36 / HEP BİR ADIM ÖNDE

743 59 71
                                    











° HEP BİR ADIM ÖNDE







"Hasta kafatasına ağır bir darbe almış. Bedeninin iki ayrı yerinde bıçak yarası var. Darbelerden biri karaciğerini yalnızca bir santimle sıyırmış. Kaburgalarında çatlak var, iki tanesi de tamamen kırılmış. Dediğim gibi beyin kanamasını şu an için durdurmayı başardık ancak hastanın hayati tehlikesi hala daha devam ediyor. Birazdan yoğun bakım ünitesine alınacak. Geçmiş olsun."

Birini kaybedecek olmanın verdiği o korku dolu his gelip oturmuştu göğsümün tam ortasına. Doktorun net cümlelerinin yanında karamsar yüz ifadesi, fazla umut etmeyin der gibiydi. Yanımızdan ayrılalı dakikalar olmuştu ancak sesi kulaklarımdan gitmiyordu bir türlü.


Islanan yüzümü sildim ellerimin tersiyle. Kendimi bırakmak istemiyordum. Daha şimdiden Uğur ölmüş gibi davranmak istemiyordum ama... Kalbimi yerinde tir tir titreten korkuyu nasıl tarif edebilirdim? Kötü ihtimalleri düşündükçe aklım yerinden çıkacakmış gibi oluyordu.


Yaşlı gözlerimi Karan'a çevirdim. Duvar dibine çömelmiş, sırtını arkasına yaslamış, dirseklerini iki yana açtığı bacaklarının dizlerine dayamıştı; başı kendi başına ayakta duramazmış gibi ellerinin arasındaydı.


Yeşilleri yere, iki ayağının arasındaki boşluğa sabitliydi. Ne düşünüyordu? Tahmin yürütemiyordum. Aklım durmuştu sanki. Dudaklarımı birbirlerine bastırdım sıkıca ve onun bu görüntüsüne daha fazla bakamayarak önüme döndüm.


Konuşmuyordu, benim de konuşacak bir sözüm yoktu. Korkma, diyemiyordum ona. O kadar karamsar bir hava vardı ki ikimizin üstünde de kurulacak hiçbir teselli cümlesi inandırıcı gelmeyecekti.


"Benim yüzümden." diye fısıldadı Karan dakikalar sonra. Yoğun bakım ünitesinin camına sabitlediğim bakışlarımı hareket ettirmedim. Onun yüzünden değildi ama bunu söylemenin hiçnir anlamı yoktu.


"O gün... Ali Yaman hastadenede yanıma geldiğinde yaptığı teklifi kabul etmeliydim."


Teklif değildi Ali Yaman'ın yaptığı, tehditti. Gerçekleşmesine asla ihtimal vermediğim bir tehdit... Olacakları bize önceden haber vermiş olması ne kadar aptal olduğumuzun bir kanıtıydı. Adam aylardır burnumuzun dibindeydi, her birimizle birebir görüşmüştü, bizimle alay etmişti.


"Yapma Karan." dedim yorgun bir sesle. Bakışlarım hala daha camın üstündeydi. Uğur hastane yatağında, üstünde bir sürü kabloyla hareketsizce yatıyordu. "Uğur'un bu hale gelmesiyle senin hiçbir alakan yok."


"Şerefsiz bana açık açık söyledi Karaca! Sevdiklerimle tehdit etti! Benim aklıma o an senden başkası gelmedi!" Ellerini başının iki yanından çekip kafasının arkasını duvara çarptı sertçe. "Uğur'u düşünmedim. Senin yanında olursam bir şey olmaz sandım. Ben Uğur'u hiç hesaba katmadım. Benim yüzü-"


"Hayır Karan, senin yüzünden falan değil." Sırtımı yasladığım duvardan ayırıp ona yaklaştım, dizlerimin üstüne çöktüm yanı başında. Sözlerime cevap olarak başını birkez daha çarptı duvara.


K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin