38 / TESLİM OL

613 55 59
                                    





° TESLİM OL





KARACA:

"Seninle baş başa konuşmanın vakti geldi."

"Önce ambulansı ara." Dedim istediğini yapmak yerine. "Korkut'u bu şekilde bırakıp hiçbir yere gelmem."

Cüretim karşısında kaşları havalandı. Korkut inlemeleri arasından bir şeyler söyledi fakat Ali Yaman'ın yüzüne kapanan elinden ne söylediği anlaşılmadı.

"Neden? Yerimizi belli etmek için mi?"

"Birinin daha senin yüzünden ölümden dönmesini istemiyorum. Ambulansı ara. Korkut'un hastaneye götürüldüğünü göreyim seninle nereye istersen gelirim."

"Hatta ambulansla gelen polis arabasını durdurup "Bu adamı ben bıçakladım." diyeyim, ne dersin? Sence ben yakalanmayı göze alır mıyım?" Korkut'u arkasından ittirip yere düşmesine neden oldu. "Sokaktan geçen biri görüp yardım eder. Yürü. Gidiyoruz."

Korkut'un yere düşen telefonunu alıp cebine soktu. Ayaklarımı hareket ettiremedim. Yerde kıvranan Korkut'tan ayıramıyordum gözlerimi.

"Hadi." dedi Ali Yaman. Elindeki bıçağı önünde sallayarak işaret verdi.

"Polisin bizi bulamayacağı bir yere götürürüm seni." dedim birden. "Bir yer var. Bir ev. Kimsenin aklına gelmez orda olduğumuz. "

Başını omzunun üstüne doğru eğip sözlerimi komik bulduğunu haykıran bir bakış attı bana. "Sen ciddi misin şu an?" dedi. Dudaklarından alay dolu bir hah sesi döküldü. "Benim ayarladığım yere gideceğiz." İtiraz etmeye hazırlandığımda "Uzatma." dedi sertçe.

Uzatmam gerekiyordu. Korkut'u bu halde sokak ortasında bırakıp gidemezdim.

"Oyun oynamıyorum sana. Oyun oynamayacak kadar aklım başımda. Uğur'a yaptıklarını biliyorum. Ve diğerlerini... İstediğim tek şey Korkut'un hastaneye kaldırılması. Gerçekten." Ellerimi havaya kaldırdım ve ona doğru temkinli bir adım attım. "Polisler her yerde seni arıyor şu an. Sana ait her yerin listesini çıkartıyorlar. Yakalanmayacağına emin misin? Eğer benim bahsettiğim yere gidersek kimse bulamaz bizi."

Gözlerimin içine yoğun bir dikkatle baktı. Sözlerimi tartıyordu. Yalan söylemediğimi, oldukça ciddi olduğumu anladığında önüne döndü. Boynunu geriye atıp gözlerini gökyüzüne kaldırdı. Ne düşündü, aklından neler geçirdi tahmin edecek durumda değildim. Aklım da fikrim de Korkut'taydı. Yeterince kan kaybetmişti. İnlemeleri cılızlaşmıştı, yakında bayılırdı. Bir an önce ambulansı çağırmamız gerekiyordu.

Sonunda elini cebine atıp Korkut'un telefonunu çıkardı. Parmaklarının ucunda döndürüp bana doğru uzattı. "Yanlış bir şey söyleyeyim deme." Dedi kaşlarını çatarak. Kararından vazgeçmesinden korkarak hızla aldım telefonu elinden. 112'yi tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm. Ali Yaman'ın keskin bakışlarının altında beni dinleyen görevliye bulunduğumuz adresi verdim telaşla. Sözlerimi bitirir bitirmez telefonu kulağımdan çekip aldı Ali Yaman. Hattı çıkarıp kırdı. Telefonu Korkut'un üstüne attı ve elindeki bıçakla apartmanın kapısını işaret etti. "Yürü."

Endişe yüklü bakışlarımı Korkut'un üstünden çektim güçlükle. Ali Yaman'ın gösterdiği apartmana doğru yürümeye başladım. Ondan korkmuyordum. Korkmam gerekiyordu. Ama korkmuyordum. Korkmadığım asıl şey belki de ölümdü.

K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin