Merhaba! Umarım hikayemi beğenir ve destek olursunuz! <3<3<3<3<3
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum <3<3<3
Bir bahar ayında Silla krallığının kralı Yeongcheol on birinci heyecanını yaşıyordu. Eşlerinden biri doğum sancıları içerisinde odasında kıvranırken o, kapının önünde ona meraklı gözlerle bakan yedi yaşındaki oğluyla bekliyordu.
Prens Sehun babasının bu heyecanını anlayamamış olsa da merakına yenik düşüp konuşmuştu.
"Kralım, biz neyi bekliyoruz?"
Kral heyecanlı gözlerle oğluna dönmüştü. Sehun onun ilk ve tek oğlu ve hanedanın en büyük üyesiydi. Kendinden sonra tahta geçecek kişiydi. Bu yüzden onu her zaman diğerlerinden ayırmıştı, diğer dokuz çocuğundan.
Kral Yeongcheol iyi bir kraldı. Halkını düşünür ve barışı savunurdu. Fakat kadınlara çok düşkündü, hiçbir eşine tamamen sadık değildi. Tahta çıkmasının üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen şimdiden on çocuğu vardı ancak bu çocuklarından yalnızca biri erkekti.
Sehun her ne kadar çok güçlü bir kral olacakmış gibi görünse de amansız bir hastalığa yakalanabilir veya başına bir şey gelebilirdi. Hanedanın yeni bir prense ihtiyacı vardı.
"Kardeşini bekliyoruz oğlum."
"Yine mi kardeşim olacak? Bu sefer kız olmasın."
Sehun'un ağzından istemsizce çıkan söyler kralı gülümsetmişti. Sehun kız kardeşleriyle ilgilenmekten çok sıkılmıştı. Onun gibi kılıç tutup devlet işleri derslerine birlikte gidebileceği bir erkek kardeş istiyordu.
Tanrı o gece ikisinin de dileğini gerçekleştirmiş ve Silla krallığının yeni bir prensi olmuştu. Doğum bittiğinde ve içerideki kralın eşi kendini toparladığında kral ve prens içeri girmişti. Hekim kucağındaki yeni doğmuş bebekle kralının yanına gelip müjdeyi verdi.
"Bir erkek."
İşte o an kralın yüzündeki gülümseme hiç olmadığı kadar büyüdü. Arkasındaki onlarca hizmetçiden birine el işareti verdi. Hizmetçi krala sedef bir kutu verdi. Kral yatakta uzanan eşine kutuyu verdi.
"Bana bir erkek evlat verdiğin için sana minnettarım."
Kadın hediyeyi alarak krala teşekkür etti. Yataktaki kralın eşi krala çok aşıktı ancak kral aşk nedir bilmezdi. Hatta prens Sehun'un annesi ölmesine rağmen bu kadın onu hiç yalnız bırakmamıştı. Aşk için, demişti.
Kral hekimin tuttuğu bebeği kucağına aldı ve inceledi. Biraz zayıf bir bebekti ama ileride abisi gibi güçlü olacaktı, biliyordu kral.
"Prens Baekhyun, oğlumun adı Baekhyun. Derhal prens için şenlikleri başlatın." Dedi kral arkasındaki hizmetçilere.
Yataktaki kadın artık diğer eşlerden daha üstün olacağını biliyordu. Bir toplantı olduğunda orada olacaktı veya bir şenlikte kralın yanında yer alacaktı ama onun için önemli olan kralın kalbiydi. Uzun zamandır karşılık bulamadığı aşkı onu terk edecekti belki de. O bir prens doğurmuştu, kralın kalbini böylelikle kendine ait kılabilirdi, kim bilir?
"Sehun, bak bir erkek kardeşin oldu!"
Ardından odadaki herkes yere eğilip kralı selamlamaya başladı.
*******************
Prens Baekhyun'un doğumunun beş ay ardından aynı telaş Goguryeo krallığında da başlamıştı. Kral Seokwoo odada doğum yapan eşinin bağırışlarını duydukça içindeki telaş artıyordu. Silla'da heyecanla beklenen olay Goguryeo'da endişe ile bekleniyordu.
Kral Seokwoo eşine ve ülkesine aşık bir kraldı. Saray büyüklerinin ısrarına karşı gelmiş ve tek bir evlilik yapmıştı. Ne yazık ki senelerdir eşi hamile kalamamıştı her yolu denemelerine rağmen.
Hatta eşi ondan vazgeçip başka bir kadınla evlenmesini bile söylemişti ama kral bunu kesin bir dille reddetmişti. Yıllar sonra sarayı saran bu heyecan ve endişe kralı diken üstünde hissettiriyordu.
Kapının önünde bir sağa bir sola gitmekten yorulan kral halkının önünde güçsüz görünmemek için dimdik tuttuğu omuzlarını daha fazla tutabileceğini düşünmüyordu.
Senelerce savaş meydanlarından sağ çıkmış ve cesaretle ilerlemişti ancak şimdi o cesareti nereye gitmişti bilmiyordu. Tanrıya eşine ve çocuğuna bir şey olamaması için dua ederken aklından başka hiçbir şey geçmiyordu.
Hiç beklemediği bir anda kapı açıldı. Tanrı onun dualarını kabul etmişti. Karısını ve çocuğunu ona bağışlamıştı.
"Kralım, kraliçe doğumu yaptı."
Kral hiç beklemeden içeri girdi ve yatakta yorgunlukla uzanan eşine ve onun kucağındaki çocuğuna baktı. Kız veya erkek fark etmezdi, o sadece aşık olduğu kadınla bir çocuğu olsun istemişti.
Kraliçe kralın gölgesini görünce kafasını kaldırdı.
"Bir oğlumuz oldu kralım."
Kral içindeki fırtınaları nasıl bastırırdı bilmiyordu. Hemen kraliçeye sarıldı ve ikisi de bir süre göz yaşlarını dindiremedi. Odadaki herkes bu duygusal ana şahit oldukları için şanslı hissediyordu kendini.
"Tebrik ederiz majesteleri!"
Odadaki herkes mutlu aileyi eğilerek selamlamaya başladı. Kralsa eşinin kucağındaki minik oğluna baktı. O bir mucizeydi.
"Hediyeni iyileştiğinde vereceğim kraliçem. Bana bu mutluluğu yaşattığın için minnettarım."
"İsmi ne olacak?"
Kral bire süre düşündü ve aklına ilk geleni söyledi.
"Chanyeol, prens Chanyeol."
Ardından günlerce ülkede bayram ilan edildi, şenlikler yapıldı, eğlenceler düzenlendi.
O yıl iki farklı krallıkta iki farklı ortamda iki prens doğdu. Bir kral oğlu olduğu için diğeri ise çocuğu olduğu için sevinmişti. Biri aşk ve sevgiyle biri ise umutsuzluk ve acıyla...
************************
Hikayedeki yerler gerçekten var olmuş yerler ancak ben sadece isimlerini kullanıyorum. Umarım beğenirsiniz <3<3
![](https://img.wattpad.com/cover/259881751-288-k49557.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Love Without Me - Chanbaek - Mpreg
Fanfictionİki ayrı krallık, iki ayrı prens... Kader ikisini birleştirmek için elinden geleni yaparken ikisi birbirinden uzaklaşmak için elinden geleni yaparsa ne olur? Yeni bir chanbaek. Umarım severek ve beğenerek okursunuz.