🍪36🍪

696 119 64
                                    

Meğer itin biri bizi birbirimize kötülüyormuş, pazartesi hep beraber it sikicez.

🍪

Bana doğru gelen bedene tamamen dönüp samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme takındım. Louis de, şu bana ders anlatan utangaç çocuk, gülümseyip elindeki defterle sıramın başına dikildi. Sonra da gözlerini gölgeleyen saçlarını başını geriye atarak itip sınıfa kısaca göz attı.

Etraftaki arkadaşlarımsa ona sorgulayan ve küçümseyen ifadelerle bakıyor yine beni sinir ediyorlardı. Uzun zamandır kendilerine mesafeliydim ve Niall ile ayrı geziyordum zaten, insanları bakışlarıyla bile rahatsız ediyorlar. Louis onları fark edince gülümsemeyi bıraktı. Yere bakıyordu şimdi. Utandım, kendimi suçlu hissettim, dudaklarımı birbirine bastırdım.

Şubat tatili geldiği an mesafeyi koyup William'ın dediğini yapacaktım cidden şu hale bakın etrafımdaki insanları rahatsız ediyorlar.

"Senin için defter hazırladım."

Elindekini masama bıraktı. Şaşkınlıka mavilere baktım. Niall ise bu sırada arkamdaki sırasından kalkıp hemen Louis'nin yanına geçti.

"Sen bunun cidden matematikle arasının düzeleceğini düşünüyor musun?"

Görüyorsunuz, en yakın arkadaşım pekte tanımadığım bir çocuğun omzuna kolunu atmış ve karşımda gözlerimin içine baka baka beni kötülüyor. Herkese nasip olmaz. Ofladım.

Bu gün önlerini tokayla arkadan tutturmuştum saçlarımın ve siyah bir kazağın üzerine oduncu gömleği giymiştim. Yani rahatlıkla beni ciddiye alabilir şuan. Bundan önceki gün çok sevimli olduğumu söyleyip ciddiye almayı inkar etmişti de, şapşal. Başımı çevirip kollarımı bağladım. Bana göz kırptı. Göz devirdim.

Louis de Niall'a tek kaşını kaldırıp imayla gülümsedi. Keskin yüz hatları vardı ve tüm mimikleri kendisini belli ediyordu bu yüzden.

"Hayır, sen benim bunu başaramayacağımı mı düşünüyorsun asıl?"

Niall'ın kolunu omzundan çekip tekrar bana baktı.

"Dün iki konu bitirdik, bir dahaki çalışma gününe kadar diğer iki konuyu okur musun?"

O kadar tatlı ve huzur veren bir sesi vardı ki "Ben okuma bilmiyorum." gibi bahaneler sunarak onu beni tanıdığına pişman edemezdim. Başımı salladım sadece. Gülümsedi ve teşekkür etti sonra da Niall'a kısa bir bakış atıp sınıftan çıkmak için arkasını döndü.

Ben mi? Ben Bilinmeyen bir sebeple ona seslendim.

" Louis, eğer işin yoksa bu öğlen arası bizimle yesene yemeğini?"

Tekrar bana döndü ve biraz şaşkın bir yüzle baktı. Sessizleşmişti, ben ise kıpkırmızı olmuştum. Şuan ikimiz de utanç içindeydik. Neden yaptım ki bunu!

"Ş-şey belki biraz matematik hakkında konuşuruz?"

Tanrım! Neden bu kadar salağım! Gülümsemeye çalıştım.

Batırdım.

" Peki." o gülümsemeye bile çalışmadı! Peki, der demez resmen koşarak sınıftan çıktı. Ellerimle yüzümü örterek sınıfa arkamı döndüm. Sonra ne mi oldu?

Niall güldü.

🍪

Eldlwllx Uğur böceği ve Kara Kedi devam serisi çekiyor gibi hissediyorum.

It's Time / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin