Öğretmenin Çadırında Konuştuklarınızı Biliyorum

2.7K 281 147
                                    

Herkese selam!! Umarım iyisinizdir, ve güzel bir hafta geçiriyorsunuzdur.  Günlerdir geçmek bilmeyen bir baş ağrısıyla uğraşıyorum ve ne yaparsam yapayım hiçbir şekilde geçmiyor bu yüzden ekrana çok bakmamaya dikkat ettim kii şu an bile bunları yazarken ağrı devam ediyor.

Her neyse, kitap kapağı için @novapie teşekkür ederim. Biraz kafasını şişirmiş olabilirim bu konuda benden çok bir şey bekleme dedi ama gerçekten istediğim gibi güzel bir kapak yaptı ellerine sağlık♥

Umarım bölümü beğenirsiniz, lütfen vote vermeyi ve birkaç yorum yapmayı unutmayın destekleriniz için teşekkür ederim!! İyi Okumalar...  

Şimdi beni yere sermeye çalışıyorsun, sanki çok umurumda: Ben kafandaki canavarım.

Şimdiye dek öğrenirsin sanıyordum, ama görüyorum ki öyle olmamış: Ben derindeki zehirim.

Ve şimdi hayatın, paramparça.

Hiç bazı şeylerin eksikliğini hissettiğiniz oldu mu? Kimisi hayatlarında mutluluğun olmadığını, onun eksikliğinin farkında olduklarını söyler. Kimisiyse huzurdan uzak olduğunu durmadan belirtir, şaka yollu da olsa bu böyledir. Bazısı vardır, hayatlarında onları değerli hissettirecek birinin eksikliğinden yakınır durur. Yazık, değerli olduklarını hissetmeleri için birinin onlara bunu söylemesi gerekiyor. Ya da gerektiğini düşünürler. Ancak bazısı vardır ki, belki de bu bazısı sadece benimdir, anılarının eksikliğinden mustariptir.

Bazen bazı şeyleri hatırlayamıyorum, günlük tutma sebebim de bu zaten. Hoş, günlüğü her gün değil her saat başı tutuyorum, o ayrı konu. Ama beni yanlış anlamayın, bu anıların eksikliği sanırım benim seçimimdi. Sanırım hayatıma devam edebilmek için bazı şeyleri unutmayı seçmiştim. Tabii, ben bunu yapıp yaptığımı da hatırlamıyordum, orası ayrı.

Denizde boğulan kızı kurtarmaya kulaç attığım sırada aklımdan geçirdiklerimi düşünmeden edemiyordum, rüyalarımda bile zihnim buruşmaya devam ediyordu sanki.

Onu hatırlıyordum, bir şekilde onu anımsayabiliyordum. Ama istemiyordum, onu bir şekilde kendimden sıyırıp uzaklaşabilmiştim. Tekrar hatırlamak istemiyordum.

Hayatımdaki eksikler anılarım mıydı, yoksa kayıplarım mı?

Hayır, bunun hakkında daha fazla düşünmek istemiyordum. O artık yoktu, ben de bunu kabullenmeyi başarmıştım, hem de yıllar önce. Onu anmak kendime eziyet etmekten başka bir şey değildi, biliyordum. Ve kendi canımı yakmayı uzun zaman bırakmıştım.

Gözlerimi yavaşça aralamayı başardığımda gözlerini bana dikmiş olan Eda'yı gördüm ve bilinçsiz olduğum bu süre – artık her ne kadardıysa – boyunca beni izliyor oluşundan irkilerek sessiz bir küfür savurdum. "Ne oldu?" diye sordum, boğazımda acı bir tat vardı. Tat değildi aslında, sadece acı bir histi. Deniz suyu yutmuş olmalıydım, fakat neden böyle bir şey yaşadığımı bir türlü anlamlandıramıyordum. Yıllarca yüzen biri olarak, bununla açık açık gurur duyarken insanların beni yüzerken gördüğü ilk anda ölümle tokalaşmaktan daha küçük düşürücü bir şey olmazdı.

"Öleyazdın," dedi Melih, çadırın dışındaydı ve fermuar açıktı, tabureye oturmuş masadaki küllükte sigarasını söndürüyordu her zamanki gibi. "Merak etme, Giray hariç kimseye rezil olmadın."

"Ondan önemlisi mi var?" diye söylenerek yatakta doğruldum, halsizdim ve boş bulunup sırtımı duvara yaslamaya kalkıştım ama berimde kumaştan başka bir şey olmadığı için yavaşça süzülerek geri düştüm. Beraberimde koca çadırı da yıkıyordum neredeyse. "O nerede, haberiniz var mı?" diye sordum bozuntuya vermeden.

İyi Ol // boyxboy [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin