-"

"Kral Sehun, lütfen. Bir insanın hayatını kurtardım ve bu kardeşinizdi. Bana borçlu hissetmeyin."

"Prens Baekhyun'u nasıl buldunuz?" dedi Luhan. Sanırım itiraf etmek zorundaydım.

"Prens ormana gittikten bir süre sonra ben, bilirisiniz birbirimize şakalar yapmaya devam ediyordu. Ben de ona şaka yapmak amacıyla aranızdan ayrıldım. Prens Baekhyun yardım için bağırınca da sese yöneldim. Şükürler olsun ki onu bulduğumda her şey için geç değildi."

Baekhyun bunu duyunca kocaman olmuş gözlerini bana dikti. Zaten başka neden gelecektin ki, der gibiydi.

"Fakat kimlerin yaptığı belli mi?" dedim meraklı sesimle.

"Lord Yoo. Uzun zamandır sesi çıkmıyordu."

"O kim?" dedi Baekhyun.

"Babamızın zamanında bir isyan çıkmıştı. O isyanı başlatan ve insanları kışkırtan kişi oydu fakat hep perde arkasından yürüttü işlerini. Ne yüzünü gören olmuş ne de sesini duyan. Babamdan sonra Silla soyunu kesmeye karar verdiğini duymuştum ama bu sadece kulaktan dolma bir bilgiydi."

Anlaşılan Silla'nın gerçek bir kraliyet düşmanı vardı. Bu olay kötüydü çünkü bu olay gibi bir Prense bu kadar yaklaşabiliyorlarsa yapabilecekleri...

"Baekhyun, senin için özel bir koruma bulacağım. Komutan Jongin şu an tüm adayları gözden geçiriyor. İtirazını kesinlikle kabul etmiyorum. Her yerde yanında olacak."

Her yerde mi? Yıkanırken bile mi? Ne, ne diyorum ben ya! O kadar da olmaz herhalde. Ya da olur mu?

"Zaten buna itiraz edemeyecek kadar korku dolu bir olay yaşadım abi." Dedi Baekhyun cılızlaşan sesiyle.

Onu böyle görmeye alışkın değildim. Hareketli, neşeli ve gıcık hallerini özlediğimi fark ettim her ne kadar nefret etsem de.

"O halde iki hastanın da dinlenmesi gerek. Yarın saraya yola çıkılacak. Size layık bir av gezisi de olamadı Kral Chanyeol."

Sorun olmadığını belirtmek için kafamı salladım. 

Don't Love Without Me - Chanbaek - MpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin