33. Bölüm

607 31 12
                                    

Yorum yapmayı unutmayın💙

Keyifli okumalarr



Sabah yataktaki kıpırtıdan gözlerimi aralamıştım. Gözüme doksan dereceyle ışık giriyor, yardım! Kör oldum imdat. Saçlarımla oynayan eli hissetmemle yeni uyanmış kalın sesimle kıkırdadım.

Gözlerimi ovuşturduktan sonra saçımla oynayan bedene döndüm. Çoktan üzerine askeri üniformasını giymiş, tüm asilliğiyle karşımda oturuyordu yatağın kenarında. "Günaydın." Dedi eliyle yüzümdeki saçları kenara itelerken. Aynı şekilde karşılık verip gülümsedim.

"Ne zaman kalktın? Ben uyandırmadım umarım."

"Yok hayır, altıda kaldırırlar bu katta ona uyandım. Rahat uyudun mu?"

"Sekiz kişilik koğuşa kıyasla kesinlikle!" Dedim alayla. Yatakta tek kolumla dikleşip boynumu esnetmeye çalıştım. Bu nasıl bir yastık, boynum yamuldu?

"Boynun tutuldu?" Dedi gülerek.

"Yok canım! Şeolmuş ya..." dedim diğer elimle ensemi ovuştururken. Şeolmuş? Vay anam babam be! Dil bilgisi kıtlığından geberdim. Otur yavrum, sıfır!

"Ne olmuş?" Dedi elini omzuma atarak. Omzumdan yatağa doğru hafifçe bastırmasıyla ilk şaşırdım, fakat sonra kendimi yatağa bırakıp ne yapacağına baktım. Belimden tutup yatağa yüzüstü döndürdükten sonra eli sırtıma gitti. Ay noluyor NOLUYOR AAAA!

"Buranın yastıkları rahat olmuyor. Bir süre sonra alışıyorsun."

Omuriliğim üzerinde yavaş ama bastırarak masaj yaparken vücudum gevşemeye başlamıştı. "Bunun da mı eğitimini veriyorlar?" Dedim rahatlamış bir sesle. Sesli bir iç çektikten sonra yatakta kendimi daha rahat bir pozisyona getirdim.

Müptelası olduğum gülüşünü attıktan sonra akşam yaptığı topuzu çözdü. Daha sonra nefesini kulağımda hissettim.

"Başka şeylerin de eğitimini görüyoruz." Dedi net bir sesle. Omeygaadd. Neler diyor?

Konuyu dağıtmaya çalışarak yüzümü ona döndüm. "Bunu sana yapmam gerekmiyor muydu? Yaran nasıl? Aç bakayım bir." Dedim ani bir şekilde yatakta oturur pozisyona gelirken. Elim askeri üniformasının bitiş noktasını ararken "Yoona, bir şeyim yok." Dedi ellerimi tutarak. "Ya bir bakayım, zararı yok!" İnat etmiştim bir kere, bakmadan bırakmam.

Tuttuğu elleri hızla kendine çekip burnumun ucuna bir öpücük kondurdu. "Hadi yemeğe."

"Askerlerinle de böyle mi konuşuyorsun? Emir vererek falan." Dedim üzerimdeki kıyafete bakarken.

De ben seni çıkarmıştım kardeş? Sen nası...

"Sence askerlerle sana konuştuğum gibi konuşsam hiyerarşi kalır mı?" Bir yandan kafasındaki bereyi tam ortaya getirmeye çalışıyordu.

Yeni uyanmanın verdiği salaklıkla hala tişörte bakarken aynadan dönüp bana baktı. "Üşürsün diye gece ben giydirmiştim." Tekrar aynaya döndü.

. . . . .

Yemeği yedikten sonra gemi sonunda adaya dönmüştü. Küçük bir sarsılmanın sonunda karaya oturmuştu gemi. Evime gidip bir an önce rahat yatağımda uyumak istiyordum.

Bizde maaşlar haftalık yatırıldı. İki haftalık maaşımı yatırmıştım o yatağa.

İki haftalık maaş diyip geçmeyin, ne kanlar ne terler döktüm o hafta! Hatırladıkça travmalarım tetikleniyor...

Ayağım karaya değdikten sonra bir rahatlama gelmişti vücuduma. Yeri öpebilirdim şu an, o derece.

Gemiden neredeyse koşarak uzaklaşırken arkadan birinin bana seslenmesiyle durdum. Gelen Chong Su'ydu. Yüzü morluklarla kaplıydı, üstelik aynı morluklar Minho'da da vardı?

Labirent deneyleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin