Selaam! 10 gün falan oldu sanırım çok şaşalı bir bölüm olmadı ama tamamlayabildim sonunda. Son bölümün vote sayısı beni bir miktar üzmüş olsa da çok bekletmek istemedim artık atayım dedim. Aşağılara doğru karşınıza ufak smut kısımları çıkacak rahatsız olursanız kaydırabilirsiniz.
Umarım beğenirsiniz vote vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın, iyi okumalar!!
Şimdi bırak yürüsün zihnin, ve bırak konuşsun bedenim.
Şimdi bırak hareketlensin bedenim, ve bırak rahatlatsın ellerim.
Bırak da sana gözlerimdeki dünyayı göstereyim.
Gözlerimi açtığımda Eda'yı yine tepemde dikilmiş bir halde buldum. "Ne o?" diye söylendim gözlerimi ovuşturup yerimde doğrulurken. "Biri mi boğuluyor yine?" Yatakta tamamen doğrulup kollarımı iki yana açarak genleştim. "Yoksa Katil Jeff birini mi öldürdü?"
"Aynen," diye atladı Melih çantasını omuzlarına geçirirken. "Huzurumu."
Ne demek istediğini sorarcasına Eda'ya döndüm ve otobüslerin bizi beklediğini öğrendim. Herkesin uyanıp çoktan hazırlandığı düşünülürse, sadece benim beklendiğim de söylenebilirdi. Telaşla ayaklanıp çadırda gördüğüm ve benim olduğunu bildiğim her şeyi çantama tıkıştırdım. "Ne diye uyandırmadınız ki beni?" diye öfkelenmeden edemiyor olsam da Melih'in "Sevgilin uykunu böldük diye bize kızsın istemedik," dalgasından sonra hiçbir şey diyemedim.
Her şey hallolduğunda çadırı terk ettik. Otobüsler, bizi bıraktıkları yerde duruyordu. Giray, yine kendi otobüsüyle gidecekti ve biz, bizi getirenle yolculuk edecektik. İstikametimiz bir oteldi ve yaklaşık dört ayı orada geçirecektik, Giray'ın bize göstermek istediği her şey o otelin çevresindeydi, böylece biz de her gün saatler boyu yol çekmek zorunda kalmadan her yeri görebilecektik.
Otobüse binmeden önce son kez arkama dönüp sabahın sessizliğiyle sakince duran dalgasız, çarşaf gibi denize baktım. Martıların seslerini ve tuzlu suyun kokusunu, ayağımı yakan sıcak kuma rağmen özleyeceğimi biliyordum. Yine de burada çok vakit geçirmemek benim için daha iyiydi: Suya girdiğim her an kardeşimi anacağımı adım gibi biliyordum ve bu bataklığı yeniden boylamak istemiyordum.
Otobüse bindim, bu kez koridor tarafında ben oturacaktım. Eda ve Melih'in artık birlikte daha çok vakit geçirmesini istiyordum, bu yüzden Eda'nın dikkatini bana vermesini de önleyerek onun cam kenarına geçmesini sağladım. Böylece Melih aramızda oturuyordu ve kulaklıklarımı taktığımda benimle konuşmaya çalışmadığını da biliyordum. Ah, tabii ben de Eda'nın kulaklığını kendi çantama sakladığım için o da kendini soyutlayamayacaktı. Melih de kendi kulaklıklarını takıp Eda'yı yalnız bırakmayacağı için, onu eğlendirmek adına kendinden ödün vererek onunla konuşmaya başlayacaktı.
Her şey planlıydı.
Onların tek yapması gerekense konuşmaktı.
Yol boyunca konuşup gülüştüklerini görebiliyordum, ama kulaklıklarımı çıkarıp da ne hakkında konuştuklarını sormadım ya da şarkının sesini durdurup onlara kulak misafiri olmaya çalışmadım.
Yolculuk dört saat sürdü.
Şehrin çıkışına yakın, sadece şehirden ayrılmakta olanların kullandığı bir otoyola fazlasıyla yakın bir yolun kenarındaydı otel. Otobüslerimiz, otelin hemen önünde durdu ve biz de eşyalarımızı alıp Giray'ın ne yapmamız gerektiğini anlatmaya başlamasını bekledik. Anlaşılan o ki, hepimiz için üçer kişilik odalar ayırtılmıştı. Bazısı dörder kişilikti ve arkadaş grupları daha geniş olanlar bunlardan faydalanabilecekti. Sırayla herkes resepsiyona gidip kaç kişilik oda istediklerini ve kimlerin olacağını söyleyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Ol // boyxboy [Tamamlandı]
Teen FictionÖğretmenine karşı duygular besleyen Rüzgar, gezinin sonunda hislerinin karmaşasında kaybolurken kendini bir başkasının dünyasında raks ederken bulur. Şimdiyse bir aşk üçgeninde hapsolmuştur...