Güzel Haber

1.3K 140 106
                                    

Merhaba, nasılsınız? <3

Umarım severek okursunuz, geçiş bölümleri olduğu için. Sizi seviyorum, iyi okumalar <3<3<3<3





















(Baekhyun)

Çoktan iki ay geçmişti ve abimden gelen son mektupta birkaç saldırıyı geri püskürttüklerinden bahsetmişti. Fakat devamı geliyordu. Her şey nasıl olacaktı bilmiyordum.

"Luhan'ın yanına gidiyoruz."

Joohyuk'a alışmıştım artık. Bana o kadar yabancı gelmiyordu. Peşimden gelen Minseok ve Joohyuk ile konağımdan çıkıp meclis konağına doğru yola çıktım.

İlk başta çoğu meclis üyesi Luhan'ı reddetmişti ve benim bütün yetkiyi almamı istemişlerdi. Bir köylünün (!) ülkeyi yönetemeyeceğini dile getirmişlerdi. Tabi bu duruma Luhan kadar ben de çok üzülmüştüm. Kesin bir dille ve emirle yetkiyi Luhan'a bıraktığımı söylemiştim.

Luhan korkuyordu. Onu anlıyordum bu yüzden de ona yardım ediyordum. Salona vardığımda ismimin söylenmesiyle içeri girdim. Luhan tahta oturmuş ve elindeki belgeleri okuyordu. Beni görünce gülümsemişti. Ben de karşılık vererek yanındaki koltuğa oturdum. Luhan'ın hamileliği çoktan iki ayı bulmuştu ve karnı da belirginleşmişti.

Elindeki kağıdı masaya bıraktı ve bana döndü.

"Hint ticaret gemilerinin daha fazla kil talebi var ama bunu karşılayabilecek hammaddemiz yok. Olanı da kendimiz kullanıyoruz."

"O halde yaptığımız ürünleri satalım."

"Prens hazretleri!"

Bakanlardan birinden duyduğum sesle dikkatimi oraya verdim.

"Bu ticaretten çok kazanç sağlayabiliriz, benim limanda yönettiğim gemileri kullana-"

"Yani diyorsunuz ki bu ticaretten payımı alayım!"

Luhan bakanın sözünü kesmiş ve şiddetle bağırmıştı. Açıkçası çok iyi yönetmişti. Bence bana bile gerek yoktu.

"Tüccarlara sadece seramikleri satacağımıza dair bir yazı yazın. Onun dışında bizden hammadde alıp ürünleri geri satamazlar!" dedi Luhan kenarda her şeyi yazan görevliye.

Konuşan bakana doğru küçümser bakışlarımı yolladım. Her zaman çıkarcı insanlarla mücadele etmeye çalışmıştık zaten.

Meclis bittiğinde Luhan ve ben salondan ayrılmıştık.

"Luhan biraz çay içmek ister misin?" dedim merakla.

Onun moralini yerine getirmek için çabalıyordum kendi moralimi umursamadan.

"Güzel olur ancak çok yorgunum. Konağımda devam edelim mi?" dedi sevecence.

Kafamla onu onayladım. Hamileydi ve yorulmasını istemiyordum. Yönümüzü onun konağına yönelttik.

Çok da uzun olmayan yolun sonunda nihayet bedenlerimizi yerdeki koltuklara bırakabilmiştik.

"Yeğenimin durumu nasıl? Hekim her gün kontrol ediyor değil mi?"

"Merak etme Baekhyun, o çok iyi." Dedi Luhan eliyle karnını okşarken.

Sonra yardımcısına çay getirmelerini söyledi.

"Sen nasılsın?" dedi Luhan odada bizden başkasının olmadığına emin olunca.

"İyiyim." Dedim gözlerimi kaçırarak.

Don't Love Without Me - Chanbaek - MpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin