Sebepler

1.2K 146 134
                                    


Merhaba<3<3<3<3<3

Nasılsınız, umarım iyisinizdir ben değilim maalesef. 

Bölümü dün gece yazmıştım aslında ama bugün biraz da ekleme yapıp attım. Bir de ben bilgisayardan atıyorum bölümleri ama telefondan göremiyorum hemen. Bir gün falan geçtikten sonra ancak görebiliyorum. Yorumlarınıza hemen dönmek istesem de hemen olmuyor :(

Sizi seviyorum, iyi okumalar, umarım beğenirsiniz <3<3<3<3<3













(Chanyeol)


Prenses Sohee'yi zorla da olsa konağına bıraktıktan sonra ilk hedefim hekimin konağı olmuştu. Kesinlikle Baekhyun'u suçlamıyordum. Aksine tüm bu olanlar yüzünden kendini suçlamaması gerekiyordu. Joohyuk'un görevi onu korumaktı.

Eğer o an prensesi uzaklaştırmasaydım çok daha kötü şeyler olabilirdi. Arkamdan gelen Jongdae ile nihayet konağa gelebilmiştik. Komutan Jongin bizi kapıda karşılamıştı.

"Kral Chanyeol, prens içeride efendim."

"Sen Minseok'un yanına gidebilirsin Jongdae." Dedim ve Jongdae'nin minnet dolu bakışlarıyla karşılaştım.

Minseok da oldukça korkmuştu. Majesteleri Luhan dayanamamış ve fenalaşmıştı. Komutanımın da müstakbel eşini görmeye hakkı vardı.

Benim için açılan kapıdan tereddüt etmeden girdim. Baekhyun ile uzun bir konuşma yapmam gerekecekti sanırım.

Önü oldukça kalabalık olan odaya girdim. Açıkçası beklediğim manzara tam olarak buydu fakat gerçeğini görmek düşüncelerimdekinden daha tuhaf hissettirmişti beni. Hekim Joohyuk'un yarasıyla ilgileniyorken Baekhyun askerin baş ucunda bekliyordu.

Göz yaşları hala yüzünü ıslatmaya devam ediyordu. Kafası eğikti ve titreyen ellerini birleştirmişti. Kanlı elleri onun daha da suçlu hissetmesine sebep oluyordu.

Hekim beni görür görmez selam vermeye kalkmıştı ama elini kaldırıp onu durdurdum.

"İşine devam et."

Baekhyun sesimi duymasıyla kafasını kaldırmıştı. Gözleri kanlanmıştı ve yüzünde de kan vardı. O bu lafların hiçbirini hak etmemişti.

"Pre-"

"Ç-çıkar mısınız l-lütfen?"

Titreyen sesini duyduğumda içim acımıştı. Gözlerinde öfke yoktu sadece kırgınlık vardı, bunu söyleyebilecek kadar tanımıştım onu. Bana kızgın değildi ama kırgındı ve bu beni daha fazla üzmüştü.

"Konuşmak istiyorum." Dedim birkaç adım atarak.

"Ben istemiyorum, git l-lütfen."

"Tamam, sen isteyene kadar burada bekleyeceğim." dedim kararlılıkla ve yanındaki koltuğa oturdum.

Sorgu dolu bakışları beni bulmuştu bir an için. Ona aldırmadan hekimin işini bitirmesini beklemeye başladım.


Don't Love Without Me - Chanbaek - MpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin