🍪83🍪

365 70 107
                                    

Sa

As

Kaanın yayıklarını izleyemiyorum kaç gündür snrm bozuk

🍪

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey Louis olmuştu.

Ve saniyesinde gülümsemeye başlamıştım bile, onunla uyanmak kadar motive edici bir şey yok Tanrım...üç günde alışmamam gereken bir güzelliğe alıştım değil mi?

Kendisi şu an malum dünden dolayı çıplaktı (bundan şikayeti olan yok) ve hırpalanmış görünüyor saçları, duruşu, bedeni. Eh biraz hırpalanmış da olabilir evet-

Telefonuyla uğraşıyorken dirsekleri üzerinde yüz üstü uzanmıştı. Uyuşuk bedenimi kıpırdattım ve ellerimle gözlerimi ovdum, kendime gelmeye çalışıyordum. Bana baktı, açık perdeden sızan güneş-

Bir dakika güneş mi!

"Okul?" sesim okulu sallamayan bana göre oldukça telaşlı, yüksek ve tiz çıkmıştı ancak Louis'nin okulu oldukça salladığı gibi bir gerçekle yaşarken, şu manzara karşısında çıkmaması da zor olurdu. Saatse çoktan ona vurmuş gibiydi. Uyuşukluğum geçecek gibi gerildi tüm bedenim. Hava soğuk.

Louis, balım, dudaklarını birbirine bastırdı, yüzünde hızlı patlak veren kızarıklığa rağmen omuz silkip telefonu kapatarak başını yastığa yatırdı ve mavilerini dikkatle üzerimde gezdirmeye başladı.

"Çok derin uyuyordun..."

Ah peki bu mümkün. Ama o neden yine de kardeşlerini uğurlamak için kalkmadı ki? Balıma doğru dönüp olduğum yatakta biraz doğruldum. Gözleri beni takip ediyordu. Önüme gelen saçlarımı geriye ittimse de uzun oldukları için tekrar düşüyorlardı.

Dün gece hakkında konuşmalı mıyım?

"Nasılsın?" Hay- böyle soru mu olur salak Harry!

Kafama vurasım var, kendimi yatağa geri düşürüp ona yanaştım. Yaklaştıkça güzelleşiyor: sarıya çalan kirpikleri, gözlerinin altındaki silik çiller, çıkmaya başlayan kumral sakalları ve burnu...burnu çok şeker YERİM Kİ!

Tüm insanca kusurları siliniyorsa gözünde aşktır o, derdi bazı kitaplar ama yalanmış kesinlikle. Tüm kusurları güzel geliyorsa, olacak doğrusu. Ben bilirim. Artık bir aşığım sonuçta!

Benimle göz temasını kesmemesi garipti ama hoşuma gitmişti. Bunu sürdürdük.

"Aslında, mental olarak hiç bu kadar iyi olmamıştım ama-" sesi boğuk ve uyuşuktu.

"Ama?" dedim o duraksayınca. Utanma perdemize başladık anlaşılan.

"Sanırım kalkamıyorum."

"Ne!" Gülecek gibi gerilmişti dudaklarım ama şaşkınlık çok ağır bastığından henüz gülemiyordum.

Birazdan gülerim ama.

"Öyle."

"Neden!"

Utanmış mimikleri saniyelik alayla baktı. "Acaba neden." diye mırıldandı ve sonra ben tek elimde nasılsa dün ohoo şeyler yaptığımız için sorun etmez diye örtünün altından kalçasını tuttum.

Ama yüzü sorun etmiyor gibi değildi üstelik çıkarttığı ses de canının acıdığını bir miktar belli etmişti.

"Ah, hey!" Şey, elimi çekmedim ama canını yakacak hareketler de yapmayı kestim. Elimin keyfi yerinde tamam mı?

"Üzgünüm." Pek de değil.

"Acıyor-"

"Krem sürelim!"

Başını yastığa gömüp öteki tarafa çevirdiği için aceleyle dikkatini çekmeye çalışıyordum. Ancak o sustu ve bu da benim elimin olduğu yeri hatırlamama sebep oldu.

"Willy seninki de tam elime göreymiş ya!" tuttuğum yeri ovdum yine canısı yanmıştı ama, oops, hemen durdum.

"Şu an servis dışı, lütfen." gülüyor...utanç krizine girmedi! Ama suratının mosmor olduğuna da eminim. Kahkaha attım.

"Yanık kremi var mı? O işe yarar."

"Neden biliyorsun?"

Kısık sesli sorusuyla tekrar kahkaha atmam bir oldu. Uyumadan önce tavana bakarken aklıma gelen sorular ona sabah geliyordu çünkü ve bu sorular kesinlikle adamı kilitliyor...

"Denedim." diye kısa ve imalı bir cevap verdim, anında kafasını çevirip mavilerini üzerime sabitlemişti. "Neden?" diye tekrar sordu, yüz ifadesi heyecanlı ve öfkeli denebilir. Kıkırdadım. "Uf oldu!" diye sarstım sonra da bir bakışımla bedenini. Neşeli ruh halime kıyasla o heyecan yapmış, tamamen kızarmıştı.

"Yaa..." mırıldandı. Mırıldanışları çok güzeldi. Burnunu öptüm. Yorganı üzerimize çektim göz gözeyken. "Çok soğuk biraz ısınalım sonra da kalkalım. Madem okula gitmiyoruz bir şeyler yapmalıyız!"

"Kalkamıyorum diyorum alo?"

Gevşek gevşek konuşan, tersleyen ve küfür eden Louis'e düşmeyen cindir. Sevimli, utangaç, beyefendi yanına kıyasla böyle bir tarafının olması her ne kadar garip olsa da...cindir yani.

"Tamam yatakta bir şeyler yaparız!"

"Götümün üzerinde olmadığım 'bir şeyler' varsa neden olmasın." bu sabah çok gülerek başladım güne...

"Sen yat ben ve o kalkamayan popon yapacak bir şeyler buluruz elbet."

"Ha, ha, ha"

Ciddiyetsiz gülüşüne karşılık olarak dudak büzdüm. Çünkü şey ben ciddiydim.

🍪

Yayımlamak için iki taslak hazırlıyorumm, birisi tam It's Time tayfaya göre yani size 😼

Yani şöyle, futbol takımı kaptanı Louis, basketbol takımı kaptanı Harry ehe

It's Time / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin