O Zehre Asla Dönüşmeyeceğime Söz Veriyorum

616 101 86
                                    

Umarım beğenirsiniz, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! 

.

.

.

Ve tüm bunlara rağmen, benim için nasıl ağlarsın?

Çünkü bu konuda kendimi kötü hissetmiyorum

Melih'i birinden nefret ederken görmek herkesin şanslı olduğu bir konu değildi. Onu şimdi senelerdir tanıyordum, üniversite hayatımın büyük bir çoğunluğunu onunla birlikte geçirmiştim ve bazı bazı sinirli olsa bile kimseye karşı kin gütmeyen, kimseden nefret etmeyen ve ona kötülük yapılsa bile herkesin iyiliğini isteyen saf biriydi. Eskiden olduğum kişi gibiydi, birini kasten kırmaktan ödü kopardı ve şakalarına alınan biri olduysa ardı arkası gelmeyen özürler yağmuruna tutardı insanları.

Ama bugün, onu tanıyan herkesin şanslı günüydü: Melih sinirliydi, kin gütmüştü ve Giray'dan nefret ediyordu. "Gebertirim ben bunu he," diye söyleniyordu Eda'ya, Kutay'la ben onlara yaklaşırken. "Söylediklerini duydun mu? Biz de sanıyorduk ki Rüzgar'ı çok sevmiş zamanında!"

Eda onu sakinleştirmekle uğraşmıyordu, daha doğrusu uğraşamıyordu çünkü kendisi de en az onun kadar sinirliydi. Bizi gördüğünde "Ne olur ağzının payını verdik deyin," dedi bana sarılarak. Sarılmasının sebebi Giray'ın sarf ettiği çirkin sözler yüzünden üzüldüğümü ve kırıldığımı düşünüyor olmasıydı.

"Tam olarak verdik sayılmaz," diye yanıtladı Kutay. "Ama ağzına yumruk attım. Sayılır mı?"

Melih "Sen mi?" diye sorduğunda şaşkın olduğu aşikardı. "Sen yumruk mu attın?" Şimdi bebek ağzı yapıyor, Kutay'ın Giray gibi birine yumruk atacak bir görünüme sahip olmayışını vurguluyordu. "Acıttın mı bari? Ağladı mı? Lütfen ağlamış olsun çünkü."

"Yok ya," Kutay elini sallayıp cevapladı. "Dayak arsızı herhalde."

"Sadece dayak değil," Araya girdim. "Direkt arsızmış herif."

"Duydum dediklerini," dedi Eda. "İkimiz de duyduk, böyle şeyler söylememeliydi."

"Söylemesinde sorun yok ki," diye yanıtladım ve gerçek düşüncelerim de tam olarak böyleydi: "Sorun bunları düşünüyor olması. Yapmış olması." Derin bir nefes alıp yürümeye başladım, onlar arkamdan geliyordu. "İnsanları kendim gibi sanmaktan, ya da onları değiştirebileceğimi düşünmekten çok yoruldum."

Kutay hızlı adımlarla yanıma yetişti, yanı başımda benimle birlikte yürümeye başladığında Melih'le Eda arkamızdan bizi takip ediyordu. "İkimizin de sevdiği bir grup var," diye yanıma geldi Melih. "Bir şarkılarının sözünü ikimiz de çok severiz."

"Hangisi?" İlgilendiğimi söyleyemezdim, ama merak etmedim de değildi.

"Yaptığın hiçbir şeyi değiştirmeni istemiyorum. Benim için başka birini olmanı istemiyorum."

"Leş gibi sözmüş," dedi Eda. "Sevdiğin kişi için kendinden ödün vermeyeceksen, sevmenin ne anlamı var?"

Melih omuzlarını silkti. "Sözü destekliyorum demedim ki." Güldü. "Rüzgar öyle deyince aklıma geldi, konu değişsin diye söyleyeyim dedim."

"Kimse, kimse için değişmemeli," diyen Kutay, Eda'nın fikrine karşı çıkıyordu. "İnsanlar birilerini öyle oldukları için sever. Sevdiğin kişinin huylarını değiştirdiğinde karşındaki kişi başka biri olmaz, senin kopyana dönüşür."

"Giray'dan değişmesini istemedim zaten," diye araya girdim ben de. "Ama beni değiştiren oydu. Şerefsizdim, tamam mı? Hepiniz biliyorsunuz bunu."

İyi Ol // boyxboy [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin