Gözlerimi yavaşça araladım. Kimse uyanmamıştı, saat altı civarı diye tahmin ettim camdan dışarı bakarak. Ayağa kalkıp salona doğru yürüdüm.
Koltuğa oturduğumda bir yerden inleme sesi geldi, yada homurdanma. Emin değildim. Yavaşça ayağa kalkıp evi turladım. Aklıma Thomas'ın kaldığı oda geldi. Adımlarımı oraya doğru çevirdim. Kapıyı hafif araladıktan sonra içeride saçını kaşıyan, uykulu gözlerle bana bakan Thomas'ı görmüştüm. Hızla yanına koşup "uyanmışsın!" Diyip sarıldım. Neden sarıldığım hakkında hiçbir fikrim yok fakat uzun bir süredir uyanık değildi. "Biz neredeyiz, kim kurtardı bizi?" Dedi boğuk sesiyle. "Şimdi kısaca özetleyeyim, biz zombilerden kurtulmaya çalışırken Chong Su adlı biri bizi zombilerden kurtardı. Daha sonra evine getirdi ve şu an güvendesin. Ayrıca iki gündür uyanmayarak beni çok korkuttuğunu da belirtmek isterim." Dedim. "Tanımadığımız birinin evine mi girdik?! Bunu yapacak kadar aptal değilsindir diye düşünüyordum!" Dedi Thomas sinirle. "Dostum, emin ol orada zombiler tarafından ölmem istemezdin. Başka bir seçeneğimiz yoktu ayrıca." Dedim sakince. "Ben...ısırılmıştım. Uzak dur benden! Sana zarar vermek istemiyorum." Dedi endişeyle. Hafif bir şekilde gülümsedim "zombiye dönüşseydin çoktan dönüşürdün. Sana bir ilaç verildi, ve o seni kurtardı. Bunu şirkete götüreceğim bu arada. Belki de ilacı bulmuştur." Dedim heyecanla "kim?!" Diyebilmişti. "Olivia tanışırsın sonra. Ayağa kalk diğerlerini uyandıralım daha sonra ne yapacağımızı planlayıp şirkete gideriz tamam mı?" Demiştim hızlıca. Başını sallayıp ayağa kalkmaya çalıştı, yardım ettikten sonra odadan çıktık.
Lea teyzeyi yavaşça dürttüm "teyze, uyan. Önemli bir konu hakkında konuşacağız." Dedim ve bir süre bekledim. "Lea tey-" sıçrayarak uyandı. Nefes nefese "noluyor!" Diye bağırdı. "Lea teyze konuşmamız gereken konular var diğerlerini uyandır masada toplanalım." Dedim ve odadan ayrıldım.
Thomas mutfakta yiyecek bir şey arar gibi hali vardı. "Acıktın değil mi? Sana bir şey yapmamı ister misin?" Dedim gülümseyerek. Ekmeği bölüp eline verdim "şimdilik bu kadar, yemeği idareli kullanmalıyız." Dedim gözlerinin içine bakarak. Hızla ekmeği yedi.
Aradan birkaç dakika geçti. İnsanlar masaya uykulu uykulu oturmuş, anlatılacakları bekliyordu. Min ji sinirle "bu saatte neden kalktık bir an önce söyler misiniz?!" Dedi. İlk "günaydın!" Dedim gülerek. Daha sonra "arkadaşım uyandı, gitme zamanımız geldi." Dedim yüzümdeki gülümseme azalmıştı. Arkamdaki Thomas'ı göstererek. Herkesin kafası karışmış bir şekilde Thomas'a bakıyorlardı. "Şimdi, biz şirkete gitmeye çalışıyoruz nedenini biliyorsunuz. İsterseniz sizi de götürürüz. Bu yüzden size haber vermek istedim." Dedim, nasıl tepki vereceklerine bakmak için gözlerinin içine bakarak. Olivia bir süre Lea teyzeye baktı ardından bana dik dik bakan Chong su'ya baktı. Bir süre sonra Chong su net bir şekilde "olur." Dedi. Ne kadar rahat! Thomas daha fazla dayanamayarak "peki grup? Minho Newt falan." Dedi merakla. "Onlara yapabileceğimiz bir şey yok. Muhtemelen şirkete gideceklerdir, orayı onlara da söylemiştim. Minho ve Newt hatırlar, güvende olduklarını düşünüyorum. Fakat ısırılan varsa... bilemiyorum..." dedim sesim sonlara doğru kısılmıştı. Chong su hızla yanıma geldi "evet gitmek istemeyen var mı? Yok, güzel! Yapılacak çok bir şey yok aslında." Lea teyze konuşmaya daldı. "Sana verdiğim harita yanında, değil mi?" Dedi. Koşarak odaya gittim, çantamı karıştırmaya başladım. Evet, burada!
Hızla masaya geri geldim. Yırtmadan yavaşça açtıktan sonra Lea teyzeye baktım. "Gitmek kolay fakat hayatta kalmak zor olacak. Kuzeye gideceğiz, sadece kuzey! Şirket kıyıda olduğu için kıyı yolunu takip edeceğiz daha sonra puf! Şirketteyiz!" Sevinçle güldü. Min ji "ya almazlarsa bizi, sadece Yoona'yı alırlarsa!" Dedi kızgın bir şekilde "hey! Buna izin vermem! Ayrıca siz girmezseniz ben de girmem. Ve böyle bir şey olacağını sanmıyorum çünkü oraya gelen herkesi alıyorlar ve güvenli bölgeye götürüyorlar diye biliyorum, emin değilim! Fakat eğer insanları oraya götürmeyeceklerse neden güvenli bölge olsun ki?" Bir süre sessizlik oldu "şansımızı denemekten zarar gelmez diye düşünüyorum, sizi zorlamıyorum gelmek istemiyorsanız kalabilirsiniz. Fakat bir gün erzağınız bitecek, bitmeden en azından gidip deneyelim şansımızı." Derin nefes aldım konuşmam bitince. Yaklaşık bir dakika sessizlik oldu. Düşünüyorlardı. Ardından Chong su "gidiyoruz. Dediğin gibi şansımızı deneyelim. Görev dağılımı yapalım. Robert amca ve Min ji siz hasatları toplayın, daha sonra Lea teyzeye verip yemek yapsın. Çok yemek yap tamam mı?" Onayını aldıktan sonra devam etti "Alexa, sen... sen... sen sadece otur tamam mı? Yada kafana göre takıl. Olivia sen silahlara mermi doldur. Thomas sanırım adın, sen çantalara gerekli şeyleri doldur. Ağır olmamasına dikkat et! Yoona, sen benimlesin. Hadi çalışmalarala başlayalım sabah erken saatlerde yola çıkacağız." Dedi
