Ramazan bayramınız mübarek olsun!
Bir de!
Kahpe olduğumu söylemiş miydim?
🍪
Dün paranoyak gibi Edward'ın Harry olması hakkında hayaller kurmaya başlayınca bu saçmalığa anında son vermek için ondan telefon numarasını isteme kararı almıştım. İstemiştim de. Hatta kıvırcık soruma tepki veremeden omzuma sertçe atılan kolla ikimiz de yerimizden sıçramasaydık ve üçüncü bir kişi aramıza dahil olmasaydı birazdan rahatlayıp görecektim de onun Edward olmadığını.
"Yeni arkadaş mı edindin Harry?"
Harry şaşkınca kolunu omzuma atmış sarışın çocuğa bakmaya başlarken ben gözlerimi devirip kendimi geriye çektim. Gri denecek kadar açık tonlardaki irisleri öfkeyle parladı üzerimde. Bakışları hali hazırda olan gerginliğimi ikiye katlamaya yetmişti. Ellerimi sıktım.
Ayrıca gerçekten mi? Harry'nin umarasını aldıktan sonra da gelebilirdi?
"Leo bizi rahat bırakır mısın biraz?" sorusunu süsleyen sesi naif ve kibardı kıvırcığın ama utanmışlığın parçalarını da kolayca seçebiliyordum, gözlerini benden kaçırdı. İç çektim, dilimi dişlerimin arasına alıp ısırdım, sinirleniyordum.
"Çok ayıp, bizle de tanıştırsana arkadaşını."
Leo denen serserinin çok fevri hareketleri vardı, sadece iki cümle konuşsa bile dengemi bozmayı başarmıştı. Omuzlarımdan tutup neredeyse sertçe arka sıradaki gruba doğru beni çevirmesinden bahsetmiyorum bile. Kaşlarımı çattım. Harry de titreyen öfkeli sesiyle arkasından seslenmişti ama şerefsiz onu duymazdan geliyordu.
"Bakın çocuklar, Harry'nin bizi tanıştırmak istemediği yeni bir arkadaş daha." hiç, sana ne, demediler mi bu herife? Ağzımdan kötü bir şey çıkabilirdi her an ama muhatap olacağım tipler değillerdi ve çenemi sıkıyordum ben de. Herhalde babamdan öğrendiğim en iyi şey bana neydi, ne kadar lazım olduğunu görüyorsunuz değil mi?
"Ne dedin çocuğa baksana bizi şimdiden sevmemiş gibi bir hali var, adın ne senin?" yüz ifadesi sesi, tavırları...midem bulandığı için kendimi aniden geri çekmiş ve kıkır kıkır gülen gruba hemen arkamı dönmüştüm. Harry'e baktığımda oldukça moralsizdi. Al al olmuş yanaklarını şişirmiş, yeşillerini ise tek noktaya sabitlemişti. Kalbimde açılan küçücük yarayı hissettim, ona nasıl yaparlardı bunu? Boynu kırılmış tatlı bir bahar papatyasına benziyordu.
" Özür dilerim Louis, kusura bakma biraz patavatsızlar."
Önemli olmadığını söylemek istedim, önemli değildi çünkü ama tekrar eden ani dönüşle sarsıldım. Karşımdaki cidden dayak isteyen tip yine omuzlarımı tutmuş bu sefer ileri geri oynuyordu resmen benle. Özel alanıma girmek için kimden izin aldı?
"Ah ah evet kusura bakma, bizler çok kaba insanlarız ve Harry beye layık değiliz."
Kıvırcık ayağa kalıp aramıza girerek beni kurtardığında KAHRAMANIM diye bağırıp üzerine atlayabilirdim elbette ama...yapmadım. Sadece geriye çekildim ve izledim.
"Lafı götünden anlamaya köşende devam et ve minik kelebeğimin arkadaşını rahat bırak."
Niall da uykusundan tam uyanmasa da olaya esneyerek dahil olduğunda Leo seslice güldü. Derdi ne bunun? Bir şeye kızdığı açık ama neye kızdığı değil. Hele de bunun benimle alakasının ne olduğu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Time / LS
Hayran KurguNiall şaka olsun diye Harry'nin telefon numarasını tuvalete yazmıştı. -Texting- -Düz yazı- -Öcülü espriler- -Mucize Uğur Böceği vibe-