17. Bölüm

117 4 5
                                    

Ben de bir süre yatakta oturduktan sonra oflayarak aşağı indim. Emily aşağıdaydı. Merdivende beni görünce gülümsedi.

"Uyuduğunu düşünecektim neredeyse. Ben dışarı çıkıp bir şeyler alsam mı akşam için?" dedi gülerek. Ben de yanına gelmiştim.

"Gerek yok. Eddie'den isteriz. Ne almamız gerek?"

"O zaman ben yukarıda listeyi yapıp sana getireyim. İstediğin bir şey olursa ekleriz."

"Pekala. Ben kendime sandviç hazırlayacağım." dedim mutfağa giderek.

"Bir tane de ben istiyorum." diye bağırdı Emily yukarıdan. Ben de gülerek mutfağa girdim. Emily de çok değişik bir kızdı kabul ediyordum. 

Sandviçleri hazırlayıp salona gittiğimde Emily'nin merdivenlerden indiğini duydum. Pür  neşe yanıma zıpladı ve bana listeyi uzattı. Eddie'den neredeyse her şeyi istemişti.

"Bu kadarına gerek var mı sence?" dedim şaşkınlıkla.

"Neden olmasın? Edmond da yok hazır. Kız kıza eğleniriz işte."

"Bilemedim ki..."

"Uzun zamandır zor zamanlar geçiriyordun Erna. Biraz eğlenmek sana da iyi gelecektir."

"Sanırım haklısın." diyerek pes ettim. Onu asla yıldıramazdım. Emily ise boynuma sarıldı.

"Evet ben her zaman haklıyım. Sen de zor zamanlar geçirdin. Bense zor zamanlar geçiriyorum. Kocamın beni aldattığı gerçeğiyle yaşamaya çalışan bir bayanım sonuçta..."

"Yüzün hiç inandırıcı gelmiyor ama." dedim gülerek. Emily de kahkahayı bastı.

"Tamam şu an çoğu durumu aşmış olabilirim. Ama Fred'in mutluluğu hakedip de benim haketmemem adil değil." dedi. Bense anlayışlı bir şekilde ona gülümsedim.

"Bunun doğru olmadığını biliyorsun." dedim. Ama Emily'nin neşesi de sönmüştü. Bakışlarını yere çevirdi.

"Artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum." dedi fısıltıyla.

"Emily... Sen bugünleri de atlatacaksın. Hakettiğin mutluluk sana da gelecek. Ama umudunu kaybetmemelisin." dedim. Emily ise başını salladı.

"Neyse.. Listeye göz atıp Bay Wilkings'i arar mısın? Ben banyodayım." dedi ve yukarı çıktı.

Ben de peşinden gitmedim. Toparlanması için ona izin verdim. Arkasından baktıktan sonra listeye tekrar baktım. Benim isteyebileceğim her şeyi istemişti zaten. Bu yüzden Edmond'ın verdiği telefonla Eddie'yi aradım. İlk çalışta açmıştı.

"Efendim?" dedi sadece. Biraz cesaretim kırılsa da sükunetimi korumam gerekiyordu.

"Eddie müsaitsen bir şey soracaktım."

"Müsaitim sor." 

"Pekala. Nasılsa akşam bize geleceksin ya. Emily de beni tek bırakmak istemedi. Ama bir şeyler de yapmak istedik. Dışarıdan bir şeyler almak gibi. Sen alabilir misin?"

"Ne almamı istersin?" dedi Eddie. Sanırım yanlız değildi.

"Sana mesaj olarak atarım. Alır mısın?"

"Alırım. Tamam o zaman. Akşama görüşürüz." dedi ve telefonu kapadı. 

Belki de müsait değildi. Neyse bu benim problemim değildi zaten. Ben de Emily'nin listesini mesaj olarak yazıp gönderdim. Açıkçası Eddie'nin tepkisini merak etmiştim. Ne demişti acaba? Ya da ne yapmıştı? Ama Eddie'den bir cevap gelmemişti. Ben de en sonunda cevap gelmeyeceğini anlayınca telefonu masaya bıraktım. O sırada Emily gelmişti. Daha iyi görünüyordu. Yanıma oturdu. Ben de o gelince televizyonu açıp komik bir şeyler bulmaya çalıştım.

Bir Kaçışın Öyküsü...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin