🍪81🍪

452 63 132
                                    

Şu iki bölüme adam akıllı yorum gelmeyeceğini bile bile yazıp heyecanla atıyorum ya- işte o çok büyük dram

🍪

Halen gülümsüyor. Yüzüne dikkatle bakıyorum.

Göğsündeki parmaklarımı istediğim gibi hareket ettiremeyecek kadar çekingen hissettiğimden saçlarına sarıyorum. Yumuşacık, kıvır kıvırlar.

Yani malum bölgeye kıyasla kesinlikle fark ediyor. Gözlerimi yumup inledim. Bunu bu kadar rahat yapmak beni şaşırtıyor.

Kendimi henüz tamamen ona açamadım. Ancak kısa sürede aşacağıma eminim, o bu kadar karşı koyulmazken başka da seçeneğim yok gibi. İstemsizce her şeyim ortaya dökülüyor.

İyice uzanıp bacaklarını benimkilerin arasına yerleştirdi, heyecandan nefesim kesiliyor. Bu kadar yakınlık kalbime iyi değil! Tenini hissediyorum, her yerim Harry'le kaplı, kokusu başımı döndürüyor ve evet kesinlikle şu an kendimden geçiyorum.

Harry'im küçük sevimli Harry'im, kırmızı efektle ayrı çekici.

Bana dokunmasına izin verirken ona dokunmayı akıl ediyorum, soğuğu hissetmiyoruz ve çıplağız.

Kremi tutan başımın yanındaki eline bakış attım. Hayatımda ilk defa böyle bir halt yiyorum açıkçası iyi mi ettim kötü mü hiçbir fikrim yok. Ama daha önce hiçbir şeyi bu kadar istememiştim. Delicesine, acı içinde istiyordum üstelik.

Anlık acelecilikle belimi kaldırdım. O da bunu bekler gibi beni kendisine bastırdı. Aptal aptal sesler çıkartıyor, sadece sürtünerek bile birbirimizi soktuğumuz hale gülmemek için çabalıyorduk. Gözleri sulanmıştı, yeşilleri çukurdan başka bir şeye benzemiyordu şu an. Onların renkli gözler olduğunu anlamak zordu.

Saçlarını biraz daha çektim. Ayaklarım ve parmak uçlarım uyuşmuştu.

Tüm duyularım belimin altındaydı; her bir harekete duyarlı, dayanılmaz oyunlara doymuş, daha fazlasına ihtiyaç duyar şekilde titriyordu bedenim. Bunu biliyordu, o da aynı durumdaydı. Bizi biraz sertçe hazırlamaya başlamasının sebebi de büyük ihtimalle aynı durumda olmamızdandı. Ağlayacak mıyım? Yüzüm kıpkırmızı hissediyorum ve gözlerim hiçbir şey görmüyor o hariç.

Elleri kısa bir aradan sonra tekrar bizi sardığında çok kaygan ve hızlıydı. Kendi sesimi duydum, çok müstehcen gelmişti. Ama bunu sevdim. Saçlarını bırakıp ona dokundum, uzanabildiğim her zerresine. Ter içinde kalmıştı, sıktığım göğsünün sertliği beni biraz daha yükseltti.

Utanmaz kişiliğim böyle böyle kendisini belli ediyordu ve Harry'nin buna şaşırdığını anlamak için alfa olmaya gerek yok. Gülümsemeden edemedim.

"Biliyorsu- en kolay ve rahat olan arkanı dönmen."

Sesi ayrı cümlesi ayrı kesti nefesimi ve bu dediği çok, çok, çok hızlandırdı kalbimi, midem kasıldı. Korku verdiği de doğrudur. Ne yapacağımı bilemedim. Gerçi kendisi pek soru soruyor gibi değildi.

Doğrulup beni çevirmişti bile. Ama ona hayır demeyen de benim neticede.

Başımın altındaki yastığı çekti attı, ellerim boş kalınca yatak başlığını tutum tekiyle, bir şeyleri tutmamak dipsiz kuyuya düşmek gibiydi. Kalçalarımdaki elini hissettim, bana dokuna dokuna uyuşmama sebep olmuştu tepki veremiyordum ancak gittikçe daha çok hissediliyordum ellerini, ciddi bir iş yapar gibi benim duruşumu ayarlamasıysa biraz kıskançlığa sebep olmuştu içimde.

It's Time / LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin