''Efsaneydin!'' dedi Seung Hyun kolunda uzanan çocuğun saçlarını okşarken, bir yandan tabletinden ekonomi haberlerini takip ediyordu.
''Ben sadece'' dedi Seungri derin bir nefes alarak.
''Hm?''
''Neden senden ayrılmak istemiyorum?'' dedi kafasını hafifçe kaldırıp.
''Saçma değil mi?'' dediğinde Seung Hyun saniyelik olarak Seungri'ye bakmış olsa da sonra telefon ekranına dönmüştü.
''Aç biraz''
''Yani saçma bir şekilde sana telefon şakası yapıyorum ve küfür ettiğim için beni kaçırıyorsun, saatlerce falan dövüyorsun ki bende kaşınıyorum -bunu söylemesinin nedeni Seung Hyun'un bakışlarının kendisine dönmesiydi- sonra bir anda datee çıkıyoruz ve kendimi senin kolunda uzanırken buluyorum''
''Sanırım tercümesi şu; kendimi bir anda yavaş yavaş sana aşık olurken buluyorum'' dediğinde Seungri gözlerini devirmiş ve yatağın artık kendisine ait olan kısmına doğru uzanmıştı.
''Yani?'' dediğinde Seung Hyun gülerek telefonunu kilitlemiş ve komodinin üzerine koymuştu.
''Küsmüş olamazsın'' dedi Seung Hyun yatakta kollarını göğsüne bağlamış olan çocuğa doğru bakarak.
''Kötü bir şeymiş gibi söylüyorsun, sabahta aynı tonda söyledin. Birinin seni sevmesi kötü bir şey mi? Ya da seni seviyorum demiyorsun diye gerçekten hala benden nefret mi diyorsun? Bu arada bana evet desen bile buna inanmam''
''Neden?'' dedi Seung Hyun onu kendine doğru çekerken.
''Çünkü seni tanıyorum artık, belki en çok hangi yemeği sevdiğini bilmiyorum ya da en sevdiğin rengi ama tanıyorum işte. Bir hareket yaparken bu evin içinde de olsa, Seung şuna şu tepkiyi verir diyebiliyorum ve sen gerçekten sevmediği bir insanla bir yatağı paylaşacak biri değilsin'' dedi Seungri açıkça onun kucağına oturarak. Seung Hyun ise yeni edindiği bir refleks olarak onun saçlarını yüzünden çekmiş ve bunu yaparken yanağını okşamıştı.
''Doğru, yatağı bırak evi bile paylaşmam''
''Bundan bahsediyorum, kendine şaşırmıyor musun? Bir ergen için çabalıyorsun. Seni tanımadan yolda görseydim oha falan olurdum çok klas birisisin gerçekten.'' dedi Seungri ve onun gözlerinin içine doğru baktı.
''Aslına bakarsan, şaşırıyorum. Özellikle nedense hep gülümse istiyorum ve bu birden oldu''
''BANA DA!'' diye birden yükseldi Seungri sonra anında gözleri büyüdü.
''Sorun yok'' dedi Seung Hyun gülümseyerek, hala onun yanağını okşuyordu tek eliyle.
''Buna anlam veremiyorum-''
''Anlam verebilseydin, aşk olmazdı Seungri. Aşık olduğun insanı neden sevdiğini bilmezsin, sadece seversin. O olduğu için, sadece onu sevdiğin için. Anlamlandırabildiğin maximum arkadaşlık olur, ya da çıkar ilişkileri falan'' dediğinde Seungri tebessüm etmişti.
''Sadece saçma''
''Öyle, ikimiz için de öyle ama şu an aynı yataktayız değil mi?'' dediğinde Seungri kızarmıştı biraz.
''Şikayetçi misin bu durumdan?'' dediğinde Seungri kafasını hayır anlamında salladı ve kendi elini neredeyse titrer bir şekilde ona doğru uzattığında Seung Hyun'da yanağına konan elle anlık olarak gözlerini kapatmıştı.
''Beni sakın bırakma'' dedi Seungri birden.
''Sana nasıl bağlandım, nasıl kendimi bu kadar kaptırdım bilmiyorum. Belki de doktor tedavisine bile ihtiyacım vardır ama her neyse işte. Seung Hyun beni sakın bırakma'' Seung Hyun gözlerini açıp gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRONG NUMBER | TOPRI
Fanfictionİki ergen bir arkadaş gecesinde işletmeye çalıştıkları numaranın başlarına nasıl bir dert açacağını nereden bilebilirdi ki? Bu hikaye yaş sınırlaması ve rahatsız edici ögelerle şiddet içermektedir. Lütfen boş atmayın ve rahatsız olacaksınız okumayın...