31. Bölüm

100 3 15
                                    

1 AY SONRA...

EDDİE...

"Erna'nın durumunu hiç beğenmiyorum." diyen babamın sesiyle kendime geldim.

Akşam yemeği yiyorduk. Ya da yemekler bizi yiyordu artık orasını bilemiyordum. Cehennem gibi geçen bir ayın sonunda babamla ertelediğim yemeği yiyordum. O da bütün gece hiç susmadan beni sorgulamaya çalışıyordu.

"Neden böyle söylüyorsun?" dedim anlamamış gibi yaparak. Ama babam tabii ki kanmamıştı bu numarama.

"Beni kandırmayı kesin artık. Neler oluyor?" dedi sinirli bir sesle. Aslında iyi bile dayanmıştı bence. Ben daha önce sormasını beklerken babam inanılmaz bir sabır göstermişti. Bugüne dek. Derin bir nefes aldım.

"Edmond ile ayrıldılar. Nedeni, Edmond'ın biyolojik babasının Carter Black olması." dedim.

Belki ona alıştırarak söylemem daha iyiydi. Ama daha fazla tutamamıştım içimde. Babamın yüzündeki şok ifadesinin giderek hüzünlenmesini seyrediyordum sadece. Elindeki çatalı bıraktı ve boş gözlerle bana baktı. Anlaşılan o sormadan benim açıklamam gerekecekti.

"Edmond bunu bilmiyordu. Erna ile öğrendi. Erna..."

"Bunu yapamadı." dedi babam anlayışlı bir şekilde. Babamın onu anlayacağını biliyordum. Babamsa derin bir nefes aldı. Tam konuşacaktı ki telefonum çaldı. Arayan Miranda idi. Erna genellikle orada kalıyordu. Acaba bir şey mi olmuştu?

"Efendim Miranda?"

"Eddie üzgünüm rahatsız ediyorum. Ama annemler çağırdı ve Erna'yı tek bırakmak istemiyorum."

"Tamam Miranda. Geliyorum." dedim ve telefonu kapadım.

"Baba. Miranda'yı ailesi çağırmış. Erna'nın yanına gitmem gerek."

"Tamam Eddie. Erna iyi olunca konuşsak iyi olacak." dediğinde sadece başımı salladım. Montumu da aldığım gibi arabaya binip Miranda'nın evine gittim. Kapıyı çaldığımda telaşlı bir Miranda açmıştı. Elinde bir çanta tutmuş içinde bir şeyler arıyordu. Elimde olmadan gülerek ona baktım. Beni bile farketmemişti.

"Hey!" dedim elimi sallayarak. Beni anca o zaman farketmişti. Gülerek kenara çekildi. Ben de içeri geçtim.

Miranda'nın evine ilk kez geliyordum. Erna burada kalıp tekrar bize geldiği için buraya gelmeye hiç gerek kalmamıştı. Bugüne dek. Evi ailesinin evinin aksine kocaman ve şatafatlı değildi. Benim bildiğim Miranda'nın aksine evi ailesinin küçük diyebileceği kadardı. Ve gösterişli hiçbir şey yoktu evinde. Açıkçası bu kadar sade bir eve girdiğimi hatırlamıyordum. Miranda'nın gülmesiyle ona döndüm.

"Ağzına sinek kaçacak dikkat etmezsen." diyordu. Sözü üzerine hafifçe gülümsedim ve başımı kaşıdım. Miranda ise endişeli haline geri dönmüştü şimdi. Merdivenlere doğru bakıyordu.

"Annem acil olduğunu söylemeseydi seni çağırmazdım. Ama.. Onun için çok endişeleniyorum Eddie. İş dışında hiç konuşmuyor bile."

"Atlatacaktır." dedim ben de merdivenlere bakarak. Ama onun gözleri dolmuştu.

"Bilemiyorum Eddie... Sanırım biraz zamana ihtiyacı var... Ama sadece mutlu olmasını istiyorum. Yeterince acı çekmedi mi?" dediğinde ona sarıldım.

Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Niye sarılmıştım ki ona? Ama o kadar savunmasız görünüyordu ki... Düşündüğümün aksine Miranda da sarılmıştı bana. Sonra derin bir nefes aldığını duydum. Ardından benden yavaşça ayrılıp yüzüme baktı. Bir yandan da gözlerini kırpıştırıyordu.

Bir Kaçışın Öyküsü...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin