Sevmek; tek kelimeydi belki de... Herkes için çok farklı anlamlar barındırabilirdi bu kelime. Hiç sevilmemiş bir insan, kendisiyle birlikte içinde ki çocuğu da sevebilecek birini bulduğunda bir çok şeyi sineye çekebiliyordu.
''Ağlama'' dedi Seung Hyun onun yanağını okşarken.
''Elimde değil-''
''O zaman neden bunu yapıyoruz?'' dedi Seung Hyun, adeta kendisi de işkence yaşıyordu.
''Çünkü'' dedi Seungri onu boynundan tutup tek eliyle kendisine çekerken.
''Yoruldum''
''Ama sen ağlarken bunu yapmak istemi-''
''Bana borçlusun, bunu sonuna kadar kullanacağım. Eğer seni affetmemi istiyorsan yapacaksın'' Seung Hyun gözlerini kapattı ve derin bir nefes alarak ortamı yumuşatmaya çalıştı.
''Ama şu an kalkmıyor'' diye fısıldadığında Seungri tüm gerginliğine rağmen gülümsemişti.
''Şöyle yapalım mı?'' dedi Seungri ve o da gözlerini kapattı. Sadece üstünde uzanıyordu ve birbirlerine temas etmiyorlardı bile ama çoktan ağlamaya başlamıştı bile.
''Sana dur diyeceğim, bunu biliyorum ama senin devam etmeni istiyorum çünkü bu sadece refleks olacak ve ben seninle sevişmek istiyorum''
''Ri-''
''Dinle'' dedi Seungri ve açtı gözlerini.
''Gerçekten yapamayacağımı hissettiğimde söyleyeceğim bir şey bulalım, eğer onu söylersem durursun. Senin için de çok zor olduğunu biliyorum bunun'' dediğinde Seung Hyun derin bir nefes almıştı.
''Ağlamana katlanamıyorum''
''Kirli hissetmeye ve seni hak etmediğimi düşünmeye katlanamıyorum''
''Panda?'' dedi daha sonrasında Seung Hyun, ne derse desin işe yaramayacağını biliyordu.
''Olur'' dedi Seungri gülümseyerek.
''Ve söz ver, ne kadar dur dersem diyeyim devam edeceksin''
''Ri'' Seung Hyun derin bir nefes aldı.
''Kendimi iğrenç hissedeceğim''
''Üzgünüm'' Seung Hyun bir anda doğrulup kendi üzerinde ki gömleğin düğmelerini açmaya başladığında Seungri derin bir nefes almıştı. Birbirlerini boxerla çok görmüşlerdi ama birbirlerine asla temas etmemişlerdi ve bu bile kendisini çok ürkütüyordu. Seung Hyun ise gömleğini çıkarttıktan sonra yavaşça gözlerini ovmuştu.
''Bunu sana son kez soracağım, emin misin?''
''Evet'' Seung Hyun ayağa kalkıp elini uzattığında Seungri başta şaşırmış olsa da kaşlarını kaldırarak sağlam eliyle onun elini tuttu ve yavaşça ayağa kalktı.
''Ne oluyor''
''Shh'' dedi Seung Hyun onun yavaşça tişörtünü çıkartırken.
''Pantolonunu da çıkart, ben çıkartmak istemiyorum'' dediğinde Seungri yutkunmuş olmasına rağmen yavaşça kendi pantolon düğmesine gitmişti eli ama Seung Hyun'da kendi kemerine doğru davrandığında yine anında gözleri dolmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra kendi pantolonunu çıkarttı çünkü bunu yapmayı kendisi istemişti, özellikle aile ile bir akşam geçirdikten sonra sanki bastırdığı bir kaç duygu gün yüzüne çıkmıştı.
''Şimdi bana sarıl'' dedi Seung Hyun yavaşça.
''Anlamadım?''
''Önce teninin, tenimi tanıması gerekiyor, bana sarıl sadece'' Seungri ufak bir adım atarak ona doğru yaklaştığında yine yutkunmuştu ama Seung Hyun gülümsedi ve tek elini uzattı yine. Seungri yavaşça o elini tuttuğunda Seung Hyun bir klasik olarak onu tamamen kendisine çekmiş ve yapıştırmıştı. Seungri anlık olarak nefesinin kesildiğini hissetse de kulağında yumaşacık bir fısıltı duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | TOPRI
Fanfictionİki ergen bir arkadaş gecesinde işletmeye çalıştıkları numaranın başlarına nasıl bir dert açacağını nereden bilebilirdi ki? Bu hikaye yaş sınırlaması ve rahatsız edici ögelerle şiddet içermektedir. Lütfen boş atmayın ve rahatsız olacaksınız okumayın...