18 / KİRPİK UÇLARINDA ASILI UMUTLAR GÖZYAŞLARIYLA AKIP GİDER

1K 141 293
                                    



° Cem Adrian ~ Yolun Sonunda







° Cem Adrian ~ Yolun Sonunda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.













KİRPİK UÇLARINDA ASILI UMUTLAR GÖZYAŞLARIYLA AKIP GİDER

İstanbul’un yoğun trafiğine dalmıştım. Etrafımdaki araba şelalesinin arasına karışmış, ayağımı gaz pedalından çekmiştim. Gıdım gıdım ilerliyor oluşumuz, yine akşam mesai çıkışına denk gelmemden kaynaklıydı.

Radyoda ilk kez dinlediğim bir şarkı çalıyordu. Sözleri ezberimde olmadığından yalnızca müziğine ayak uyduruyordum. Parmaklarım direksiyonun üzerinde ritim tutarken parıldayan göz bebeklerim önümdeki arabayla aramda kalmış kısacık mesafedeydi. Pek tabii sıkıcı olabilecek bu durum bugüne özel farklı bir havaya sahipti.

Uğur’un nezarethanede olması ve yarın nöbetçi mahkemeye çıkarılacak olması aklımdan çıkıp gitmişti. Karan’ın yarın cezaevine sevkinin yapılacağı gerçeği de pek canımı sıkıyor değildi. Korkut’un hastanedeyken arayıp önemli bir şey bulduğunu, hemen yanına gelmemi söylemesi de açıkçası endişelenmeme yetmemişti.

Mutluydum.

Dudaklarımda silik bir tebessüm hüküm sürüyordu. Tahammül sınırlarım hudutlarını iki katına çıkarmış gibiydi; değil bir saat üç saat de trafikte kalsam bu beni bunaltmazdı sanki. Aklımda Karan’ın sözleri, gözlerimin önünde gülümseyen çehresi, parmaklarımın ucunda teninin sıcaklığı vardı. Mucize olduğunu düşündüğüm bir an yaşamıştım yarım saat önce. Gerçek olmasına asla ihtimal vermediğim bir an... Nasıl üzgün olabilirdim ki? Kanatlanıp havada uçmuyor oluşuma şaşırıyordum doğrusu. Sevincim içime sığmıyordu. Bırakın sevinci, içim bile içime sığmıyordu.

Dertlerim de tasalarım da yan koltukta oturmuş benimle geliyordu. Ancak sesleri solukları kesilmişti. Ya da kulaklarım Karan’ın sesinden başka diğer tüm seslere kendisini kapatmıştı. Yalnızca onun sözleri çınlıyordu kulaklarımda. Zihnim bir kaset gibi anıları geriye sarıyordu sürekli. Karan’ın konuşmaya hazırlandığı o anda duruyor, kaset tamamlandığında tekrar başa sarıyordu. Düşünmekten sıkılmayacağım bir hatıraydı bu. Günlerce, haftalarca hatta aylarca zihnimde tutabilirdim bu anıyı.

İlk aşkını katıksız bir heyecanla pembe günlüğünün çiçekli sayfalarına yazan o küçük kız yıllar sonra ilk kez başını saklandığı karanlık kuytudan dışarı çıkarmıştı. Ailesini kaybettiği günden bu yana içime hiç uğramamış olmasından kaynaklanan boşluk onun varlığını hissettiğimde dolar gibi olmuştu. Eski günlere olan özlemdi onun adı. Eski günlere dönme isteği...

K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin