Ji-yong yüzünde ki aptal sırıtmayla odaya girdiğinde şok olmuştu. Bir ay geçmiş olmasına rağmen ismini hala bilmedikleri ve aralarında o adam dedikleri kişi ile Seungri tek kişilik bir yatakta sarılarak uyuyorlardı? Kesinlikle ters giden bir şeyler vardı bu işin içinde, bunun başka bir açıklaması olamazdı. Derin bir nefes aldıktan sonra korkarak onlara doğru yaklaşmıştı.
''Hyung'' dedi yavaşça onu dürterken, kesinlikle çok ürküyordu çünkü içeri girerken en kötü ihtimalle yine birbirlerine girmiş olabileceklerini düşünüyordu.
''Efendim'' diyerek anında gözlerini açtı Seung Hyun, her zaman tilki uykusunda uyuyan biri olmuştu zaten.
''Young-bae seni beklediğini söyledi'' dediğinde uzaklaşmıştı Ji-yong. Seung Hyun ise boşta olan eliyle gözlerini ovdu bir kaç kere ve oldukça yavaş bir şekilde uyuşmuş olan kolunu yanında yatan çocuğun boynunun altından çekti ama bunu yaptığında Seungri uyanmıştı.
''Nereye?'' demişti mızmızlanarak.
''Beş dakika içinde geleceğim, uyu sen'' deyip kalktığında Ji-yong kocaman olmuş gözlerle izliyordu karşısında ki ikiliyi. Demek ki uyuya kaldıkları için falan oluşmamıştı bu görüntü.
''Gelene kadar bekleyeceğim, acele et'' dedi Seungri de beline ve kaburgalarına dikkat edecek şekilde yavaşça doğrulurken. O bunu söyledikten sonra Seung Hyun yavaşça odadan çıkmıştı ama Ji-yong gerçekten açılmış olan ağzını bile kapatamıyordu.
''NE?!'' dediğinde Seungri başta yüzünü buruştursa da sonra gülümsemişti.
''Sakin ol''
''SİZ SARILARAK UYUYORDUNUZ? İKİNİZ?'' dediğinde Seungri kahkaha attı.
''Sadece bu geceye özel bir durum'' dediğinde derin bir nefes alma gereği hissetmişti.
''Yoksa siz-'' Seungri gözlerini devirerek yanında ki yastığı açıkça ona doğru fırlattı.
''Aptallaşma'' dedi ve daha sonrasında boğazını temizledi.
''Fark etmiş sadece''
''Neyi?'' dedi Ji-yong hemen onun yatağına otururken ama Seungri ellerini yüzüne kapattı sadece. Onun bu hareketi Ji-yong'ın derin bir nefes almasına sebep olmuştu.
''Bana eğer ona anlatırsam, onun canını yakabileceğini söyledi ve bende her şeyi anlattım'' dediğinde Ji-yong'a kaçamak bir bakış atmıştı parmaklarının arasından.
''Sanırım benim kısmım da dahil?'' dedi Ji-yong gülümseyerek.
''Her şeyi işte, bunun birlikte ilk kaçırılmamız olmadığını, başıma iğrenç bir takım şeyler geldiğini, seni bir şekilde koruduğumuzu ve polislerin gelip bizi kurtardığını ama bu olaydan sonra ailelerimizin bizi suçlayıp destek olmaktansa o iğrenç homofobik tavırların falan işte, her şeyi'' dediğinde Ji-yong derin bir nefes almıştı. Evet o zamanda beraber kaçırılmışlardı ama orada amaç çok iğrençti ve kurban yine Seungri olmuştu, Ji-yong ise ona bazı konularda asla borcunu ödeyemezdi. Şimdi şöyle bir düşününce belki de aynılarını yaşamaktan korktuğu için bu kadar sert ve tutucu bir tavır izliyordu?
''Ona nasıl güvendin peki?'' dedi Ji-yong arkadaşının elini tutarken.
''Bu odaya geldiğimiz ilk gün, beni banyoya sürüklediğinde istese her şeyi yapabilirdi ama bana baktı ve 'sana zarar vermem diyemem ama sana dokunmam' dedi ve çıktı banyodan.'' dedi ve derin bir nefes aldı Seungri.
''Bu artık birbiriniz girmeyeceksiniz demektir umarım''
''Hayır'' dedi Seungri gülerek.
''Neden?'' dedi Ji-yong gözlerini devirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | TOPRI
Fanfictionİki ergen bir arkadaş gecesinde işletmeye çalıştıkları numaranın başlarına nasıl bir dert açacağını nereden bilebilirdi ki? Bu hikaye yaş sınırlaması ve rahatsız edici ögelerle şiddet içermektedir. Lütfen boş atmayın ve rahatsız olacaksınız okumayın...