31. Bölüm

583 32 64
                                    

Yorum yapmayı unutmayın lütfenn🫀

İyi okumalarr

~~~~~~

Komutan bize görevleri verdikten sonra yemek için yere çökmüştük. Balkon büyüktü, kişi sayısı da azalmıştı, bu yüzden sıkıntı yaşamadan balkona sığmıştık.

Minho karşımda hızlı hızlı konservesini gömerken az önce yaşadığımız şeyin etkisini dağıtmak için konuşmaya çalıştım. "Biriyle karşılaştım, daha doğrusu gökten düştü. Narkoz verip uyuttum ama geri döneceğimi söyledim, döneriz değil mi?"

Kaşığıyla dibini sıyırmaya çalışırken bana hiç bakmadan cevapladı. "Nasipte varsa..."

Koluna hızla vurup ciddileşmesi için ters ters baktım. "Şaka yapmıyorum, adama acil bakmam lazımdı ama sonra dedi. O şekilde de taşıyamazdım, yanına yeterli malzemeyi verip, uyuttum Minho? Sen beni dinliyor musun!"

"Hıhım." Dedi onaylayan bir sesle. Son kaşığı ağzına soktuktan sonra sonunda bana baktı. "Ne diyordun?"

YIKILMADIIMM AYAKTAYIMMM.

"Demiyorum bir şey, gemi ne zamana temizlenir?"

"Sen bana kızgın mısın?" ŞAKA GİBİ!

İnanamaz bir şekilde baktıktan sonra ayağa kalkmak için hamle yaptım fakat benden önce davranmıştı. Elimden tutup tekrar yanına çekince tekrar tam karşısına oturdum, aslında düşmüştüm. Ne olduğunu anlayamadan belimden tutup dibine çekti. Ardından dudaklarıma kısa bir öpücük bırakıp geri çekildi.

Ufo görmüş köylü gibi bakarken minik bir kahkaha attı. Kendimi toparlayıp göğsüne bastırarak geri ittirmeye çalıştım fakat zerre hareket etmemişti.

"Herkesin içinde öpemezsin! Etik değil." Sağa solu kontrol ederken neyseki kimse bizimle ilgilenmiyordu ya da görmezden geliyordu.

Aramızaki bir karışlık mesafe yüzünden midem yanarken o bana bakarak yamuk bir gülüş attı. "Öyle bir yaparım ki..."

"Sen iyice yoldan çıktın ha." Kendimi geriye ittirirken gülümseyerek bana bakmaya devam etti. "Kimin yüzünden acaba?"

Konserveleri alıp çöp kovasına doğru gittim.

. . . . .

Doktor olduğum için beni kaptan köşkünde bırakmışlardı, diğer herkes gemiyi temizlemek için güverteye inmişti. Balkondan onları izliyordum. Aslında ilk buraya kal dediklerinde oldukça mutlu olmuştum, götü kurtarmıştım sonuçta. Fakat şimdi burada tek kalmaktansa aşağıda iki üç kişiyle gezinmek çok daha iyi gelmişti.

Gözden kayboluncaya kadar arkalarından baktım ardından çok açıkta olduğumu düşünerek yere yüzüstü yattım. Elimde silahla yeni aydınlanan havaya bakarken gözümü bir an güverteden ayırmadım.

Cebimdeki telsize uzanıp telini yukarı çektiğimde şu anlık bir sessizlik vardı, ya yerini belirtiyorlardı ya da plan hakkında konuşuyorlardı. Silahımı incelerken gözüme giren ışıkla emekleyerek yer değiştirip yüzümü güneş ışığından korudum.

Bize eski silahları veriyorlardı, üst rütbede olanlar adada üretilen teknolojik silahları kullanıyordu. Onun hakkında da konuşmak isterdim fakat elime hiç geçmemişti.

Balkonda boş boş dururken dudaklarımı öne doğru büzdüm. YAPACAK HİÇBİR ŞEY YOK.

Aman olmasındı. Silahlar hem ağır hem de panik esnasında kullanmak çok zordu. Üstelik vurduğun kişilerin de eskiden bir insan olduğunu fark edince kafa kalmıyordu, tetiği çekemiyordun.

Labirent deneyleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin