''Ya Yoongi!'' dedi Ji-yong kaşlarını çatarak.
''Olmadı böyle ama!'' Yoongi gözlerini devirdi ve arka plan çelengini yine biraz sağa doğru itti.
''Çok sağa gitti''
''Ya Ji-yong tanrı aşkına ama ya!'' dedi Yoongi sonunda pes ederek.
''O kadar çok çalışan var söyle birine yapsın, kumda taşımak çok zor!'' dediğinde Ji-yong onun ilk defa kendisine bu denli çıkışmasına şaşırmıştı çünkü Yoongi ona hiç sesini yükseltmemişti. Son bir buçuk haftadır kendisinde gerçekten çok kaba ve çok sert davranıyordu.
''Üzgünüm'' demekle yetindi o yüzden, daha sonrasında hızlıca geriye doğru döndü ve kumsaldan ayrılmak için yürümeye başladı fakat bu yürüme kısa bir süre içerisinde koşuya bile dönmüş sayılabilirdi. Yoongi kapattığı gözlerini açtığında ve eşinin ondan resmen koşarak uzaklaştığını gördüğünde derin bir iç çekmişti. Young-bae'yi gördüğün günden beri istemsizce sinirliydi ve bu kocasına çok yansıyordu. Kendine gelerek hemen kocasının peşinden gitmeye başlamıştı. Choi çiftinin nikahı için kumsaldalardı ve ayarlamaları yapıyorlardı aslında. Ji-yong kumsalda ki küçük kafenin içine girdiğinde o kadar sert yürüyordu ki mekanın sahibiyle konuşan Seungri ve Seung Hyun bir an için ona doğru dönmüş ve daha sonrasında birbirlerine bakmışlardı.
''Siz konuşun, ben bir bakayım'' dedi Seungri ve daha sevgilisinin tepkisini bile beklemeden hemen Ji-yong'un peşinden gitti. Bu sırada Yoongi de ortama girdiği için küçük kafenin zili çalmıştı ama Seung Hyun hemen o tarafa doğru döndü.
''Sen'' dedi.
''Kumsala geri dönüyorsun'' dediğinde Yoongi ağzını açacak gibi olmuştu ama Seung Hyun izin vermedi ve onu omuzlarından tutarak ters yöne doğru döndürdü.
Bu sırada Seungri hemen arkadaşının peşinden tuvalete girmiş ve onun ağladığını görerek çok şaşırmıştı çünkü Yoongi her zaman onun üzerine titrer ve mutlu olması için elinden geleni yapardı. Onunla tanıştığı andan itibaren bir şeyler hissettiğini ama onun Young-bae ile ilişki içerisine girdiği için hep sessiz kalarak canının acısını dindirmeye çalıştığını anlatmıştı Seungri'ye Yoongi. Ona açılmaktan çok çekindiğini ama artık içinde de tutmak istemediğini söylemişti. Seungri'de şansını denemesini söylemişti çünkü kendi sevdiği iki yıldır komadaydı ve hayat akıp gidiyordu. Sonrasında ise evlenip çok güzel bir yuva kurabilmişlerdi ve Seungri onların tartıştığına bile şahit olmamıştı.
''Neler oluyor?'' dedi Seungri hıçkırarak ağlayan arkadaşına bakarken.
''Bilmiyorum'' dedi Ji-yong kesik kesik.
''Bilmiyorum bana çok kötü davranıyor'' dediğinde tekrar hıçkırmıştı ama Seungri buna çok şaşırdı.
''Ne gibi?'' dedikten sonra yavaşça arkadaşına sarılmıştı ama Ji-yong ağlamaktan nefeslerini bile düzenleyemiyordu ki.
''Bana'' dedi ve tekrar hıçkırdı.
''Durdur yere bağırıyor'' dedi ve derin bir nefes aldı.
''Ya da tersleyip duruyor'' dedikten sonra yine kafasını arkadaşının göğsüne gömmüş ve hıçkırmıştı.
''Kavga mı ettiniz?'' dedi Seungri arkadaşına sarılırken. Ji-yong ise sadece başını hayır anlamında sallamış ve daha çok ağlamaya başlamıştı ki kapı çaldı yavaşça.
''Hayatım Bayan Romano seninle de konuşmak istiyor, işiniz uzun mu?'' dedi Seung Hyun, ah evet evlenmek için İtalya'ya gelmişlerdi.
''En fazla on beş dakikaya geliyorum sevgilim'' dedi Seungri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | TOPRI
Fanfictionİki ergen bir arkadaş gecesinde işletmeye çalıştıkları numaranın başlarına nasıl bir dert açacağını nereden bilebilirdi ki? Bu hikaye yaş sınırlaması ve rahatsız edici ögelerle şiddet içermektedir. Lütfen boş atmayın ve rahatsız olacaksınız okumayın...