Duyduğuna Çok Şaşıracaksın Ama Sevgilinim

591 96 86
                                    

Selam, normalde bir süre daha yayımlamayı düşünmüyordum okunmaların artması için ama dayanamadım yayımlayayım dedim. Güzel bir bölüm oldu bence sonlara doğru yazarken çok eğlendim.  Profilimden  "son defa" ve "beni hala seviyor musun?" adındaki diğer iki kurguma da bakabilirsiniz seveceğinizi düşünüyorum <3

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın! Destekleriniz benim için çok değerli, şimdiden teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar<3333

.

.

.

Söylediklerini duydum, aynılarını ben de hissediyorum

Değişmem gerektiğini kalbimde bir yerlerde biliyorum

Anılarımız her şeyimizdir. Hafızamız bizi biz yapan yegane şeydir ve o olmadan karakterimiz yerine oturmamış olur; tecrübe denen şey karakterimizin yapı taşlarından biridir. Ben, kendimi örnek vermem gerekirse, yaşadığım şeylerden tecrübe edinerek bir karakter oturttuğumun adım gibi farkındaydım. Bugün olduğum şey, dün olduğumdan çok daha kıymetli ve yeni, farklı ve özgün.

Ama düne veda etseydim, ne olurdu?

Bildiğimi sandığım her şeyi bilmediğimin farkına varsaydım?

Ya da daha basit bir soru: Hafızam olmasaydı.

Güne neşeli başladım, neşeli olmamam için bir sebep yoktu. Uyanır uyanmaz yataktan kalkıp perdeyi açtım, güneş odaya girerken camı da açıp hava alsın diye öyle bıraktım. Dolaptan giyecek bir şeyler hazırlayıp hızlıca duşa girip çıktım, vakit kaybetmek istemiyordum – ki aslında yapacak bir şeyim de yoktu, hiçbir plan yapmamıştım – ve duştan sonra da hazırladığım şeyleri giyip aşağı indim. "Günaydın," dedim anneme kahvaltı masasına otururken.

"Bugün geç kaldın," dedi, gözlerini kısmış bir şekilde şüpheciymiş gibi bakıyordu. Genelde mutfağa yarım saat kadar daha önce gelirdim, bundan bahsediyordu.

"Ben hiçbir şeyi erken yapmam," dedim gülerek. "Ve asla erken gelmem."

"Çayı demledim," derken kendini sandalyeye bıraktı. "Kahvaltıyı sen hazırla."

"Tüh!" Ayağa kalktım, elimi başıma götürdüm. "Ben de bugün kahvaltıya kalamayacağım demeye gelmiştim." Annemle şakalaşmak, birbirimizle dalga geçmek sabahlarımı neşelendiren güzel şeylerden biriydi. Onun delici bakışlarından sonra "Tamam, tamam; şaka, hepsi şaka," diyerek tezgahın karşısına geçip bir şeyler hazırlamaya başladım.

Ne yemek istediğimi bilmiyordum. Onun da ne yiyeceğini bilmiyordum. O yüzden aklıma gelen ilk şey, daha doğrusu iyi yaptığımı bildiğim tek şeyi yaptım: Patates kızartması ve haşlanmış yumurta.

Hazırladıklarımı masaya yerleştirip bardaklara da çay koydum. "Vay be, süper kahvaltı," dedi annem. "Peynir zeytin falan da çıkarsaydın, oğlum."

"İyi hatırlattın," deyip dolaptan onları da çıkardım. "Zeytin donmuş."

"Erir."

"Peynirin de köşesi azıcık küflenmiş."

"Keseriz."

Tabakları masaya bıraktım. "Atatürk de düşmana karşı böyleydi," dedim.

Kahvaltı ettik. Üstüm yumurta koktuğu için kirli sepetine atıp başka bir şey giydim, leş gibi yumurta kokusuyla gezemezdim. Hiçbir koşulda hem de.

Telefonum çaldığında Kutay ya da diğer bitirim ikilinin aradığını düşünüyordum, ama bilmediğim bir numaraydı. Kafam boş bir şekilde telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Efendim?"

İyi Ol // boyxboy [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin