''Hyo-chan'' dedi Seungri derin bir nefes alarak.
''Doğum günlerimi kutlamadığımı biliyorsun, neden ısrar ediyorsun?'' dediğinde aslında biraz sinirlenmişti.
''Çünkü biraz gevşemeye ihtiyacın var'' demişti genç kız olabildiğinde masum bir şekilde.
''Böyle iyiyim''
''Ya baba!'' dedi genç kız sitem edercesine.
''Beş yıl oldu, beraber kutlayalım işte'' dediğinde Seungri gözlerini devirmişti.
''Hayır'' dediğinde Hyo-chan derin bir nefes almıştı.
''Ya of! Neden ama?!''
''Nedenini biliyorsun Hyo-chan'' Hyo-chan gözlerini devirip tekrar derin bir nefes almıştı.
''Ama bak sınavlarıma bir hafta kalmış olmasına rağmen ben senin için buraya geldim. Kutlamayı hak ediyorum bence'' dediğinde aslında gerçekten heveslenmişti genç kız ama Seungri zaten sinirli gelmişti eve, Seung Hyun konusunda da aşırı hassastı. Üstüne Hyo-chan'ın bu banaltıcı tavrı sadece tuz biber oluyordu.
''Gelmeseydin'' demiş bulundu bu yüzden ama Hyo-chan'ın anında gözleri dolmuştu.
''Kutlama yapmadığımı biliyorsun. Seni buraya zorla da getirmedim, madem sınavların geliyordu ve bunlar senin için madem bu kadar önemliydi, gelmeyebilirdin'' dediğinde Hyo-chan'ın yanağından bir damla yaş düşmüştü. Doğru duyup duymadığından emin olmaya çalışıyordu sadece ama Seungri ne dediğini farkına vardığında sadece gözlerini kapatmıştı.
''Özür dilerim'' diyerek ayağa kalkmıştı Hyo-chan ama tamamen babasının kızı olduğu için anında silmişti gözyaşını.
''Bazen unutuyorum, öz babam olmadığını yani, bunalabileceğini ya da beni istemeyebileceğini yani, bazen unutuyorum'' dedikten sonra anında kendi odasına doğru koşmaya başlamıştı. Seungri ise sadece derin bir nefes almış ve ayağa kalkmıştı.
''O anlamda söylemedim'' dedi genç kızın peşinden hızlı adımlarla ilerlemeye başlamışken. Neden sokuk sinirini gerçekten içinde yaşayamıyor- durup derin bir nefes alma gereği hissetti. Gerçekten git gide ona benziyordu, ona benziyordu ama o nefret ettiği sinirli ve manyak tarafına benzemeye başlamıştı. Bulunduğu konum onu buna itiyor olabilirdi ama bu kızına böyle davranma hakkını asla vermezdi kendisine. Bir kaç dakika derin bir nefes aldıktan sonra merdivenlere yönelip iki katı resmen koşarak çıkmış ve kızının kapısının önünde durmuştu.
''Çiçeğim'' dedi sadece kapıyı çaldıktan sonra. Asla o gel demeden içeri girmezdi ve Hyo-chan da bunu bildiği için kapıyı kilitlememişti bile.
''O anlamda demedim'' dedi ama kapının arkasından Hyo-chan'ın hıçkırma sesi gelince yine gözlerini kapatarak derin bir nefes almıştı. Nefret ediyordu son zamanlarda ortaya çıkmış olan bu yeni tarafından. Herkesin kalbini kırıp duruyordu ve bu kişiler de sevdiği insanlar oluyordu.
''Merak etme'' dedi Hyo-chan hıçırarak.
''Annemi arayacağım'' diye eklediğinde Seungri de ağlamak üzere olduğunu hissediyordu. Bir anda nasıl bu duruma gelmişlerdi ki?
''Hayır, lütfen bak. O anlamda söylemediğimi biliyorsun'' dedi ama Hyo-chan sadece ağlıyordu.
''Tam da o anlamda söyledin! *hıçkırık* Git gide babama benzedin! Onun gibi kaba ve duygusuzsun! *hıçkırık* Hani, hani diyorsun ya *hıçkırık* uyandığında eski masum Seungri olacağım diye! *hıçkırık* OLAMAZSIN!'' dedikten sonra bir süre susmuştu Hyo-chan, nefeslerini toplamaya çalışıyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | TOPRI
Fanfictionİki ergen bir arkadaş gecesinde işletmeye çalıştıkları numaranın başlarına nasıl bir dert açacağını nereden bilebilirdi ki? Bu hikaye yaş sınırlaması ve rahatsız edici ögelerle şiddet içermektedir. Lütfen boş atmayın ve rahatsız olacaksınız okumayın...