Medya: Luna Night ve Edward Cullen
Önümde ki sayfaları tekrar tekrar, durmaksızın okuyordum. Bir gerçek olup, bunun yalan olduğunu kendime inandırmak istiyordum ama lanet olsun ki olmuyordu! Bu nasıl mümkün olabilirdi? Aklım sırrım ermiyor. Şu an ne demek istediğimi anlamıyor olabilirsiniz. Sizlere olayı baştan anlatıyorum.
Sabahın erken saatlerinde yerimden kalkıp Ay ve Güneş'in kütüphanesi gitmiştim. Dün geceden beri aklım kitapta idi. Daha fazla gecikmeden kitabı okumalıydım. Buraya gelir gelmez bir masaya oturup kitabın sayfalarını karıştırmaya başlamıştım. Okuduklarım benim için bitiş noktası idi.
Dark İblis Laneti
Dark İblis Laneti 3 büyük Olimposlu tanrılardan olan Yer Altı Tanrısı, Yüce Hades tarafından oluşturulmuştur. Laneti, tek melez ve aynı zaman da Ölüm Tanrıçası olan kıza uygulamıştır. Laneti yapma amacı, kızı iblis ile kontrol altına alıp güçleri ile olimpos dahil tüm evreni hükmetmek idi. Ama lanette ters giden bir şey oldu. Yarattığı iblis ona itaatsizlik edip özgür kaldı. Bu yüzden Yüce Hades'in şeytani planları suya düştü. Ölüm Tanrıçası 21 yaşına girdiğinde lanet aktif haline gelecekti. Kolunda bembeyaz bir dövme oluşacak ve kötülüğe çekildiğinde dövme gittikçe siyahlaşacaktı. Ama asıl etkisi İblis'in kararlarına etki etmesi ile başlayacaktı.
Güçleri kontrolden çıkacak ve gücünü kötüye kullanacaktı. Susuzluğunu kontrol edemeyecekti. Kan gördükçe daha çok kan isteyecekti. Öldürme arzusu ile yanıp tutuşacaktı. Bir ölüm yiyene dönüşecekti. Tam 23 yaşına geldiğinde tam dönüşüm gerçekleşti.
İşte o zaman evren kaçınılmaz bir sona girecekti...
Ama bu lanetten kurtulmanın bir yolu var ama tavsiye edilmemektedir. Çünkü neredeyse imkansızdır ve işler daha da kötüye gidebilir. Ama tek seçenek de bu.
İblisi kendi gücü ile yenmek tek kurtuluş...
Ölüm Tanrıçası'nın seçimi, evrenin kaderini belirleyecek...
Kader... İşte bu 5 harf bizim geleceğimizi belirliyor. Tam 5 saniye sonrası ne olacağını kader dışında kimse bilemez. Kader öyle bir şeydir ki yeri geldiğinde huzuru ve mutluluğu, yeri geldi mi acı ve hüznü yaşatır bizlere. Nereye kaçarsak kaçalım, ondan bir kurtuluş yolu yoktur çünkü zaten kader bizi orada beklemektedir!... Bizim için kader geleceğimizi ifade etmektedir. Ama kader bundan çok daha fazlasıdır... Bizim geleceğimizi kader belirlemez. Kaderimiz, yaptığımız seçimler doğrultusunda çizilir. Geleceğimiz de kaderin değil, bizim ellerimizde.
İşte şimdi de yapacağım seçim geleceğimi sıfırdan yenileyecekti. İkisinde biri benim hayat döngüm olacaktı.
Ya savaşacaktım ya da teslim olacaktım...
Hangisini seçmeliyim? Savaşacak mıyım, teslim mi olacağım?
EDWARD'DEN
Sabah gözlerimi açtığımda yanımda bir boşluk hissettim. Bakışlarımı yan tarafıma çevirdiğimde Luna yanımda yoktu. Endişeyle yerimden kalktım. Hala o olayın etkisinden çıkamamıştım. Ya yine gittiyse diye düşündüm. Hemen tuvalete gidip kapıyı çaldım.
- Güzelim orada mısın?, diye sordum tedirginlikle. Ama hiç ses gelmemişti. Komedinin üzerinde duran telefonumu alıp Luna'yı aradım ama telefonu çekmiyordu. Ardından Thomas'ı aradım. Belki görmüş olabilirlerdi.
- En sevdiğim sinirli kardeşim, daha kargalar boklarını yemeden aramanın sebebini sorabilir miyim?, dediğinde kaşlarımı çattım.
- Ne diyorsun oğlum sen? Ne boku? Saat erken değil ki, dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KRALİÇE: İNTİKAM (2. KİTAP)
FantasíaKapak tasarımı: @marsveryan Arkadaşlar "Melez Kız" adlı kitabımın 2. kitabıdır. İlk önce onu okumanız gerekir. **************** En büyük zaferler, Kaybettiğini sananlarındır. En büyük savaş...