Seungri uyandığında yatakta tam anlamıyla yalnız olduğunu görüp duvarda ki saate bakmıştı ve gözleri kocaman olmuştu çünkü saat onu çeyrek geçiyordu. Hemen ayaklandı ve oda da ki küçük banyoya doğru ilerledi. Kahvaltı saatleri belliydi çünkü ama neden kimse onu uyandırmamıştı ki? Derin bir nefes alıp yüzünü yıkadıktan sonra yavaşça göz bandını çıkartmıştı gözünden.
Ayna da kendisine baktığında ise gözünün hatırı sayılır bir oranda iyileştiğini görmüştü aslında. Sadece çok hafif bir yeşillik kalmıştı ve bu kendisi için iyi bir şeydi.
''Seungri'' diye bir ses duydu sonra odanın içinden ve yavaşça yüzünü kurulayıp kapıyı açmıştı yavaşça.
''Uyanmışsın''
''Şey'' dedi Seungri yutkunarak.
''Uyuya kalmışım''
''Farkındayım?'' dedi Seung Hyun tek kaşını kaldırarak ve bir dakika kadar birbirlerine baktılar.
''Ne?''
''Kızmadın mı?'' dedi Seungri yavaşça banyodan çıkarken.
''Hayır?'' dedi Seung Hyun gülümseyerek.
''Bugün pazar, hem dün gece geç yattık.''
''Kızmadıysan sorun yok'' dedi Seungri rahatlayarak.
''Kızmadım ama hazırlanman lazım'' dedi Seung Hyun.
''Daha Young-bae ve Ji-yong'ı alacağız, piknik alanına geçeceğiz'' dediğinde Seungri de tebessüm etmişti.
''Hemen aşağıya iniyorum-''
''Eşyaların burada'' dedi Seung Hyun aynadan kravatını bağlarken. Seungri kendisine bakınca gözlerini devirmişti.
''Ji-yong'ın erkek arkadaşı var ve senin de erkek arkadaşın var, hem sabah benim yanından ayrılmamdan da bayağı şikayetçi gibiydin'' deyip sırıttığında Seungri sadece gözlerini devirmişti.
''Yani artık beraber mi kalkıyoruz?''
''Eğer gerçekten istersen'' Seungri omuzlarını silkti ve dolaba doğru ilerledi.
*
''RiRi'm, Mariposa'yı aldım demiştin?'' dedi Hyo-chan etrafına bakınırken.
''Burada prenses'' dedi Ji-yong yanına düşmüş olan oyuncak unicornu ona doğru uzatırken.
''Teşekkür ederim'' dedi Hyo-chan ve örtünün üzerine babasının önüne gelecek şekilde oturdu.
Seung Hyun ve Young-bae işlerinden konuşurken Ji-yong ve Seungri hem yiyecekleri hazırlıyorlar hem de sessiz bir şekilde birbirlerine yaşadıkları geceyi anlatıyorlardı.
''Sana aslında iyi biri demiştim'' dedi Ji-yong ama Seungri gülümsedi.
''Ve ben bu iyi Seung'u gerçekten sevdim sanırım''
''Sonunda!'' dedi Ji-yong gülümseyerek ama o sırada ortama altıncı bir ses dahil oldu.
''Patron, bir de Bay Dong, bir dakika gelebilir misiniz? Önemli'' dedi Yoongi ve herkes bir an için birbirine baktı ama Seung Hyun, Yoongi'nin gerçekten önemli olmasa buraya kadar gelmeyeceğini bildiğinden ayağa kalkmıştı bile. O ayağa kalktığında ise Young-bae'de ayağa kalkmıştı.
''Geliriz beş dakikaya, Hyo-chan, abilerini üzme tamam mı?''
''Tamam babacığım'' onlar giderken Seungri ve Ji-yong birbirlerine bakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | TOPRI
Fanfictionİki ergen bir arkadaş gecesinde işletmeye çalıştıkları numaranın başlarına nasıl bir dert açacağını nereden bilebilirdi ki? Bu hikaye yaş sınırlaması ve rahatsız edici ögelerle şiddet içermektedir. Lütfen boş atmayın ve rahatsız olacaksınız okumayın...