🍪33🍪

688 118 102
                                    

Canım kurabiye çekiyor bu kitap yüzünden.

🍪

Arkamdaki kapı kapanmış ve ben ayakta öylece duruyor "Harry'e" öküzün trene baktığı gibi bakıyordum.

"Neden orada dikiliyorsun? Gelsene."

İrkilip başımı salladıktan sonra masanın önündeki sandalyeye oturdum, neden sürekli hareket etmek için komut bekliyorum ben?

Başımı kaldırıp Harry'e baktım. O da yeşil gözlerini üzerime dikmiş bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Kıvırcık saçları dağınıktı, bandanası yoktu, neden bu kadar inceliyorum ki?

"Seni daha önce gördüm mü?"

Hayır, ona bir iki saniye süren karşılaşmalarımızı söyleyip rezil olacak değilim. Başımı iki yana salladım. Dudak büzdü.

"Gördüğüme emin gibiyim."

"Okul küçük." sesim neden kısık çıkıyor? Tanrım!

Hımladı, cavabımdan tatmin olmuş olmalı. Ellerimle oynadım. Sustuk biraz. Odasını inceledim, ferah ve düzenliydi. Gri tülleri, mavi halıyı ve yeşil yatak örtüsünü saymazsak içeride beyaz hakimdi.

"Adın Louis değil mi? Babam söylemişti."

Yine başımı salladım. Ona bakmıyordum.

"Adını da duymuştum, okul birincisi falansın herhalde?" ama o ısrarla yüzüme bakıyordu.

Sorusuna, can sıkıcı görünse de yine başımı sallayarak cevap verdikten biraz sonra seslice kahkaha attığında baktım ancak yüzüne ve hey o neden gülüyor?

Zaten rahatsızdım, ikiyle çarpılmıştı şimdi huzursuzluğum. Gözlerimin önüne düşen saçlarımı geriye tarayıp yüzüne utanç ve merakla baktmaya devam ettim. Kalbim çok hızlı atıyordu, gergindim, kendimi cidden kötü hissediyordum. Nefes alamadım sandım bir an.

Durup bana baktığında gözlerimi kaçırdım hemen.

"Sadece halime gülüyordum, alınmadın umarım."

Bir şey demedim. Ne diyebilirim ki? Tekrar yüzüne baktım, tatlı bir şekilde gülümsüyordu şimdi de.

"Çok sessizsin, benden utanıyor musun?"

"Hayır utanmıyorum." çok hızlı cevap vermiştim ve sebepsizce hızlanmıştı soluklarım, gülümsemesi büyüdü.

Hep gülüyor.

Neden hep gülüyor ki? Somurttum. Harry çok sevimli ve hareketli birisine benziyor, ayrıca kabul etmem gerek ki Edward, Harry'ler konusunda haklıymış. En azından bu Harry konusunda çünkü kendisi oldukça yakışıklı. Biraz çelimsiz duruyor ancak göğsü geniş ve bu kesinlikle önemli bir detay. Aaah geri zekalı yüzüne bak şu çocuğun, yüzüne!

Yüzüne baktım, şimdi saçma bir şekilde birbirimizi izliyoruz.

"Peki, şey hemen ders çalışmayalım tamam mı ben çok sıkılıyorum."

Gözlerimle ısrarcı mimiklerini takip ettim. Yeşillerini kısıyor ve saçlarıyla oynuyordu. Dudakları konuşurken her harf için özel bir çaba sarf ediyor olmalıydı, sağır olsam bile ne dediğini anlardım.

"Ne yapmayı tavsiye ediyorsun?"

"Video falan izleyelim. Konuşalım. İstersen oyun da oynarız ama lütfen matematik çalışmayalım hemen, ben hiç hazır değilim buna!"

Hazır değil mi? Neden hazır olsun ki? Altı üstü defter ve kağıt gerekiyor. Anlamadığımı belli edecek şekilde kaşlarımı çattım. Omzunu düşürdü.

"Yani beynim hazır değil, onu pek kullanmıyorum ve bu yüzden kullanacağım zaman bir süre duruma alışması gerekiyor."

Dediği şeyle ve yüzündeki korku dolu ifadeyle karşı karşıyayken daha fazla dayanamayıp kahkaha attım.

"Ah harika, sen de mi bana inanmıyorsun?" kollarını bağladı, pembe kazağının içinde ve bu haldeyken tam olarak "mızmız" görünüyordu.

"Sadece halime gülüyorum, alınmadın umarım?"

Onun dediği şeyi söylediğimde göz devirdi. Sırıttım. Harry'nin aptal olduğuna dair içimde çok güçlü hisler var. Des bizim için kek ve çay getirene kadar bu şekilde saçma sapan konuşmuştuk ve çıkarttığım sonuçta tam olarak bu oldu evet.

Ama bir şey daha var.

O da Harry'nin beni fena halde heyecanlandırdığı.

🍪

Harry'nin açısından da yazayım mı?

Ve Harry-Niall mesajlarını da eklememi ister misiniz?

It's Time / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin