🍪64🍪

764 122 171
                                    

Abi, sanalda insanlar çok gergin konuşmaya korkuyorum artık, eskiden tanımadığımız insanlarla sövüşerek kaynaşıyorduk slsllwlxşs

Neyse, şu tipi kayık bölümle baş başa bırakıyorum sizi iyi geceler falan <3

🍪

Louis'nin kucağı oldukça rahattı aslında ama daha rahat olan evi istiyordum şahsen ve baya apar topar kalkıştım masadan. Yok canım ne fesatı, sadece ikimiz de utançtan ölmek için birisinin içeri girmesini bekliyorduk ve bu oldukça sinir bozucu bir bekleyişti o kadar.

"Borcumuz ne kadar?" 

Lisa  soruma karşın başını iki yana sallarken Louis'nin tuttuğum elini biraz daha sıktım, evet kendisi şuan arkamda duruyor ama ben halen kaçacağını düşündüğüm için telaşlıyım ve sürekli elini sıkıyorum.

Ona eve gidelim mi dediğimde yüzünde oluşan o ifadeyi görseniz siz de beni anlardınız.

Görmeseniz de anlarsınız gerçi, Louis'nin zaten her an her şeyden kaçacak bir hali varken ben ona eve gidelim dedim. Hem de resmen kucağında sayılabilecekken.

"Bu seferki benden!"

"Gerçekten mi?" Vay canına, güzel jest.

"Evet çocuklar, boş verin parayı hadi gidin eğlenin."

Teşekkür edip Louis ile pastaneden çıktık, kendisi tek elle çantasına asılmış utançla yere bakıyordu, gülümsedim. Bu gün çok üzerine gitmiştim (cidden üzerine) elimde değildi, çok tatlıydı, şimdi bile onu öpmek, sıkıca sarılmak ve kokusunu içime çekerek uyumak istiyorum.

Bunların hepsini yapabilir miyim sizce? Bana izin verir mi? Ben onun için sadece bir lise hoşlantısıysam ya? Peki biz bir ilişkide miyiz şuan? Çok sorum var!

Bir anlık rahatlamam batmış olsa gerek tekrar gerilmiş ve heyecanlanmıştım. Gözlerimin önüne gelen saçlarımı başımı geriye atarak ittim ve yürümeye başlamak yerine bir süre öylece dikilip ona baktım, arada o da başını kaldırıp bana bakacak gibi olmuştu elbette ama büyük ihtimalle utandığı için yapmadı. Bunun yerine iyice yanıma sokulup sakince ellerimizi izlemeye koyuldu. Bakın bakın, şu kış ortasında bile ter içinde kaldım.

Şahsıma yönelik fikrim eriyip gideceğim yönündeydi evet ama hava halen çok soğuk üstelik Louis üşüyordu ve bu kızarmış burnundan ve solan renginden açıkça belli de oluyordu. Sertçe esen rüzgar saçlarını savururken kısık gözleri benimkileri buldu. 

Keskin yüz hatları, esmer teni ve küçük burnuysa bana çok güzel bir manzara sunuyor şuan. Ağlayacağım bak! ÇOK YAKIŞIKLI! Yanaklarım tekrar tekrar ve tekrar pembeleşmeye başladı.

Dayanamadım.

Eğilip hızlıca yanağını öptüm, kesinlikle dakikalardır bunun için cesaret toplamaya çalışmıyordum, asla...Şaşkınlıkla gözlerime baktı. Onu cidden yemek istiyorum. HEP Şaşkın! Ayağımı yere vurup yanaklarımdan birisine elimi bastırarak değişik duygu boşalmaları yaşadıktan sonra sabırsızca bir daha onu öptüm ama bu sefer dudaklarından öpmüştüm ve bakın işte! Geri adımlar atmaya başladı bile...HEP GERİ ADIM ATIYOR!

Gülümsemeye geri döndüm, korkmuş görünüyor, Tanrım!

Ben de aceleyle tuttuğum elini çekiştirerek yürümeye başladım, aksi takdirde kaçıp gidecekti. Eve bir varsak, gerisi kolay da iştee...varacak mıyız orası belli değil.

It's Time / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin