32. Bölüm

604 35 41
                                    

Tekrardan hoş geldiniiz

Yorum yapmayı unutmayın💙

~~~~~~

Yoona'dan

Kendimi ona yasladım, elimi bacağın koyup böyle bir durumda ne yapılır diye düşünmeye çalıştım.

Ne yapabilirim bilmiyorum şu an, öpsem mi? Üzerine çıksam çok fazla olur, ee öyle bakışsak nasıl olur?

Boynundaki damarın belirginliği korkumu bir an bile dağıtmazken atardamarın tam üstünü yavaşça öpücük bıraktım. Kulağına git, yukarı çık!

Yavaş yavaş yukarıya doğru tırmandım. Kulağına geldiğimde hedefime ulaşmıştım. Kulağının hemen altına son öpücüğümü bırakarak az önce fark ettiğim şeyi fısıldadım.

"Sağdaki kapıda, kilitlenmiş."

Elim hala bacağındayken kasıldığını hissetmiştim. Demem gerekeni dediğim için hızla kendimi geri çektim, ayağa kalkıp odadan çıktım.

Minho hala orada otururken yüzü ifadesiz bir şekilde tek bir noktaya takılı kalmıştı. Ürktü herhalde?

. . . .

Minho'dan

Yoona kapıdan çıktıktan sonra kitlenmem geçmemişti. Şu an beynim çok farklı şeyleri düşünüyordu.

Kitli olan adamı siksinler, kimin umrunda!

Tüm uvuzlarım uyuşurken beynim tek bir görüntüyü oynatıyordu.

Dudakları boynuma yaklaştı, damarımın tam üstüne nefesini vererek öptü...

KENDİNE GEL! KENDİNE GEL BIRAGMA KENDİNİ DOBARLAN!

Salak salak gülerek ayağa kalktım sonra kapıya doğru ilerledim. Şu an beni hiçbir şey korkutamazdı. Kapıya hızla açtığımda küçük bir odayla karşılaştım. İçinde sadece büyük bir sandık vardı. Sandığı açtığımdaysa içinde dürbün bulmamla kaşlarım çatıldı.

"Neyin peşindesin Yoona?" Gözlerimi kısarak dürbünleri inceledim. Onca atraksiyon, tetiklenme BUNUN İÇİN MİYDİ?

Kapıyı kapatıp kitledikten sonra hızla merdivenlerden yukarı çıktım, köşke gelmiştim. Önümden geçen askere sorumu soracakken "komutan sizi bekliyor, toplantı yapılacak." Dedi. Asker selamı verip yoluna bakarken oflaya puflaya komutanın yanına gittim.

Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde kapana kısılırsın Yoona. İki oldu.

. . .
Yoona'dan

Gemi temizlenmişti. Çantamı alıp geçen gün odaya kitlediğim adamın yanına gitmiştim. Kapının önündeyim.

İki kere hızlı, iki kere yavaş çaldıktan sonra cevap bekledim.

Birkaç saniye hiç ses gelmemişti. Daha sonra sürünme sesi gelmişti. Kapının önünde duruyordu, nefes sesini duyabiliyordum. Silah Yoona, silah...

Elim belimdeki tabancayı kavrarken bana karşılık vermesini bekledim. Fakat karşılık gelmemişti. Sabır. Derin nefes.

Aradan birkaç saniye (bana yıl gibi gelen) geçmişti. Sonunda iki yavaş iki hızlıyla kapının kilidini açtım.

Yerde gördüğüm manzara beni ürkütse de yapacak bir şey yoktu, doktordum, yapmak zorundaydım.

Adam yerde iki seksen yatarken yüzü kan revan içindeydi, dizi çıkmış, yüzü muhtemelen hareket edemediği için yemek yiyemediğinden dolayı incecik kalmıştı.

Labirent deneyleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin