35 / KİLİDİ AÇACAK ANAHTAR; MERAL

768 75 97
                                    


Epey bir gecikmenin ardından bölümü paylaşıyorum sonunda. Geçtiğimiz Mart ayı benim için çok kötüydü. Sadece burada değil diğer tüm hesaplarımda da aktif değildim. Biraz biraz kafamı toplamaya başladım. Umarım bölüm parça parça olmamıştır. Silip yeniden yazmaktansa tamamlamaya çalıştım, çok fazla geciktiği için.

Ve umarım hala daha burada, hikayeyi okumak için bizi bekliyorsunuzdur.

Keyifli okumalar ☺️








° KİLİDİ AÇACAK ANAHTAR ; MERAL




Ölüm, beklenmedik anlarda çalardı kapıyı. İçeriye buyur edilip edilmediğini önemsemeden paldır küldür dalardı. Hazırlıksız yakalar, dumura uğratırdı.

Uğur’un başı cansız bir halde bacaklarıma düştüğünde ölümün soğuk nefesini ensemde hissetmiştim. Hemen arkamda bekliyor ve en ufak hareketimde Uğur’a yaklaşmayı kolluyordu sanki. Kulağıma götürdüğüm telefondan bir kadının sesi geliyordu. Bana seslendiğini, benden bir cevap beklediğini biliyor fakat tek kelime edemiyordum.

Buz gibi bir soğuk vardı. Başının hissizce yana düşüşünde, kanla kaplı yanağının açuç içime değdiği kısmında, çekik gözlerinin kapalı halinde ve dudaklarının hareketsizliğinde.... Kucağımdaki duruşunda tüylerimi ürperten buz gibi bir soğukluk vardı.

Yutkundum. Konuşmak için çabaladım, sesimi kaybetmiştim sanki. Burada böyle canice katledilerek, kollarımda can veremezdi. “Uğur...”

Titreyerek çıkan sesimin ona ulaştığından şüpheliydim. Bağırsam duyar mıydı? Parmaklarım soğuk teninde yol aldı, yanağından parmak uçlarıma kan bulaştı. Yana yıkılan başını çenesinden tutup düzelttim ancak kapalı göz kapaklarını yeniden açmasını sağlayacak bir şey yapamadım.

Ne kadar zaman geçti öyle bilmiyordum. Karan’ı bile unutmuş, Ali Yaman’ın peşinden gittiği gerçeğini bir kenara atmıştım. Uğur kucağımda sere serpe cansız bir şekilde yatarken aklımı başka bir şeye odaklayabilmem mümkün de değildi zaten. Ancak siren sesleri gecenin sükunetini bölüp ikiye ayırdığında kaldırdım başımı ve sonuna kadar açık olan garaj kapısına doğru baktım. Polisler gelmişti.

Burdayız!” diye bağırdım yerimden kalkmadan. Uğur hala daha bacaklarımda yatıyordu. “İçerdeyiz!”

Eli silahlı bir polisin gölgesi yere vurdu önce. Hemen ardından bedeni göründü. Karanlık simasını gizliyor, başındaki şapkanın siperliği yüzünü örtüyordu fakat öne doğru uzattığı silahını saklayacak hiçbir şey yoktu. Onu gayet net bir şekilde görebiliyordum.

“Yaralı var.” dedim, tehtid oluşturup oluşturmadığımızı anlamaya çalışan polise. “Yaraları çok ağır, her yeri kanıyor.”

“Ayağa kalk!” dedi sertçe. Silahın namlusunu bize doğrultmaya devam ediyordu. Bakışları Uğur’a kaydı birkaç saniyeliğine, onda çok oyalanmadan bana döndü yeniden. “Ellerini havaya kaldır!”

Dediğini yaptım hemen. Avuç içlerimi elimde silah taşımadığımı gösterir gibi ona doğru açarak kaldırdım. “Arkadaşım yaralı.” dedim ağlamaklı.

K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin