6 YIL SONRA...
Edmond tamamen şok olmuş bir halde bana bakıyordu şimdi. Pencereye bakmayı bırakmıştı ve bana baktığında gördüğüm tek şey şoktu. Yarım dakika kadar bana öyle bakmayı sürdürdü ardından elini saçlarında gezdirip tekrar bana baktı. Daha doğru bir ifadeyle parmaklarıma bakıyordu şimdi.
"Parmağında bir yüzük yok." dedi sorarcasına. Daha ne kadar dayanacaktım ki.
"Bütün bunlar olmasaydı..." dedim ama devamını getiremedim. Edmond'ın bakışları değişmişti şimdi. Korku doluydu bu bakışlar.
"Onunla neden evlenmedin?"
"Çünkü...kaçırıldım. Black tarafından." dedim gözlerine bakarak. Ama onun kafası karışmıştı.
"Black evlenmeni istemiyor muydu? Böylece mirastan pay alamayacaktı diye mi?"
"Black benim yaşamamı istemiyor Edmond." dedim acı dolu bir sesle. Devam etmeye karar verdim.
"Sana bu zamana kadar Erna'nın mutlu anlarından bahsettim Edmond. Erna okulda iyiydi, ailesi belki iyi değildi ama çevresi idare ederdi en azından. Şanslı bir Erna anlattım sana. Ama ondan sonra şansım tamamen yok oldu. "
"Ne oldu?"
"Black benim ölmemi istiyordu. Ama aynı zamanda reşit olmam gerekiyordu. Bu yüzden kaçırdı ve kimsenin bilmediği bir yere hapsetti. Yani anlayacağın ünlü iş adamının kızı on sekizine herkesin unuttuğu bir mahzende önünde bir kap suyla girdi." dedim. Yanağımda ıslaklık hissettiğimde ağladığımı anladım. Edmond ise yanıma oturmuştu şimdi ve bana bakıyordu.
"Sana ne yaptı?" dedi kısık bir sesle.
"On sekizime girene kadar bana işkence yaptı. Elimden her şeyimi alacağını söylüyordu sürekli... Bana ölmem için neredeyse her şeyi yaptı... Bazen katlanmak istemedim. Ben.. Bende ölmek istedim bazen.. Yaşamak istemedim." dedim hıçkırarak. Edmond ise bana sarıldığı anda daha fazla tutamadım kendimi. O kadar yıl biriktirdikten sonra tüm gözyaşlarım akmıştı en sonunda.
"Çok üzgünüm." diyordu Edmond. Anlatmak iyi geliyordu bana. Hissedebiliyordum bunu. Ondan ayrılmak istemedim. Bu yüzden anlatmaya devam ettim.
"En sonunda kaçmayı başardım. Çünkü o kadar zayıf düşmüştüm ki... Her yerden geçiyordum. Dışarı çıktığımda o kadar çok rahatlamıştım ki... Kevın'a gitmeye karar verdim. Bana gel demişti zaten. Gitmeliydim." dedim. Edmond ise benim yüzüme baktı. Yüzünden anladığını anlamıştım. Ama yine de anlatmalıydım. Artık duramazdım.
4 YIL ÖNCE....
Hem insanlardan gizlenip hem de hızlı olmak benim için çok zordu. İnsan görmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki... Neredeyse sokakta yürüyemiyordum. Ama az kalmıştı. Kevın'a gittiğimde her şey son bulacaktı. Ama bunun için akşamı beklemek zorundaydım.
Akşam olduğunda sinsice arka kapıdan içeri girip evi yokladım. Kimse yok gibi görünüyordu. Acaba Kevın neredeydi? Dışarı mı çıkmıştı yoksa? Yoksa artık burada yaşamıyor muydu? O zaman nerede bulacaktım onu? İmkansız gibi bir şey olurdu onu bulmam.
Bu düşünceler eşliğinde tam merdivenden çıkıyordum ki bir kadının sesiyle donup kaldım. Bu ses Sophie'nin sesiydi. Kevın'ı büyüten kadındı Sophie. Yavaş bir şekilde ona döndüğümde yanılmadığımı anladım. Ta kendisiydi. Biraz şaşkın dursa da oydu. Rahatlamıştım. Demek Kevın hala buradaydı.
"Sophie?" dedim sorarcasına.
"Erna?" dedi şaşkınlıkla. Bir süre ikimizde öylece kaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kaçışın Öyküsü...
Fiksi Umumİnsanlar geçmişinden kaçarlar, kötü anılarından kaçarlar, canlarını kurtarmak için kaçarlar, yüzleşmemek için kaçarlar... İnsanlar birçok nedenden dolayı bir kaçışın içine sürüklenirler. Nedenler farklı olsa da çoğu insan yaşamını kaçmakla geçirir...