7 / YANILGI

1.2K 128 243
                                    

° Sezen Aksu ~ Yetinmeyi Bilir Misin





° Sezen Aksu ~ Yetinmeyi Bilir Misin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





° YANILGI







KOĞUŞ:

Saat gece yarısını geçmişti. Adam ranzasında sırtını duvara vererek oturmuş karanlığı izliyordu. Duvardaki eski saat fazla gürültü çıkararak çalışıyordu. Açık unutulan radyoda adını bilmediği bir şarkıcı sözlerini anlayamadığı bir şarkıyı okuyordu. Kulak kabartsa belki anlardı ama adam anlamaya pek hevesli değildi.

Başını arkasındaki duvara yaslayıp gözlerini kapattı. Bir deli düşünce aklının kıvrımlarında sinsi sinsi dolaşıyordu. Adam o düşüncenin peşine düşmüyordu. Fakat görmezden gelmeye de güç yetiremiyordu. Tek yapabildiği ona dokunmamaktı. Ve bunun karşılığındaysa kendisini rahat bırakmasını umut ediyordu. Özgür olduğunu zannettiği sürece hırçınlaşmaz ve adama saldırmazdı. Adamın o düşüncenin ayağına taktığı kelepçenin sadece zinciri uzundu. İstediği gibi hareket etmesine müsaade ediyordu fakat belli sınırlar dahilinde. O sınırları aşmaya kalkacak olsa zinciri zorlayacak, kurtulmak isteyecek ve adamın bir çöplükten farkı olmayan zihnini darmadağın edecekti. Bu uysallık şimdilik ikisi için de iyiydi. Adam nefes almaya bile dermanı yokken bir de başı boş bir düşünceyle mücadele edemezdi.

İnsan aklının belki de en tehlikeli unsuruydu düşünceler. Dost görünüp düşman çıkabiliyor ve insanın kendi kendini yemesine neden oluyorlardı. Okuduğu bir kitapta "Tek silahımız düşüncelerimizdi ve kendi kafamıza sıkmıştık" diyordu yazar. Bu, ancak böyle anlatılabilirdi zira mermisi namluya sürülmüş bir silahtan farksızlardı. Her an patlamaya hazırdılar. Tek yanlış bir adımda tetik çekiliyor ve insanın ruhu aklının bataklığına saplanıveriyordu.

Ilık bir meltem adamın yüzünü yaladı. Rüzgar kirpik uçlarını titretti usulca. Hemen ardından bir yasemin kokusu çöreklendi burnunun dibine. Adam o kokuyu içine çekmeye korktu önce. Nefesini tuttu ve anımsadığı bu kokunun koğuşun kirli havasına karışıp yok olmasını bekledi. Fakat daha sonra kulağına kuş cıvıltıları gelmeye başladı. Kaşlarını çattı. Rüzgar yeniden yüzüne vurup alnına düşen saçları uçuşturduğunda adamın yüreği telaşla çırpındı. Bir tuhaflık vardı. Gözlerini açmaya korktu. Yasemin kokusuna karışan deniz kokusunu içine çekti. Kuşların seslerini gittikçe daha net duyar olmuştu. Kalbi birkaç saniyeliğine durdu ve ardından kuvvetli bir darbe indirdi göğüs kafesine. Adam titreyerek bir nefes daha çekti içine.

Dışarıda mıydı?

Gözlerini daha da sıkı yumdu. İçine çektiği bu kokunun, yüzünde hissettiği bu rüzgarın, kulağında cıvıldayan kuş seslerinin buhar olup uçmasını istemiyordu. Anımsadığı tüm bu güzel unsurlar sadece göz kapaklarının ardında barınan bir hayalden ibaretti. Gözlerini açtığı takdirde adam gerçeğin nahoş görüntüsüyle karşı karşıya kalacaktı. Bu hayali kaybetmek istemiyordu. Biraz daha, biraz daha dinlemek istiyordu kuş seslerini.

K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin