Kural 19; Yeni kural koyuyorum.

55 8 16
                                    

Seung Hyun soğuktu, eve geri döndükten sonrası için geçerli değildi bu. Tatilde de birden soğuk davranmaya başlamıştı. Seungri kendisi birden yükseldiği için bunu yaptığını düşünüyordu aslında.

''Sessiz'' diye bağırdı onlara doğru, Hyo-chan iki hafta kendilerinde iki hafta Sonia'da kalıyordu.

''Pardon'' dedi Seungri ve daha da sessiz bir şekilde oynamaya başladılar çünkü bu ilk ihtarları değildi. Seungri için onun kendisine bağırması sorun değildi ama çocuk korkuyordu ister istemez.

''Babam neden bu kadar sinirli?''

''Bilmiyorum çiçeğim'' dedi Seungri, ikisi de fısıldıyordu artık.

''Bilmiyor musun yoksa bilmek mi istemiyorsun RiRi'm'' dediğinde Seungri gülümsemişti ve onun saçlarını okşamıştı.

''İnan bana bilmiyorum''

''SESSİZ!'' diye bağırdığında Hyo-chan korkuyla ellerini Seungri'nin boynuna sarmıştı.

''Hyo-chan odana çık bebeğim'' dedi Seungri derin bir nefes alarak.

''Ama-''

''Hadi'' dedi Seungri ve Hyo-chan yutkunarak ayırdı kollarını onun boynundan. Daha sonra derin bir nefes alarak resmen koşarak salondan çıktıktan sonra Seungri yavaşça halıdan kalkmıştı.

''Ne yapmaya çalışıyorsun ki? Çocuk korktu''

''Size sessiz olun dedim-''

''Fısıldıyorduk! Bana bağırman sorun değil ama o daha küçücük ve korkuyor!'' Seung Hyun sadece derin bir nefes aldı ve daha sonrasında gözlerini kapattı. Sakin kalmalıydı, söz vermişti, ona asla zarar vermeyecekti, hem zaten çocuk hiç bir şey de yapmamıştı.

''Seungri, gözümün önünden kaybol'' dedi Seung Hyun sadece ama Seungri hareket etmedi.

''Sana dedim ki-''

''Umurum da değil'' dedi Seungri ve onun gözlerinin içine dik dik bakmaya devam etti.

''Her seferinde kaşınmak zorunda mısın?!''

''Sadece sevgilimin sorununun ne olduğunu anlamaya çalışıyorum?! Kızına bile hayvan gibi bağırdığına göre bir sorun var demek ki?! Burada ne yanlış var?''

''Sana bunu anlatacağım yanılgısına nasıl kapıldın?'' dedi Seung Hyun ve Seungri derin bir nefes aldı sadece.

''Çünkü bir hayatı paylaşıyoruz?'' dediğinde Seung Hyun gözlerini devirmişti.

''Kocam değilsin''

''Teknik olarak öyleyim?'' dediğinde Seung Hyun tekrar derin bir nefes almıştı ama daha fazla dayanamadı ve sehpanın üzerinde duran vazoyu alıp duvara fırlattı. Seungri anında irkilip yerinden sıçrarken Seung Hyun asla rahatlamış hissetmiyordu.

''Neden sadece gitmiyorsun?'' diyerek ona döndüğünde Seungri sinirli gitmesinin hiç bir işe yaramayacağını biliyordu, bu yüzden gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

''Gitmeyeceğim, ne olursa olsun yanında olacağım. Bana küfür etsen de, dövsen de, hastanelik etsen de gitmeyeceğim. O yüzden ya insan gibi davran, ya da benim şu sorunum var de. Belki anlamam ama anlatmak iyi gelir'' Seung Hyun sadece gözlerini devirerek salonun çıkışına yöneldiğinde Seungri sadece derin bir iç çekmişti. Bu 'Sen gitmezsen ben giderim'di çünkü. Anlaşılan Seungri ne yaparsa yapsın onun duvarlarını yıkamıyordu.


*


Seung Hyun ofisinden çıkıp derin bir nefes aldığında gülümsemişti. Babasının ilişkisini öğrenmesi kendisini rahatsız etmişti ama babasıyla konuştuktan sonra açıkçası keyfi biraz da olsa yerine gelmişti. Babası, kendisinin de savaşabileceği biri değildi çünkü ama tekrar 'ben mafya olamam' olaylarına girmediği sürece hayatında ki kişinin cinsiyeti ile ilgilenmediğini söylemişti ve Seung Hyun bundan dolayı oldukça memnundu.

WRONG NUMBER | TOPRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin