O sırada Emily elinde tepsiyle yanımıza geldi. Şaşkın görünüyordu. Anne babasını beklemediği çok belliydi. Edmond ise elinden tepsisini alıp kahveden birisini uzattı. Emily ise annesiyle babasıyla yarım yamalak sarıldıktan sonra annesine baktı.
"Anne? Siz nereden duydunuz?" dedi şaşkın bir sesle.
" Edmond'ın arkadaşı Nelson'dan." dedi annesi üzüntülü bir şekilde. Emily ise derin bir iç çekti.
"Artık iyi olmuş diyorum tabii." dedi babası.
"Frank!"
"Ne Edelane? İyi olmuş. Kızıma bunu yaptığı için fazlasını hakediyor aslında." dedi babası inatla.
Emily ise kafası karışmış bir şekilde bir annesine bir de babasına bakıyordu. Onlara dikkatli bakarken aniden bakışları Edmond'a kaydı. Edmond ise hafifçe omzunu silktikten sonra tavana bakmaya başladı. Emily ise anlamıştı. Edmond'a gözlerini devirdikten sonra anne babasına döndü tekrar.
"Evet... Sanırım artık haberiniz var." dedi bıkkın bir sesle. Annesi ise derin bir nefes alıp ona baktı. Babası hala kızgın görünüyordu.
"Evet artık haberimiz var küçükhanım. Ne zaman söylemeyi düşünüyordun?"
"Baba... atlatmaya çalışıyorum. Bunu atlatmadan size söylemek istemedim."
"Neden bunun için atlatmayı bekliyorsun ki kızım? Neden tek atlatman gerekiyor anlamıyorum."
"Çünkü aldatılan benim baba." dedi Emily ağlamaklı bir sesle.
"Frank lütfen sonra konuşsak?" dedi annesi telaşla.
"Onun her zaman yanında olduğumuzu bilmiyor mu yoksa?" dedi babası Emily'e bakarak. Emily'nin gözleri dolmuştu yeniden. Ama yine de konuştu.
"Konu sizin yanımda olup olmamanız değil. Yanımda olacağınızı zaten biliyordum.."
"Konu ne o zaman?"
"Evliliğim bitti baba. Kocam beni aldattı. Ben aldatıldım,salak yerine koyuldum. Mutlu bir evliliğim vardı sandım ama evliliğim bile yoktu. Ben... çocuk düşündüm anlıyor musun bilemem ama. Ailem vardı. Hepsi yok oldu gitti." dedi titrek bir sesle.
Edelane hemen Emily'e sarıldı. Emily ise ağlamaya başlamıştı şimdi. Ben de onlara bakıyordum. Emily'nin durumu gerçekten de o kadar zordu ki. Bir ailen olduğunu sanıp da aslında bir ailen olmadığını görmek ve bunu kabullenmek söylemek kadar kolay olmuyordu ne yazık ki. Ailesiyle ilgili hayalleri,planları varken aslında tüm bunların anlamsız olduğunu görmek.. Hem de tüm çıplaklığıyla.. Bu o kadar kolay değildi.
Edelane ve Emily'i sarılırken görmek içimi burkmuştu. Anneme hiç böyle sarılıp ağlayamamıştım. Annemin kokusunu hiç hatırlamıyordum. Hiç güvenememiştim ona. Hiç kendimi teslim edememiştim. Her zaman yanımda olacağına hiç inanamamıştım. Tüm bunların hepsini babamla yaşamıştım. Ama annemle yaşayamadığım için de eksiklik taşımıştım içimde. Benim annem... Annem bana asla böyle içten sarılmamıştı. Böyle içten bakmamıştı gözlerime. Bu içtenlik,bu samimiyet benim içimi acıtmıştı. Ben de böyle olmak isterdim annemle. Asla olamayacağımı bilsem de isterdim yine de.
"İyi misin?" diye fısıldadı Edmond. O anda düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım. Kafası karışmış gibi görünüyordu. Ben de başımı salladım sadece. Tam Emily'e bakacaktım ki koridorun ucundan Eddie göründü. Sanırım artık gitme vaktim gelmişti. Sıkıntılı bir şekilde Edmond'a baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kaçışın Öyküsü...
General Fictionİnsanlar geçmişinden kaçarlar, kötü anılarından kaçarlar, canlarını kurtarmak için kaçarlar, yüzleşmemek için kaçarlar... İnsanlar birçok nedenden dolayı bir kaçışın içine sürüklenirler. Nedenler farklı olsa da çoğu insan yaşamını kaçmakla geçirir...