🍪22🍪

723 118 114
                                    

Dümdüz yazı yazmak kolay ama bu sefer de çok düz olduğu için sevmiyorum ve atasım gelmiyor elxşwşfşw

🍪

Gözlerimi kapayıp kendimi yatağa attım.

Derin derin nefesler alıyor ve rahatlamaya çalışıyordum. Babamın arkadaşları gelmişti yine. Annem yokken bu misafir işleri çok zor oluyor, sadece Lottie ve Felicite'e yardım ettiğim halde yoruluyorum.

Gerçi, ben hep yorgunum.

Üzerimde mavi kazak ve dar bir pantolon var, Tanrı şahit, herkes giydiği için giyiyorum bu şeyi. Ekstra ucube görünmek istediğim son şey. Bana kalsa, eşofman giymeyi tercih ederdim, anlarsınız ya rahat.

"Louis!" babam.

Ofladım. Ve evet, katlar arası bağırarak iletişim kuruyoruz.

"Efendim!" yattığım yerden istifimi bozmadan cevap verdim. Okuldan geldiğimden beri dinlenmemiştim, kızlarla ortalığı toplayıp Daisy ve Phoebe'nin işlerini görmüş ve bir iki çeşit tatlı yapmıştık. Yani onlar tatlı yapmış ben de hamuru karıştırmıştım. Hamuru karıştırmayı çok seviyorum!

İşlevim bu kadar kısıtlı olmasına rağmen çok halsizdim. Her yerim ağrıyor. Fıtık olduğumdan şüphe etmeye başladım.

"Aşağı in!"

Emir vermesinden nefret ediyorum.

Ağlarcasına sesler çıkartarak yattığım yerde doğruldum. Onu sinirlendirmek istemezdim. Boşa harcayacak enerjim yok.

Kızaran gözlerimi elimin tersiyle ovdum. Esnedim. Biraz da gerinip sonunda ayaklarımı sürüye sürüye çıktım küçük, az kullanıldığı için soğuk olan odamdan. İndim dar merdivenlerden aşağı. Babam salondaydı arkadaşlarının yanında.

Gülüyor, kahkaha atıyordu. Hep böyleydi bir an olsun ara vermedi. Neden yapıyor bunu, neden hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor? Beni deli etmeye mi çalışıyor? Bu hareketleri yüzünden mahvoluyor zaten her şey. Hep bu siklememeleri başımıza açıyor, belayı.

Silkelenip yanlarına gittim. Beş kişilerdi, hepsi de yüzüme bakarken çok rahattı. Nasıl bu kadar rahatlar? Arkadaşları da onun gibi umursamaz olsa gerek. Suratım beş karış oldu, tanımıyordum ama sevmemiştim şuan hiçbirisini.

"Efendim."

"Otursana, senden bir şey isteyeceğim."

İç çekerek en azından içerideki hayalet adamlardan uzağa babamın yanına oturdum. Misafirlerinin yanında benden ne isteyecek çok merak ediyorum açıkçası.

Geriye yaslanıp bacağımı sallamaya başladım, topuğumu hızlı hızlı yere vuruyordum. Gözlerimin önüne düşen saçlarımı çekmiyordum. Kollarımı bağlamıştım.

"Senin matematiğin iyi değil mi?"

Kaşlarımı çattım. Benim kaçıncı sınıfta olduğumu bile tam bilmiyordu, bunu nasıl hatırladı acaba? Mavi gözlerinin tam içine baktım.

"Evet iyi." hepsi iyi.

Babam bakışlarıyla arkadaşlarından birisini işaret ettiğinde beyaz ışıkta suratı rahatsız edici derecede parlayan  adama döndüm.

"Bu arkadaşım Des, oğluyla aynı okuldaymışsınız."

Küstah görünmemek için yüzümdeki tüm bana ne mimiklerini bir anda sıktım.

Adam ise kocaman gülümsüyordu ama içimden bir ses bunun sahte olduğunu söylüyor.

"Ona matematik konusunda sen yardım eder misin evlat? Bizimkine öğretmen dayanmıyor belki kendi yaşıtı olursa işe yarar?"

Ders mi? Bacağımı sallamayı kestim. Ama benim boş vakitlerimde gitmem gereken bir hastane var. Babamın bunu bildiğine eminim. Bunu biliyor. Muhabbeti iyice koyulaşan diğer misafirlere kısa bir bakış atıp tekrar Des'e döndün

"Annem -"

"Akşam gelirsin, haftada bir kere bir saat. Çok yoğun bir şeye gerek yok, sadece sayılardan nefret etmeyi kesmesine yardım etsen bile olur."

Çaresizliğin dibinde gibiydi. Eh, omuz silktim. Babam bunu yapmamı istediği için beni çağırmıştı zaten değil mi, hayır diyemezdim.

"Oğlunuzun adı ne peki?"

Adam derin bir nefes aldı, rahatlamış görünüyordu. Acaba oğlunu tanıyor muyum?

"Harry."

Harry? Dudak büzdüm.

Maalesef buna yorum bile yapamazdım. Ben daha önce hiç Harry tanımamıştım çünkü.

🍪

Eldlwşx vay ameke çok şaşırtıcı bir olay örgüsü

It's Time / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin