17 / İLK AŞK

1.2K 143 316
                                    





° Geceyi Kurtar ~ Hatırla Sadece

[ Şarkıyı yukarıya bırakıyorum, dinleyinn]

[ Küçük bir spoiler: Bölüm baştan sona Karan'ın ağzından yazıldı 😎]

[ Beğendiğiniz pasajların altına 🌙 emojisi bırakmayı unutmayın]







İLK AŞK





İLK AŞK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





KARAN:


Her yolun bir sonu, her kaçışın bir bitişi, her inkarın bir kabullenişi vardı.

Adam hastane yatağında yatarken, düşünmekten bulanıklaşan bakışlarını beyaz tavanın pürüzlü yüzeyinde gezdirirken ayaklarının ona getirdiği sonu yaşıyordu.

Kalbi teslim bayrağını çekmişti dün sabah. Bir kale kadar kuvvetli duvarları teker teker yıkılmıştı tüm hatalarının üstüne. O hataların bedelini ödemiyor olsaydı şayet bu yenilgiyi kazanılmış bir zafer edasıyla karşılayabilirdi ve fakat ödenen, ödenmeye devam eden ve ödenmek için hazırda bekleyen bedeller silsilesi düğüm düğüm dizilmişti adamın boğazına.

Kelepçeli eli yumruk şeklini almıştı. Kendine kızıyordu. Hem de çok. Göğüs kafesinin içinde, hayır aslında tüm bedeninde, kopkoyu bir pişmanlığın kol gezindiğini hissediyordu. Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Vermiş olduğu kararların yanlışlığı karşısında delirmemek mümkün değildi çünkü.

Bakışları bileğindeki metal kelepçeyi buldu. Her şeyi bok etmişti. Güldü. Yetmemiş bir de bütün kaderini o bokla sıvamıştı.

36 yıl ağırlaştırılmış müebbet cezası...

Nefesi kesilmişcesine dudakları aralandı. Bir ömür... Koca bir ömürdü otuz altı yıl. Nasıl geçecekti? Kabullendiği bu gerçekle, kalbinin suya indirdiği yelkenlerle nasıl bitirecekti bu cezayı? Kendi duvarları aşkın karşısında daha fazla dayanamayıp yıkılırken adam onu hapseden duvarları yıkıp nasıl bulacaktı kadına giden o yolu?

Kurtulması mümkün müydü? Kadının kirpik uçlarından dudağının kenarına kadar oluk oluk akan o umuda tutunsa olmazı oldurabilir miydi sahi?

Başını iki yana salladı esefle. Belki bir gün diye geçiremezdi içinden artık. İçinde kadının bulunduğu onlarca hayali belki bir güne sığdırıp erteleyemezdi ki şu saatten sonra. Aşk sabırsızdı. Aşk yarına bırakılamayacak kadar bugünün içindeydi. Belki yarının hayalini kurabilirdi ama kadını yarının hayaline bırakamazdı adam. Çünkü kendisi bugündeydi. Kadını yarına bırakmak, çok geç kabullendiği bu aşkı yine ve yeniden yüz üstü bırakmak değil de neydi?

K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin